Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yıllar süren kararsızlıktan sonra, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı kuruldu ve başına bugüne kadar bürokraside karşılaştığım en etkileyici insanlardan biri atandı: Alpaslan Korkmaz. Beş dil konuşan ve Türkiye'ye gelmeden önce İsviçre'ye yabancı sermaye çeken ajanslardan birini yöneten Korkmaz bu iş için biçilmiş kaftana benziyor. Bu son gelişmelerin arkasındaki itici güç bizzat Başbakan Tayyip Erdoğan'ın kendisidir. Kalkınma ajansları bugüne kadar yabancı sermaye çekmekte başarılı olmuş ülkelerden hepsinin kullandığı sihirli bir levyedir. Hükümet sessiz sedasız yabancı sermaye konusunda yeni bir çağ açacak adımlar atıyor. Globalleşme bir kumaşsa bu kumaşın deseni yabancı sermaye yatırımlarıdır. Sermaye ve girişimin bol olduğu ülkelerden, sermaye ve girişim bolluğu dışında avantajlara sahip ülkelere yatırım yağıyor. Bundan daha on sene önce bu bahis açılınca akla gelmeyen Çin, Hindistan, Slovakya gibi ülkeler rekor miktarlarda yabancı yatırım çekiyor.Geçen yıl Türkiye'ye yönelik yabancı sermaye girişleri en üst düzeye ulaştı. Ocak -kasım döneminde 18 milyar dolar geldi. Ama sıfırdan başlayıp tesis kuran, yeni istihdam yaratan yatırım miktarı sadece bir milyar dolar civarındadır. Gelen paranın büyük bir bölümü mevcut kurumları özelleştirmeden veya özel şirketlerden satın almak üzere kullanıldı. Yatırımcıların çoğu Türk pazarından pay kapmak isteyen çokuluslu şirketlerdi. Görünümün ve yapılan propagandanın aksine, Türkiye hâlâ yabancı yatırımlar için önemli bir cazibe merkezi değildir. İyileştirilmiş olmakla beraber, koşullar rakip ülkelerinki kadar iyi olmaktan uzaktır. Türkiye yabancı yatırımcı çekmek bir yana kendi yatırımcılarını, daha iyi ortam sağlayan başka ülkelere kaptırma riskiyle karşı karşıyadır. Globalleşmenin deseni Makedonya'nın Türk girişimcileri çekmek için gazetelere verdiği ilanlara bakın. İki milyon nüfuslu bu yakın ülkenin sunduğu teşviklerin tümü -özellikle vergi konusunda- bizimkilerden iyi.Türkiye yabancı sermaye konusunda bilgisizlik, duygusallık ve ırsi kapitülasyon korkularının esiri olmaya devam ediyor. Bunları değiştirmek Korkmaz'ın görevi olacak."Türkiye yabancı sermaye yatırımlarında bir rüzgâr yakaladı. Bunu fırtınaya çevirmeliyiz" diyor 36 yaşındaki Korkmaz.Korkmaz, 1960'larda önce İsviçre'ye işçi olarak giden bir anne babanın oğludur. İsviçre'de doğdu, eğitimini orada tamamladı. Neuchatel Üniversitesi'nde iş yönetimi okudu. Uluslar ve Kültürler Arası Müzakereler konusunda doktora çalışması var. İş hayatına 1994'te Onur Air finans departmanında başlayan Korkmaz, 1997'de de Begotex, şirketinde direktör oldu. Begotex merkezi İsviçre'de bulunan ve 21 ülkede faaliyet gösteren uluslararası bir danışmanlık firmasıdır. Globalleşme stratejilerinde uzmanlaşanve özel sektör firmalarıyla çalışan şirket, bunların yanı sıra İsviçre'nin Neuchatel, Vaud ve Valais kantonlarının da danışmanı. Korkmaz, Mart 2002'de Begotex'ten Neuchatel kantonununa yatırım çekmekle görevli Yatırım Promosyon Ajansı'nın direktörlüğüne getirildi. İsviçre'de ilk defa bir Türk böyle bir göreve getiriliyordu. "Zengin bir ailenin çocuğu değilim" diye anlattı Korkmaz. "İşçi çocuğuyum. Şirketim