Başbakan, partisinin kısaltılmış adına AK Parti değil, AKP diyenlere hiddetleniyor. Geçen gün yine hiddetlendi. “AKP diyenler ne yazık ki... siyasi etiği hiçe sayarak bunu edep dışı söylemektedirler. Bu kadar açık ve ağır söylüyorum. Çünkü bizim kısaltılmış adımız AK Parti’dir.
Herkes bunu böyle yazmaya mecburdur. Böyle yazmıyorsa bu edebe, adaba sığmaz. Benim yasal olarak kısaltılmış adım neyse onu söylemeye mecbursun.”
Hiç kimse hiçbir şeyi söylemeye mecbur değil, Sayın Başbakan. AKP’ye AK Parti dememenin edeple ve siyasi etikle de alakası yok.
“Ak” AKP’nin hak etmediği bir sıfat olduğu için kullanılmıyor. Bir çeşit yozlaşmaya karşı minik protesto olarak.
Ak olmak pozitif bir özelliktir. Bu özelliğin AKP yönetiminde olmasını çok isterdim ama göremiyorum. Bu konuları araştırmayı uzmanlık haline getirmiş uluslararası kurumlar da göremiyor.
Yolsuzlukla mücadele
İlginç bir tesadüf sonucu Başbakan’ın “Ak” konuşmasını yaptığı gün Uluslararası Şeffaflık Örgütü 2009 Yılı Küresel Yolsuzluk Barometresi’ni yayımladı.
Barometre dünyanın 70’e yakın ülkesindeki kamu kurumlarındaki yozlaşmayı ölçüyor. Hükümetlerin yolsuzlukla mücadelesinin ülke vatandaşları açısından nasıl değerlendirildiğini inceliyor.
Erdoğan’ın “AK” partisinin yönettiği Türkiye barometrede alt sıralarda. (Hangi listenin alt sıralarında değil ki?) Üstelik bir yıl önceki sıralamaya göre de daha altta.
Araştırma sonuçlarına göre, siyasi partiler ve kamu sektörü tüm dünyada en fazla yolsuzluğun olduğu alanlar olarak algılanıyor.
Hükümetlerin yolsuzlukla mücadele gayretleri yetersiz bulunuyor.
Halk konuşmak istemiyor
Mülakata katılanların yarıdan fazlası, rüşvette kanunların özel sektör şirketlerinin lehine olacak şekilde yazılmasının etkin olduğunu belirtiyor. Türkiye bu algının en yaygın olduğu ülkelerden biri.
Halk, yolsuzluk konusunda konuşmak istemiyor. İnsanlar genellikle rüşvet konusunda şikâyette bulunmak için resmi makamlara başvurmuyorlar. Devletle olan işini yaptırabilmek için rüşvet verdiğini belirtenlerin dörtte üçü resmi makamlara şikâyette bulunmamış.
Barometre sonuçlarına göre, değerlendirmeye alınan ülkelerde kamuoyunun sadece yüzde 31’lik kısmı yolsuzlukla mücadele konusunda hükümetleri etkili bulurken, yüzde 56’lık kısmı yetersiz olarak değerlendirmiş. Türkiye için bu bulgular yüzde 52 oranında hükümetin girişimlerinin yetersiz olduğu doğrultusunda olup, bu rakam 2007 yılına göre yükselmiş bulunmakta.
“AK Parti derken işte oradaki AK, aynı zamanda temizliği ifade etmektedir” diyor Erdoğan. “Adalet ve kalkınmanın baş harfleri ile ülkemizin siyasetine AK temizliği getirme budur.”
“AK” temizliği getirme bu ise getirmeme nasıl bir şey, düşünmek bile istemiyorum.