Bu programı hazırlarken herkes saçmalama hayatta yetişmez, yorulursun, olmaz dedi..
Ama biz az uyuduk , yemek yemeyi unuttuk onun yerine daha çok doğaya karıştık, daha çok plaj keşfettik , tarihin kalıntılarında geçmişe yolculuk yaptık. Yani tatili doya doya yaşadık.
İstanbul'dan günü kaçırmamak amacıyla erken saate aldığımız 06.40 uçuşumuzla 1 saat 10 dk’lık yolculuktan sonra havaalanına iniş yaptık. Havaalanından gidebileceğiniz birçok yer için otobüs ve taksi imkanlarınız bulunmakta, ancak biz yoğun bir programımız olduğu için araç kiralayarak Lara bölgesindeki Airbnb den kiraladığımız eve geçtik.
1-) KURŞUNLU ŞELALESİ
İlk rotamız Lara’ya yaklaşık olarak 20 dk. mesafede olan Kurşunlu şelalesi oldu. Navigasyonla kolaylıkla bulabilirsiniz. Bunun dışında sizi yönlendirecek tabelalar da mevcut.
Yetişkinler için 10 TL, öğrenciler için ise 5 TL giriş ücreti var, müze kart geçmiyor. Giriş kısmında küçük kafeteryalar bulunuyor. Ücretleri makul fiyatlarda, içecek ve yiyecek seçenekleri mevcut.
Yaklaşık olarak 10 dk. bir yürüyüş sonrası şelaleye ulaşıyorsunuz. Kurşunlu şelalesinin 33 hektara sahip, 18 metre yükseklikten dökülen ve 7 adet göletin oluşturduğu mutlaka herkesin görmesi gereken bir doğal güzellik olduğunu söyleyebilirim. Rengiyle, doğasıyla, temiz havasıyla, zengin flora ve faunasıyla en az 3 saat ayırmanız gereken bir tabiat harikası. Uzun bir yürüyüş parkuruna sahip alanda rahat ayakkabılar ve kıyafetler giymenizi öneririm.
2-) YUKARI DÜDEN ŞELALESİ
İlk günümüzü şelalelere boğasakta Kurşunlu şelalesi ile Düden şelalesi arası 15 dakika. O yüzden bizim için 2. durak oldu :) Yeşilin ve mavinin en güzel tonlarıyla karşılaşacağınız Düden şelalesi, kaynaklarda İskender'in bölgeden geçerken atlarına bu şelaleden su verdiği söylendiği için İskender şelalesi olarak da adlandırılmakta.
Yaklaşık olarak 40 metre yükseklikten akan şelale Düden çayını oluşturuyor bu çay 9 kilometre mesafeden Aşağı Düden şelalesi ile Akdeniz'e dökülmekte.
Giriş ücreti 5 TL. Alanın içerisinde mesire yeri, büyüleyici renkleriyle Düden şelalesi ve manzara eşliğinde yürüme parkuru, restoran, doğal mağaralar ve yarasa yaşama alanları mevcut.
3-) AŞAĞI DÜDEN ŞELALESİ
Antalya kent merkezine 8 km uzaklıkta olan şelale Lara bölgesinde bulunmaktadır. 'Karpuzkaldıran' olarak da bilinen şelale Yukarı Düden şelalesinden oluşarak Düden çayı ile Akdeniz'e döküldüğü noktadır.
Yaklaşık 40 metre yükseklikten akan şelale inanılmaz güzel bir görüntü sunuyor sizlere.
4-) GÖYNÜK KANYONU
2.gün sabah erkenden Göynük kanyonu için yola çıktık. Kemer'de bulunan kanyon Lara bölgesine 1 saat uzaklıkta.