oldu. Para kazanmaya başladım. Buna rağmen bu devlet görevini kabul ettim. İdealist bir tarafım var. Hem Türklere hem de İsviçrelilere mesaj vermek istedim: İşçi çocuğu olabilirsin, Türk olabilirsin. Çalışırsan mümkün!"Bir buçuk yıl kadar önce danışmanları, Başbakan'a Korkmaz'dan bahsettiler. "Bir gün bana telefon geldi," diye anlattı Korkmaz. "Yaptığın işi Başbakan'ımıza anlatır mısın? diye. Ankara'ya gittim. Türkiye için yapılması gerekenleri anlattım. Başbakan'ın ilgisini çekti. Sorular sordu. Birkaç ay sonra gene arandım. Başbakan, 'arkadaşımız gelsin' demiş. Düşünür müsün? diye sordular." Senin görevin, Korkmaz... Hafif bir yabancı aksanıyla konuşan Korkmaz, biraz durdu ve "Türkiye'yi seven bir insan olarak eğitildim" diye anlattı. "Hiçbir siyasi görüşüm yok. Kimseyi tanımam. Torpilim yok. Türkiye'yi uzaktan sevdim. Katkım olacaksa düşünmekte yarar vardı."Korkmaz, geçen eylül ortasında Ankara'ya uçtu. Ekimde Erdoğan tarafından Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı'nın başkanlığına getirildi. Korkmaz'ın ümit ettiği gibi çalışırsa bu ajans yabancı sermaye yatırımı konusunda bir dönüm noktası olacak. Ajansın amacı, yabancılar için yatırımı bürokratik bir bataklık olmaktan kurtarmak, Türkiye'yi ideal bir yatırım ülkesi haline getirmektir. Yatırımcı bir tek yere uğrar (One stop shop tek durak, bir çözüm), bütün işlerini orada halleder. Bürokrasiyi ortadan kaldıran, işlemleri çabuklaştıran, özel sektör mantalitesiyle yürütülen bu tür ajanslar yabancı sermayeyi üçüncü dünyadan birinci dünyaya terfi etmek için kullanan ülkelerde lokomotif rolü oynadı. Bunların klasik örneği birkaç nesilde yoksulluktan zenginliğe geçen İrlanda ve Singapur'dur. 'Türkiye'yi uzaktan sevdim' "İsviçre'deki başarılı tecrübemizi buraya aktaracağız" diye konuştu Korkmaz. "Bütün bürokratik muamelelere maksimum bir süre koyacağız. Zaman limitleri gelecek. Başvuru bir yere yapılacak. Gidilmesi gereken bütün yerlere yatırımcılarla beraber gideceğiz. Hiçbir yatırımcıyı geri çevirmeyeceğiz. Bu memlekete menfaat sağlayacak herkesin arkasında duracağız."Bütün bunlar nasıl olacak? Korkmaz kadrosunu yeni tamamladı ve biri Ankara, diğeri İstanbul'da olmak üzere ajans için iki ofis kiraladı. Halen hem yatırımcılarla konuşuyor hem de nisandan önce Başbakan'a sunmayı umduğu iş planı üzerinde çalışıyor. Başbakan'ın şahsen ilgilendiği ajans, doğrudan Erdoğan'a rapor vermektedir. Tüm bakanlıklara, ajansın ihtiyaç duyabileceği her türlü destek ve yardımı sağlamaları için gerekli talimatlar Başbakan tarafından verildi. Bunlar Korkmaz'a büyük güç ve güven veriyor. Bürokrasiye zaman sınırı Diğer ülkelerde yatırım ajansları yabancı sermaye konusunda tek devlet kuruluşu oldukları için başarılı oldular. Başarılarının en büyük sırrı "tek durak, tek çözüm" yeri olmaları. Bizde hem Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı olacak hem de bu güne kadar yabancı sermaye ile uğraşmış Hazine gibi bütün kurumlar yerlerinde duracak. Korkmaz bu paradoksun farkında, ama bu kuruluşlarla yakın çalışma içinde bulunacağını belirtmekten ileri bir yorumda bulunmak istemiyor. "Yıllardan beri konuyla uğraşmış devlet kurumlarını bir anda kaldıramazsınız" diyor. mmunir@milliyet.com.tr Tek durak, tek çözüm