Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) 13 Mayıs 2011’de bir yönetmenlik çıkartarak baraj inşaatlarının denetimini devlet kurumlarından alıp özel sektöre devretti. Bunun yanlış olduğuna inanan Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) yönetmenliğin iptali için Danıştay’a başvurup yürütmeyi durdurdu yani bir anlamda iptal etti.
DSİ, Adana’da on kişinin ölümü ile sonuçlanan baraj felaketinin kabahatini bu iptalin yarattığı denetim boşluğuna ve TMMOB’ye yüklemeye çalışıyor.
Başarılı olabileceğini sanmıyorum.
Çünkü, baraj denetimlerinin yetersiz olmamasının nedeni yönetmenliğin iptali değildir. Yönetmenliğin kendisidir.
Yönetmenlik etkin olması mümkün olmayan bir sitem getirdi. Kısa sürede de, uygulamada bu ortaya çıktı. Ama yanlıştan dönülmedi.
DSİ’nin sistemi, baraj inşaatlarında denetimin özel firmalar eliyle yapılmasını öngörüyor. Barajı yaptıran şirket bir denetim firması tutacak, bu firma inşaatı kontrol edip şirkete rapor sunacak. Bir inşaatın kaidelere göre yapıldığının denetimini yapanın finansmanı ile olamaz. Dünyadaki uygulamalar bunun olamayacağını gösteriyor.

Denetim firmalarının ücreti
Sektörün önde gelenlerinden birinin sözleri ile: “Denetim firmalarının ücretlerinin işi yapan tarafından karşılanması en büyük uygunsuzluğu teşkil etmektedir.”
Neden? Çünkü geçimini işi yaptıran şirketten temin eden denetim firması doğru dürüst denetim yapamaz. Yaparsa işine son verilip, yerine daha uysal biri atanabilir.
“İnşaatı yapan firmanın, bir rekabet ortamında, pazarlık yaparak, kendinin seçtiği, kendi parasıyla kendini denetlettirdiği bir sistem ne kadar güvenli olabilir?” diye soruyor enerji sektörünün önde gelenlerinden biri.
Olamaz, tabii ki.
Ne olur peki?
Yüzlerce baraj doğru dürüst denetim yapılmadan inşa edilir ve risk arz eder.
“Korkarım çok daha elemini yaşayacağımız su yapıları inşa etmeye başladık,” dedi bir üst düzey bürokrat. “Çünkü çoğu denetimsiz. Hoş, böyle denetim olsa ne, olmasa ne?”
On-on beş yılda 1.500 civarında hidroelektrik santral yaptırma sevdasına kapılan hükümet standartları sadece denetimde indirmedi.
Gene üst düzey bürokratın sözleri: “Sediment (akar suyun baraj sahasına taşıdığı çamur) açısından 220 yıl olarak belirlediğimiz baraj ömürleri 50 yıla düşürülmüş, baraj emniyeti açısından özellikle dikkat ettiğimiz dolu savak kapakları ekonomik gerekçelerle yarıya indirilmiş, daha neler neler.”
Adana trajedisinden sonra DSİ getirdiği denetim sisteminin yürümediğini anladı. DSİ Genel Müdürü Akif Özkaldı dün bana yeni ve daha etkin bir yöntem bulmak için çalışmalar yapmaya başladığını söyledi.
Adana’daki barajı felakete maruz kalan EnerjiSa’dan da bir mail aldım. Kurumsal İletişim Müdürlüğü’nden Banu Kağıtçı imzalı mektupta “olayın nedeninin ortaya çıkarılması için tüm sorumluluklarımızı yerine getireceğimizi ve alınması gereken aksiyonlar konusunda her zaman olduğu gibi kararlılığımızı koruyacağımızı bildirmek isteriz,” dendi.

Haberin Devamı

Düzeltme: Dünkü köşemde bir yazılım hatası yaparak yönetmenlik tarihini 2011 yerine 2001 olarak yazdım. Düzeltirim.

Haberin Devamı

EnerjiSa’dan aldığım mektup:
8.3.2012

Haberin Devamı

Sayın Münir,
Enerjisa olarak yaşanan olayı ilk günden beri yakından takip etmekteyiz.
Sizin de bildiğiniz üzere, konuyla ilgili idari ve adli soruşturma başlamış olup, olayın kesin sebebi bilirkişi raporundan sonra belli olacaktır. Nedeni ne olursa olsun olayın aydınlanması bizim için de, aynı zamanda diğer faaliyetlerimize yansıtılabilecek iyileştirmeler açısından da, son derece önemlidir.
İlkelerimiz gereği yaşanan olayın nedeninin ortaya çıkarılması için tüm sorumluluklarımızı yerine getireceğimizi ve alınması gereken aksiyonlar konusunda her zaman olduğu gibi kararlılığımızı koruyacağımızı bildirmek isteriz.

Saygılarımızla,
Enerjisa

BANU KAĞITÇI
UZMAN KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRLÜĞÜ

ENERJİSA
STRATEJİK İŞ DESTEK DİREKTÖRLÜĞÜ