Kanyona girişin 10 TL bir ücreti bulunuyor. Kanyon içinde yemyeşil sizi büyüleyecek güzellikte yüzülebileceğiniz göletler, 2 km’lik bir kanyon yürüyüşü ve sonrasında ulaşacağınız kanyon içinde doğal bir havuz bulunuyor. Doğal havuza giriş ekstra ücretli. Girişte şu şekilde paketler alabilirsiniz. Sadece kanyona giriş ücreti:10 TL, Doğal havuzda yüzebilmek: 80 TL, Botla gezmek için ise :50 TL ücret bulunuyor. Doğal havuzlu paketleri alırsanız özel jeeplerle 2 km’lik yol için ulaşımınızı sağlıyorlar. Biz yürüyerek gitmeyi tercih ettik. Yürüyüş esnasında eşsiz manzaralar sizi bekliyor. Önerim çıkarken jeep kullanmak, geri dönerken ise yürümeniz olacaktır :) Müze kart geçmiyor.
Göletler ılık özellikle Antalya sıcağında yürüdükten sonra çok iyi geliyor. Suyun içinde çok fazla balık var. Sürekli çarparak biraz rahatsız edici olabiliyorlar :)
5-) OLYMPOS ANTİK KENTİ
Kanyondan sonra 2.durağımız olan 1 saat uzaklıktaki Olympos antik kenti için yola çıktık. Yol üzerinde uğrayabileceğiniz Yanartaş bulunuyor. Biz zamandan kazanmak için görmeyi tercih etmedik ama merak edenler için güzergahınıza alabilirsiniz. Olympos antik kenti virajlı ve dar yollardan sonra karşınıza çıkıyor. Geniş bir otoparkı var. Alan içeresinde kalabileceğiniz birçok bungalov tercihleri ve restoranlar bulunuyor.
Antik kente giriş ücreti:3o TL, bunun yerine müze kart çıkartabilirsiniz. Müze kart siviller için:60 TL, öğrenciler için:30 TL, öğretmenlere ise ücretsiz :)
Yeşilliklerle çevrili antik kalıntılar arasında 5 dk. bir yürüme mesafesi var. Uzunca taşlık bir plajı ve temiz bir denizi var. Kendi havlunuzu alarak güneşlenip denizi kullanabiliyorsunuz.
Olympos çayını takip ederken çok fotojenik karelerde sizi bekliyor olacak :)
Olympos antik kentini çok sevdiğimiz için son dakika kararıyla konaklamamızı buradaki bungalovlardan birinde yaparak bir sonraki günü de Olympos'a ayırdık. Baştan bunu göz önüne alarak konaklamanızı ona göre oluşturmanızı tavsiye ederim :)
6-) KALEİÇİ
Tarihi surların arasında hüküm sürmüş, çiçeklerle renklenmiş sokaklar, göz kamaştıran tarihi konaklarla geçmişi günümüzle birleştiren Kaleiçi. Bergama İmparatorluğu'nun bünyesinde büyüyen şehir Bergama'nın yıkılmasıyla Roma İmparatorluğu tarafından ele geçiriliyor. Roma ardından Bizans yönetimine sonra da Anadolu Selçuklu Devleti yönetimine geçen şehir, Türklerin yerleşmesiyle daha da büyümüş, önemi artmış ve liman şehri özelliğini korumuştur.
Yangınlar sonucu büyük kısmını kaybetse de ayakta kalan surlar hala mevcut.
Tüm gün ayırabileceğiniz Kaleiçi'nde ;
Yivli Minare Camii ve Külliyesi, Tarihi saat kulesi, Hadrian Kapısı, Suna-İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi, Etnoğrafya Müzesi, Deniz Biyoloji Müzesi, Oyuncak Müzesi, Panoramik Asansör, Yat Limanı, Kırk Merdiven, Hıdırlık Kulesi, Karaalioğlu Parkı görülebilecek yerler arasında.
Doğa, deniz, antik kentler derken eğlencesi eksik olur mu?
Kaleiçinde akşam eğlenebileceğiniz birçok canlı müzik ve eğlence mekanı bulunuyor.
Alışveriş yapmak içinde Kaleiçi oldukça uygun :)
7-)ALTINBEŞİK MAĞARASI
Lara bölgesinden 2.5 saatlik - Manavgat’tan ise 1.5 saatlik bir mesafesi bulunuyor. Bu yolun yaklaşık 1 saati çok virajlı ve dar yollardan oluştuğu için sizi zorlayabilir. Yol boyunca şahane manzaralarla karşılaşıyorsunuz.
Mağara girişi kişi başı 20 TL, Araç ücreti ekstra olarak 30 TL olarak alınıyor.
