Görülmeden geçilmeyecek bir durak: Ekincik

Marmaris Fethiye arasında en popüler uğrak yerlerinden biri Ekincik Koyu ve buradaki My Marina’dır. Buraya standart mavi yolculuk yapan sıradan turistlerin yanı sıra en ünlü Hollywood yıldızları ve dünya jet sosyetesinin mensupları da sık sık uğrar

Ekincik Koyu ve Dalyan, Marmaris Fethiye arasında seyreden yatların uğramadan geçmediği koydur. Bu koya bir gün için gelenler eğer zamana bağlı bir charter gezisinde değillerse kalış sürelerini mutlaka uzatırlar.

Ekincik’e ilk kez 1990 yılında gitmiştim. 10 yıl kadar bir süre hemen hemen her yıl, birkaç kez uğradım. Son on yıldır da nedense Ekincik koyunu ve Dalyan’ı ihmal ettim. Geçenlerde uğradım, iskeleye bağlandım, uzun süre oluşan Ekincik hasretini gidermek için dört gün boyunca hiç hareket etmeden koyun ve Dalyan’ın tadını çıkardım.

1980’li yılların ortalarında yol ve elektrik yokken Marmarisli çekirdekten turizmci İrfan Tezbiner’in kurduğu My Marina Club, güvenli bağlama yeri ve yamaçta ağaçların arasına saklanmış şahane bir restoranla yat turizmine hizmet veriyordu. Hem koy hem de tesis doğal güzelliği ile herkesi büyülüyor, dünya jet sosyetesi, Hollywood yıldızları mutlaka buraya uğruyordu. 10 yıl içinde burada ciddi bir değişim olmuş. Yine dünya jet sosyetesi ve yatçılar buraya uğruyor. Sahil ve rıhtım düzenlenmiş. Sahilde, Muğla mimarisi tarzında iki ev yapılmış. Bu evler, ofis, küçük bir market ve hediyelik eşya dükkanı olarak kullanılıyor. Rıhtım ve iskeleye tonozlar döşenmiş. Altı ile dokuz metre arası derinlikte 80’e yakın yata, elektrik, su ve internet hizmeti verilmeye başlanmış. Rıhtımda bu düzenleme yapılırken doğal yapı mümkün olduğunca korunmaya çalışılmış.
Daha büyük tekneler koyun güneydoğu tarafına demir atıp kayalara bağlanıyor, mega yatlar da koyun ortasında alargada demirliyorlar.

My Marina’nın restoranı dik bir yokuş çıktıktan sonra ağaçların arasında kayboluyor. Karşılaştığınız manzara sonrasında çıktığınız dik yokuşun yorgunluğunu hemen unutuyorsunuz. Restoranı, 20 yıl öncesinde olduğu gibi, yine İrfan Tezbiner’in yeğeni Vecdi Dalaman işletiyor. Balıklar ve deniz ürünleri taze, mezeler lezzetli. Kaptan’ın Mutfağı köşesi için özel bir meze, ara sıcak ya da deniz ürünü istiyorum. Yoğun müşteri trafiği nedeniyle bu isteğimi sezon sonuna ertelemeyi teklif ediyorlar.

Çok maksatlı garson
Genç garsonlar, sanki yıllarca bu işi yapıyormuş gibi sıkı bir meslek içi eğitim almışlar. Ancak en büyük sürpriz ise şu oldu. Yanaşırken, teknenin dümen dolabında küçük bir sorun oluştu. Kendi olanaklarımla çözmeye çalıştım ama gerek alet edevat eksikliği, gerek eğilip bükülüp tekne içinde dar alanlara girebilme yeteneğim kalmadığı için (kısacası göbeğim ve bel ağrılarım var) bir mekanikçiye ihtiyacım olduğunu söyledim. Vecdi Bey’e köyden bir mekanikçi bulup bulamayacağımızı sordum. “Sabah bakarız abi” dedi.

Sabah oldu, akşam bizim masamıza servis veren Ali Eftik, elinde takım çantası tekneye geldi. Burada insanlar çok maksatlı çalışıyor herhalde. Gündüz mekanikçi, akşam da garson... Üstelik de garsonluğun tüm inceliklerini de yerine getirerek...

