Midilli Adası, mezeleri, yemekleri ve çeşit çeşit uzolarıyla ünlüdür. 6-13 Temmuz tarihleri arasında adada Midilli Kadınlar Birliği üyelerinin hazırladığı mezeler eşliğinde bir Uzo Festivali yapılıyor
Midilli Adası, Kuzey Ege’de hem doğal ve mimari dokusu ile hem de yemekleri ve uzosuyla ön plana çıkan bir lezzet limanıdır.
Bizim milli içkimiz rakıya benzeyen uzo da Yunanların milli içkisi... En iyi uzoların yapıldığı yer ise Midilli Adası... Midilli Adası’nda 11 değişik marka uzo üretiliyor. Adadaki uzo fabrikaları ile belediye bu yıl ilk kez 6-13 Temmuz tarihleri arasında Uzo Festivali düzenliyor.
İşin güzel tarafı, bu festival düzenlenirken, denizciler için de hoşluklar yapılmış. Festival ve festival kapsamındaki etkinliklere katılacak tekneler, etkinlik boyunca gidilen limanlarda ücretsiz konaklayacak. Festivalin yapıldığı yerlerdeki limanlarda, festival için gelen teknelerden bağlama ücreti alınmayacak. Bu yaklaşım ada yönetiminin, ticaret erbabının, genel olarak ada kültürünün, denizcilere ve yatçılara bakışını da ortaya koyuyor. Umarım bizim kıyı beldelerimizle adalarımızın esnafı da bu etkinliklerde verilen mesajı alır. Esasında ne demek istediğim de yandaki Bozcaada haberimde daha net anlaşılıyor.
Midilli, Yunanistan’ın Ege’deki en büyük beş adasından biri. Adanın kuzeyi Bozcaada ve Babakale’ye, batısı da Ayvalık, Dikili ve Foça’ya yakın. Aynı coğrafi bölge olduğu için bizde Ayvalık yemekleri ne kadar ünlü ise Yunanistan genelinde de Midilli yemekleri o kadar ünlü... Güney Ege de iyidir güzeldir de orta ve Kuzey Ege, hem bizim kıyılarımızda
hem de komşu adalarda zeytinyağı, yemek ve balık kültürü bakımından tepe noktaya ulaşır.
Uzo Festivali’nin programını incelediğimde güzel bir etkinlik planlamışlar diye düşünüyorum. Festival adanın üç ayrı yerinde gerçekleştirilecek. İlk etap,
6-7 Temmuz günleri, adanın güneyinde yer alan Plomari’de yapılacak. Burada tarihi Midilli kahvehaneleri üzerine bir sunum olacak. Eski uzo üreticilerinin fabrikaları gezilecek, ürünleri sergilenecek. Canlı olarak geleneksel Yunan müziği eşliğinde Plomari Kadın Birliği’nin hazırladığı mezeler ve yemekler eşliğinde uzo tadımları yapılacak. Benim kendi damak zevkime göre, Yunanistan’ın en güzel uzoları Midilli’de, Midilli’nin en güzelleri de Plomari’de üretiliyor diyebilirim...
Yunanistan’a Sakız Adası’ndan girin
8 ve 9 Temmuz tarihleri boş geçiyor. Bu, yatçılar için hem bulundukları bölgede dinlenme hem de festivalin yapılacağı diğer limana gidiş için tanınan bir süre. Festivalin ikinci ayağı adanın batısında yer alan Sigri Limanı’nda yapılacak. Plomari Limanı ile Sigri Limanı arası 32 mil mesafede.
Sigri, görülmesi gereken, çok enteresan bir yer. Milyonlarca yıl önce bir atmosferik olay nedeniyle koca bir orman fosilleşmiş. Ağaçlar taş olmuş. 10 Temmuz’da da Sigri’de Doğa Tarih Müzesi gezilecek. Yine canlı olarak icra edilecek geleneksel Yunan müziği eşliğinde Sigri Kadınlar Birliği’nin hazırladığı mezeler ve yemeklerle uzo tadımı yapılacak. 11 ve 12 Temmuz arasında yine bir boşluk var. Bu arada Sigri bölgesi ve adanın batısı ile kuzeyi özellikle Molivos’un gezilmesini öneririm. Sigri ile Molivos arası 19 mil. Bir gece Molivos’ta kaldıktan sonra 13’ünde adanın merkezi Mittilini’de olunacak. Molivos ile Mittilini’nin arası da tahminen 27 mil dolayında...
13-14 Temmuz tarihleri arasında da adanın merkezi Mittilini’de de yine canlı geleneksel müzik eşliğinde ve yine Kadınlar Birliği üyelerinin hazırladığı mezeleri ve yemekleri ile birlikte uzo tadımı yapılacak.
Eğer bu festivale tekneyle katılıp güneyden gelecekseniz ilk etkinlik Plomari’de olduğu için Yunanistan’a girişi Sakız’dan yapmakta fayda var. yoksa önce Mittilini’ye gidip tekrar Plomari’ye dönmek için fazladan 22 mil kadar yol yapmak gerekecek.
Kuzeyde yer alan Molivos, etkinliklere ara verilen günlerde gezilmesi gereken yerlerden biri...