Yıllar önce instagramda bir fotoğrafta görüp aa ben kesin buraya giderim deyip o yol bile gözümde büyümedi :)
Mağaradan bahsedecek olursak Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ise 3. en büyük yer altı gölüne sahip Altınbeşik Mağarası, araştırılabilen kısmı kollarıyla birlikte 2200 metreyi bulmaktadır. Mağara, ağzından itibaren 125 m uzunluğunda bir gölle başlıyor. Gölün derinliği, yer yer 15 metreye kadar ulaşıyor. Gölün orta kısmında doğal bir kaya bloğundan oluşmuş köprü bulunmaktadır. Bu gölün sonunda 44 metre yüksekliğinde tüm salonu kaplayan dikeye yakın diklikte traverten bulunmaktadır. Ardından 3 kolla devam eden mağarada aktif kol 8 metre yükseklikteki bir dereye kadar araştırılmıştır. Mağara, fosil kolun dışında, tamamen travertenler ve yarıklarla kaplıdır. Mağara ancak yaz ve sonbahar aylarında girişe uygundur. Kış ve ilkbaharda mağara tamamen suyla dolarak önündeki dereden akmaktadır. Bu yüzden bu mevsimlerde mağara kapanmaktadır. Mağaranın içerisinde botlarla geziyorsunuz. Mağaraya en son giriş 18.00. Gördüğüm en şahane yerlerden olduğunu söyleyebilirim. Alanı biraz küçük olsa da etkileyiciliği tartışılmaz.
Mağaraya 15 dakikalık bir mesafede düğmeli evler varmış. Maalesef biz onu dönünce öğrendik gitmişken rotanıza ekleyebilirsiniz.
8-) MANAVGAT ŞELALESİ
Gelelim meşhur Manavgat Şelalesine. Belki de Antalya'ya gitmeden önce ismini en çok duyduğum şelaleydi. Ama gidince aman bu muymuş görmesem de olurmuş diye düşünmedim değil. Giriş ücreti 7 TL yolunuzun üzerindeyse görmeyi tercih edebilirsiniz. Ancak ekstra olarak gitmek için biraz hayal kırıklığı oluşturuyor.
9-) MYRA ANTİK KENTİ
Myra Antik Kenti Antalya’nın Demre İlçe merkezinde yer alan antik Likya kentidir. Bu antik şehri gezmek için özellikle sabah saatlerini tercih ettik. Antik kente giriş ücretli, müze kart geçerli.
Likya Birliğinin altı büyük kentinden biri olan Myra'nın M.Ö. 5. YY dan itibaren varlığını sürdürdüğünü kanıtlayan bulgulara rastlanmıştır. Aziz Nikolas'ın piskoposluk yaptığı yer olması ile ünlenen Myra Antik Kenti'nin adı "Yüce Ana Tanrıça'nın yeri" anlamına gelmektedir. Şehrin en önemli yapısı olan St. Nikolas Kilisesi 1034'te Arap akınları sonucu uğradığı işgalde yıkılmıştır.
Kendi adı ile aynı adı taşıyan ova üzerine kurulu Myra Antik Kenti bir kanal ile Çayağzı mevkiinde yer alan ve kendinin liman şehri olan Andriake'ye bağlanmakta idi. Günümüze ulaşan kalıntıları akropolün güney eteğinde yer alan tiyatro ile her iki yanında yer alan kaya mezarları oluşturur. Tepe kısımda ise Roma ve Helenistik dönem surlar bulunmaktadır. Myra bir dönem Likya eyaletinin başkenti olmuştur. Myra Antik Kenti Hristiyan misyonerlerinin en ünlüsü ve hatta en etkilisi olarak kabul edilen Aziz Paul ve arkadaşlarının uğradıkları şehir olması dolayısıyla Hıristiyanlıkça da özel bir önem taşımaktadır.
10-) KAPUTAŞ PLAJI
Kaş yolu üzerinde bulunan plaj en gözde Antalya rotalarından. Antalya'dan yaklaşık olarak 2.5 saatlik bir mesafeden sonra kayalıklar arasında karşınıza çıkan turkuaz sular sizi kendine hayran bırakıyor. Kaputaş plajı için çok erken saatte gitmek gerekiyor. Yoksa çok kalabalık ve yol üzerinde olduğu için araç park etmek imkansız bir hal alıyor.
