Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bankaların altı ay önce bir yıllık kredi için ödedikleri faiz LIBOR + 47.5 baz puan spread* (ek faiz) şeklinde idi. Spread ikincil piyasada 100 baz puana çıktı. Ama bankacılardan öğrendiğime göre, Ak, Garanti, İş gibi büyük bankalar için geçerli olan bu spread daha küçük bankalar için 150 baz puana kadar çıkmaktadır. Demek ki, Amerikan krizinden sonra Türk bankalarının spread'leri* en iyi hallerde yüzde yüzden fazla arttı. Amerika Birleşik Devletleri'nde geçen patlak veren finans krizinin ilk etkileri Türkiye'de de hissedilmeye başlandı. "Prime (birincil, yani en büyük ve güvenilir bankalar) bankalar için 100 baz puan, ufaklar için 150 konuşuluyor" diye konuştu bir Alman bankacı. "Trend yükselişte. Gelecek yılın ilk altı ayında daha da yüksek olacak."Bunun gelecek anlamı ise şudur: Türk bankalarının yabancı bankalardan aldıkları kredilerin vadesi dolunca yapacakları yeni borçlanmanın spread'leri ikincil piyasada geçerli seviyelere yakın olacak.Bu olgunun reel sektöre etkisi de şu: Bankalar, halen faiz yükleri artmamış olmakla beraber, müşterilerine ikincil piyasanın talep ettiği yeni faiz oranlarını uygulamaya başladılar. Yani, bankalar faizleri yukarı çıkarıyorlar.Proje finansmanında da aynı durum geçerlidir. "Yabancı bankalar eskisi kadar rahat değil" şeklinde konuştu bir bankacı."Fiyatlarının içine risk primi yerleştirmeye başladılar. Türk bankaları da, maliyetleri artmamış olmasına rağmen, bu ralliye katıldı." Bundan en çok etkilenecekler arasında Petkim'in yüzde 51'ine 2 milyar 40 milyon dolar veren Socar-Turcas-Injaz Ortak Girişim Grubu var. Öğrendiğime göre, ortaklık, satın almanın yüzde 70'ini krediyle finanse etmeyi tasarlıyor ve bankalardan duyduklarından pek hoşnut değil. Bir başka saha olan ihracat finansmanında fiyatlar halen yukarı doğru çok az kıpırdadı. Bu piyasada işlem hacmi yüksek olduğu için "sürümden" kazanan bankalar müşterilerini kaçırmak istemiyorlar. Bu gelişmelerin işaret ettiği gerçek şudur: Batı'daki finansal kriz derinleştikçe Türkiye'de borçlanma maliyeti artacak. Bunun dışındaki en büyük tehlike özel sektörün taşıdığı kur riskidir. Önümüzdeki aylarda kurlar ciddi boyutta yukarı doğru değişirse şirketler bankaları rahatsız edebilir.Ekonomi başyazarımız Güngör Uras'ın hesaplamasına göre, yıl ortasına kadar reel sektörün (şirketlerin) kullandıkları döviz kredileri 108 milyar dolardır. Yabancılar rahat değil * En güvenilir bankalar ve şirketlerin ödediği faiz LIBOR'dur (London Interbank Offered Rate) LIBOR bankalararası piyasada bankaların birbirinden borçlandıkları zaman ödedikleri faiz oranıdır. İngiliz Bankacılar Birliği (British Bankers' Association) tarafından her gün yeniden tespit edilir. Bu tespite baz alınan faiz oranı dünyanın en güvenilir bankalarının bankalararası depozitolara bir gecelik vadeden bir yıllık vadeye kadar uyguladıkları faizdir. LIBOR bütün dünyada referans olarak kullanılan temel faiz oranıdır. Kredilere genellikle LIBOR'a ek olarak spread, yani faiz ek uygulanır. Spread alıcının ve alıcının içinde bulunduğu ülkenin güvenilirliğine göre iner ve çıkar. Spread baz puan olarak ölçülür. Bir baz puan eşittir % 0.01. mmunir@milliyet.com.tr Ülkenin güvenilirliği