Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Genelkurmay diyor ki: “Şayet, ortada delil değeri taşıyan bir belge mevcut ise, bunun bulunması gereken yerin basın organları değil, yetkili soruşturma makamları olduğunda şüphe bulunmamaktadır.”
Hayır, bulunmaktadır.
Eğer ortada yüksek rütbeli subayların yalan dolan yayarak hükümeti alaşağı etmeyi, Alevi-Sünni çatışması çıkarmayı planladığını gösteren bir belge varsa bunun ilk bulunması gereken yer basın organlarıdır.
“Soruşturma makamlarından” önce, hatta.
Çünkü bu ve bunun gibi belgeleri halkın dikkatine getirmek basının ilk görevidir.
“Duyurma” ve “ortaya çıkarma” basının birinci görevidir.
Türkiye gibi “soruşturma makamları”nın siyasileşmiş olduğu, kanunsuzlukların, yolsuzlukların, cinayetlerin üzerini örtmenin gelenek olduğu bir ülkede ise gazetelerin bu tür belgelere soruşturma makamlarından önce ulaşması hayatidir.
Çünkü bu makamlar pekâlâ bu belgelerin gereğini yapmayabilir. Ya da böyle belgeler ellerine geçtiği zaman suç kanıtlarını temizleme faaliyetine girişebilirler.
Nitekim İrticayla Mücadele Eylem Planı konusunda böyle olduğuna dair iddialar ve belirtiler var.
Bu konunun sadece askeri savcılar tarafından incelenmesi kabul edilemez.
Orduda en üst mevkilerde olan kişilerin suçlanmasına neden olabilecek bir olayda hiçbir askeri savcı tam yansızlık ve özgürlük içinde çalışamaz.
Deneyebilir belki ama başarılı olma şansı yüksek değildir.

Haberin Devamı

Herkes aynı fikirde değil
“Soruşturmalarda, soruşturmanın gizliliği ilkesinin... her zaman dikkate alınması gerekliliği açıktır” diyor Genelkurmay.
Ama burada söz konusu olan soruşturma değil suçtur.
Soruşturma gizli olabilir.
Ama suç veya suç işlenmiş olduğu şüphesinin gizli olmasına dair bir kural yoktur.
Aslında, bu konuda soruşturma bile basının takibi altında olmalıdır. Çünkü iddialar çok ciddidir. Üstünün örtülmeyeceğinin, geçiştirilmeyeceğinin teminatı basının projektörüdür.
Genelkurmay Askeri Savcılık tarafından daha önce verilen kararlara, bağımsız ve tarafsız bir soruşturma neticesinde ulaşıldığını söylüyor. “Hukuka saygılı olduğunu ifade eden hiç kimsenin, söz konusu karara karşı saygısız tavırlar içine girme ve karara gölge düşürmeye çalışma hak ve yetkisi yoktur” diyor.
Üzgünüm ama herkes aynı fikirde değil.
Başkaları da “Askeri müzik ne kadar müzik ise askeri yargı da o kadar yargıdır” diyor.
Sanırım Genelkurmay’ın anlamakta zorlandığı bir şey var. O da şudur: Asker itibar kaybetmekte. Çünkü birkaç yıldan beri sivillerin işine zamansız ve akılsız müdahalelerde bulundu. Ve çok konuşuyor.
Siviller artık asker bir şey söyleyince ayağa fırlayıp hazır ola geçmiyorlarsa nedeni bu otorite yıpranmasıdır.
Onun için bir şey söylerken çok ama çok dikkatli olmanız gerekiyor, asker arkadaşlar. Çünkü sermayeden yiyorsunuz.