Plaja giriş ücretsiz. Ekstra olarak şezlong ve şemsiye kiralayabiliyorsunuz. Şemsiye ücreti:15TL, şezlong ücreti ise: 30 TL. Denizi ise derin, dalgalı ve oldukça temiz.
11-) PATARA ANTİK KENTİ VE KUM TEPESİ
Fethiye- Kalkan arasında kalan kent Likya'nın en önemli ve en eski şehirlerinden. Xsanthos Vadisi'nde denize açılan tek yer olması sebebiyle çok fazla önem taşıyan kent yüzyıllarca ayakta kalmıştır. Kent, bir süre Roma egemenliğine de geçiyor. Ancak zaman içinde sahilin denizden gelen kumla dolması gemilerin yaklaşmasını zorlaştırdığı için şehir önemini kaybediyor ve halkın şehri terk etmesiyle birlikte tamamen kumlar altında kalıyor.
Antik kentte görülmesi gerekenler: Roma Zafer takından yapılan girişle batısında üzerinde Likya lahitleri bulunan mezarlar bulunuyor. Bunun dışında tiyatro, Vespasian hamamı, Korinth Tapınağı, ana cadde, liman ve tahıl ambarı.
Kum tepeleri
Deniz kıyısında çöl görünümlü kum tepeleri bulunuyor. Eski Türk filmlerinde çöl sahnelerinin çekildiği tepeler gün batımında şahane bir görüntü oluşturuyor.
Aynı zamanda Patara caretta carettaların yumurtlama alanı. Uygun zamana denk gelirseniz gözetleme alanında yakalayabilirsiniz.
Kent Noel baba olarak bilinen Saint Nicholas burada doğduğu için Hristiyanlar için büyük bir önem taşımaktadır.
Uzunca bir plaja sahip olan kenti denize girmek için de kullanabilirsiniz.
Özellikle akşam 17.00 civarında gitmeye çalıştık. Hazır güneşin etkisi azalmışken önce antik kenti dolaşmak gün batımına da kum tepesine yetişmeye çalıştık.
Müzeye giriş : 30 TL, müze kart geçerli.
12-) KÖPRÜLÜ KANYON
Antalya'da 85 km uzaklıkta Manavgat'a bağlı olan kanyon, Köprüçay nehri ve tarihi Selge antik kentinin bulunduğu yerde 366.140 hektarlık bir alan. Toros dağlarından doğan kanyonlar arasından geçen Köprüçay nehri güneyden Akdeniz'e dökülür. Birbirinden güzel restoranlar , köprüçayının buz gibi suyu, rafting derken doyulmaz bir gün için hazır olun.
Biz Perge doğa evlerini tercih ettik. Rafting ve öğle yemeği içinde : 150 TL bir ücreti bulunmakta. Çok fazla alternatif bulunuyor. Araştırarak bu şekilde paketler alabilirsiniz, hatta gitmeden tur firmalarıyla anlaşarak ulaşımı da dahil edebiliyorsunuz.
Rafting yaklaşık olarak 2-3 saat sürüyor. Akıntı az ve su sakin bu yüzden fazla adrenalinli değil. Yüzme molaları veriliyor. Antalya sıcağında şahane bir alternatif. Özellikle akşam saatlerini tercih etmeye çalışmalısınız uzun sürdüğü için sıcakta sizi yorabilir.
13-) TAZI KANYONU
Köprülü Kanyon Milli Parkı içinde olan Tazı kanyonu için yaklaşık olarak 10 km yol yürümeniz gerekiyor. Araçla çıkmak mümkün değil. ATV kiralayarak veya 10 TL karşılığında sizi özel traktörlerle kanyona çıkartabiliyorlar. Yaklaşık olarak 400 metreye kadar uzanan kayalık duvarlardan oluşuyor. Uzun doğa yürüyüşleri için uygun olan kanyona giriş ücreti yok. Kanyon aynı zamanda çok fazla hayvan çeşitliliğine de ev sahipliği yapmakta.
instagram.com/mervbngl/