Umarım Bozcaada bunu örnek alır
Haziran’ın son günlerinde şarapları ile ünlü Bozcaada’da Şarap Tadım Günleri düzenlenecekti. Son çıkan alkol düzenlemesinin neden olduğu tereddütler üzerine bu etkinlik iptal edildi. Esasında bu iptal, Bozcaada turizmi için de olumsuz etki yapacak.
Daha önceki yıllarda esnafın uyguladığı fiyat politikaları nedeniyle Bozcaada, denizciler tarafından es geçiliyordu. Son üç yıldır, ülkemizdeki en büyük yarışlardan biri olan Deniz Kuvvetleri yarışları Bozcaada ayağını iptal etmişti. İptalin gerekçesi Bozcaada esnafının yarışçılar için nasıl olsa alternatifleri yok diyerek fahiş fiyatlar uygulaması, limanda da bir günlük bağlama ücretleri yerine iki-üç günlük ücretler istenmesiydi. Yarışçılar bu durumu protesto etti ve İstanbul-Bozcaada ve Bozcaada-Çeşme olarak iki etapta yapılan yarışlar doğrudan İstanbul-Çeşme olarak organize edilmeye başlandı. Bu yıl Bozcaada esnafı ile denizciler arasındaki bu anlaşmazlık çözüldü. 12 Temmuz’da İstanbul’dan start alacak yarışın birinci ayağı yine Bozcaada olacak.
Esasında Şarap Tadım Günleri, Ada’nın denizciler tarafından daha sık ziyaret edilmesi için bulunmaz bir fırsattı. Yeni yasal düzenleme ile Şarap Tadım Günleri’nin önümüzdeki yıldan itibaren ulusal ya da uluslararası seviyede festival olarak organize edilmesi de gündemde. Umarım Midilli Adası’nda bu yıl yapılmaya başlanılan Uzo Festivali de bizimkilere örnek olur. Önümüzdeki yıl düzenlemeyi düşündükleri Şarap Festivali, denizcileri de kucaklayıp onların daha çok adaya gelmesine vesile olur.
Göcek’te tonozlara dikkat...
Dört yıl önce, deniz dibi çayırlarına zarar veriyor gerekçesiyle, Göcek’te demir atmak yasaklandı, yerine tonozlar kondu. Ancak bakımı yapılmayan tonozlar kopuyor
Göcek’te ekim-kasım aylarında trol çeken balıkçı teknelerini, geceleri ışıkla balıkları su üstüne çıkarıp ağ ile çevirenler görmezden gelindi. Buna karşılık teknelerin attığı demir nedeniyle deniz dibindeki posedonya çayırlarının yok olduğu, bunun da deniz kirliliğine ve balık neslinin sona ermesine neden olduğu ileri sürüldü. Buradan yola çıkılarak dört yıl önce Turmepa, Özel Çevre Koruma Kurumu ve Muğla İl Özel İdaresi’nin girişimleri ile Göcek’te muhtelif yerlere tonoz atıldı. Bu bölgelerde demir atılması yasaklandı. Ancak bu tonozların kim tarafından işletileceği ve bakım tutumunun nasıl yapılacağı
konusu boşlukta kaldı.
Yabancı bayraklılar da Türkler’e ait tekneler
O zamanlar “Tonoz atmakla iş bitmiyor. Bu tonozların bakımını kim yapacak? Bakımı yapılmayan bir tonoz koparsa, bunun neden olacağı hasarı kim karşılayacak” diye itiraz etmiştim. Geçtiğimiz yıl birkaç tonoz koptu. Tonozu kopan teknelerin şansı varmış ki hemen fark etmişler, karaya oturmadan gerekli manevraları yapmışlar. Bu sezon da Göcek’ten kopan tonoz haberleri gelmeye başladı.
Bu tonoz işinin sahibi Muğla İl Özel İdaresi... Muğla Valisi de göreve yeni geldi ve kentin bir yığın sorunu arasında böyle bir sorun kendisine iletilir mi bilemem. Ama bir şekilde bu tonozların elden geçmesi ve bağlama güvenliğinin sağlanması gerekiyor. Ne yapılması gerekir diye sorarlarsa önerim şu:
Bu mavi kart ve tonoz işi Turmepa’nın önerisiyle hayata girdi. Turmepa şimdi ücretsiz olarak teknelerin çöplerini ve sıvı atıklarını topluyor. Bu nereye kadar böyle devam eder bilinmez. Bu iş Turmepa’ya ya da Turmepa’nın önderliğinde Göcek’teki tüm marinaların ortak olduğu bir girişime devredilir. Tek bir marinaya devredilirse, diğer marinalara karşı haksız rekabet ortamı oluşur diye Turmepa önderliğinde tüm marinaların katkısını öneriyorum. Her yıl vize harcı için devlete ciddi paralar ödeyen Türk bayraklı teknelerden bağlama ücreti alınmaz, yabancı bayraklı teknelerden de cüzi miktarda bağlama ücreti alınır. Hem Turmepa bakım masraflarını çıkarır hem de atık toplama giderlerine katkı sağlar.
Türk bayraklı teknelerden ücret alınmayıp diğerlerinden alınması konusuna gelince... Dünyanın birçok ülkesinde yabancı bayraklı teknelerden para alınıyor, kendi bayrağını taşıyan teknelerden alınmıyor. Bu iş turizme zarar verir mi diye sorarsanız; hayır, vermez. Göcek’te dolaşan yabancı bayraklı teknelerin çoğu Türklere ait...