Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Anadilde eğitim Kürtlerin baş isteklerinden biri haline geldi. Bu her ne kadar birçok Türkün yüreğine dehşet salıyorsa da, anadilde eğitim demokratik ülkelerin azınlıklara veya bölgesel halklara tanıdığı rutin bir haktır.
Avrupa Konseyi 1992’de konuya bir düzen getirmek amacıyla Bölgesel ve Azınlık Dilleri Konusundaki Sözleşme’yi kabul etti.
Sözleşmeyi Ermenistan’dan Avusturya’ya, Ukrayna’dan İngiltere’ye birçok devlet imzaladı. Romanya gibi Türkçeye azınlık dilli hakkı tanıyan ülkeler bile var.
Bu anlaşmayı imzalasaydı Türkiye azınlık dilleri konunda kendi ellerini kelepçeye vurmaz, Rumca, Ermenice gibi ülkemizde kullanılan bütün azınlık dilleri konusunda liberal bir rejime sahip olurdu. Ama imzalamadı, yükümlülüklerini kabul etmiyor.
Kürtlerin anadilde eğim konusunda kamuoyuyla paylaşılmış ayrıntılı bir çalışma veya kesin bir önerisi yok.
Ama, anladığım kadarıyla, Kürt önderlerin aklında olan Kürtler için anaokulundan üniversiteye bütün derslerin Kürtçe okutulduğu bir eğitim düzenidir.
Eğer amaç siyasi ise, bir vadede Güney Doğu Anadolu’yu Türkiye’den kopartıp bağımsız bir devlet haline getirmekse, bu pratik bir öneridir. Bir nesil içinde Kürtçeden başka dil konuşamayan, muhtemelen okullarda Kürt milliyetçiliği ile endokrine edilmiş bir halk meydana gelir. Böyle bir halkı Türkiye’den kopmaya ikna etmek zor olmaz.

Korku değil güven ortamı
Amaç siyasi değilse, akademik ve kültürelse, anaokulundan üniversiteye Kürtçe eğitim pratik değildir. Hatta demokratik değildir.
Türkiye’de çoğunlukta olan Türklerdir, dominant dil de Türkçedir ve öyle kalacak. Bunun uygulamada sonucu şudur: Eğer Türkçe bilirseniz Türkiye’nin her yerinde meramınızı anlatabilirsiniz, eğitim alabilirsiniz, iş bulabilirsiniz.
Kürtçeden başka dil bilmemek Kürtlerin fırsat alanını daraltır. Sadece Kürtçe bilen çocuklar Türkiye’nin en iyi okullarına gidemez, Türkiye’nin çoğu Orta ve Batı Anadolu’da olan en iyi şirketlerinde çalışamaz. A’dan Z’ye Kürtçe eğitim vererek çocuklara bir hak tanıyayım derken başka haklardan ve fırsatlardan mahrum bırakırsınız. Bir sorunu çözerken başka bir sorun yaratırsınız.

Orta yol ne olabilir?
Orta yol bilimsel ve pratik olan yoldur. Ve seçimi siyasilere değil ebeveynlere bırakmaktır.
Türkçe tedrisata devam edilmesi, ek olarak Kürtlere (ve isteyen Türklere) Kürtçe dil/edebiyat/tarih/vs dersleri sunulması orta bir yol olabilir. Eğer yeteri kadar talep varsa Kürtçe tedrisat yapan okullar da açılır. Salt Kürt konuları için kürsüler ve üniversiteler kurulur.
Tabii, konu basit değil. Birden çok Kürtçe var. Hangi dil veya lehçede eğitim yapılacak? Kürtlerin çoğu Güney Doğu illeri dışında yaşıyor. Bunların “anadilde eğitim” talebi (eğer varsa) nasıl karşılanacak? Geçiş dönemi nasıl olacak? Ders kitapları, öğretmen yetiştirmek?
Kürtçenin üzerindeki bütün kısıtlamalar kaldırılmalıdır. Anadilde eğitim siyasi değil, bilimsel çerçevede tartışılmalıdır. Ve özgürlükler sorunun bir parçası olarak görülmelidir.
Yeteri kadar özgür olmamaktan yakınan sadece Kürtler değil. Tesettürlü öğrencilerden gay’lere, Ermenilerden Caferilere her taraftan talepler yükseliyor. Yeni anayasa hazırlanırken bu istekler karşılanmalı, korku değil güvenin hüküm sürdüğü bir düzene geçilmelidir.