En az iki gün kalınmalı
Ekincik’te My Marina’ya yanaşan tekneler, eğer yukarıda restorana yemeğe çıkarsa, bu teknelerden bağlanma ücreti alınmıyor. Eğer iskeleye bağlanıp da elektrik su isteniyor ve restorana çıkılmıyorsa o zaman teknenin boyuna göre elektrik ve su parası alınıyor.
Güney Ege sularında dolaşan denizciler mutlaka bilirler ama yeni denizciler ile Marmaris Fethiye arasını bilmeyen denizcilere ya da kiralık tekne ile buraya çıkacaklara önerim şudur: Genellikle charter şirketleri burası için bir gün ayırıyor. Ekincik için en az iki gün ayırmalısınız. Birinci gün erken saatlerde gelip My Marina’nın karşısındaki Semizce koylarına demir atın. Burada teknede bir öğle yemeği ve yüzme molasından sonra saat 16.00 sularında My Marina’ya yanaşın. 16. kanaldan telsizle iskelede ve restoranda yer ayırtabilirsiniz. Hemen bir botla yanaşmanıza da yardımcı oluyorlar. Akşam güzel manzara eşliğinde yukarıdaki restoranda yiyin, ertesi gün tekneyi My Marina’da bırakıp Ekincik ve Çandar kooperatiflerinden bir tane piyade botu kiralayıp Kaunos Harabeleri ve Dalyan turu yapın.

Dalyan: Tarih ve doğanın buluştuğu nokta

Ekincik’te tekneyi bırakıp gün içinde Dalyan turu yapmadan olmaz dedik. Burada adına piyade denilen teklerle geziliyor. Ekincik’te bu tur için ortaklaşa çalışan iki kooperatif hizmet veriyor. Biri Ekincik Deniz Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi, diğeri de Çandır Kaunos Deniz Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi. Bizi Çandır Kooperatifi Başkanı Ümit Şahin gezdirdi.

Piyade türü dediğimiz tekneler üstü tente ile kaplı 9 ile 12 metre boyunda tekneler. Ekincik’ten Dalyan girişine kadar olan üç millik mesafeden sonra ilk olarak Dalyan İztuzu plajında mola veriliyor. Yaklaşık altı kilometre uzunluğundaki bu plaj deniz kaplumbağalarının (Caretta Caretta) yumurtlama alanı ve koruma altında. Mayıs ve Eylül ayları arasında saat 20.00-08.00 arasında plaj halka kapalı. Gündüz Dalyan Belediyesi tarafından işletiliyor. Plajda küçük bir yüzme molasından sonra, labirent gibi yüzlerce kanaldan oluşan Dalyan kanallarına giriliyor. Bu kanalları bilmeyen, burada kesinlikle kaybolur. Zaten özel küçük botlarla buraya giriş de yasak. Sadece adına piyade dediğimiz kooperatif tekneleri girebiliyor. Dalyan Kanalı’nın hemen girişinde, bir bot üstünde pişirilen mavi yengeçlerin de tadına bakmadan geçmeyin. Ardından, Kaunos Antik Kenti kalıntıları ve Kral Mezarları ziyaret ediliyor. Antik kent dolaşmak istemeyenler kanaldan kral mezarlarını seyrediyor. İsteyenler de Dalyan’ın çıkışı ile Köyceğiz Gölü’nün birleştiği noktada Çamur Banyoları’na gidiyor. Burada kükürtlü su ve çamur banyosu ile cilt bakımı yaptırılıyor. Çamur banyosundan sonra Dalyan yerleşimi gezilebilir ve kanal etrafındaki lokantalarda yemek yenilir. Dalyan’da önerilen yemekler ise kesinlikle Köyceğiz Gölü’nün mavi yengeci ve yine bu gölün kefali. Mumla kaplanmış kefal yumurtası bulursanız da kaçırmayın derim.

DALYAN VE KÖYCEĞİZ GÖLÜ:
Denizden gelip labirent gibi kanalları geçtikten sonra, Dalyan’a ve sonunda da Köyceğiz Gölü’ne ulaşıyoruz.

KAUNOS KRAL MEZARLARI:
Dalyan Antik Kaunos Kenti’nin yanında kurulmuş. Dönemin kral mezarları tüm ihtişamı ile ayakta duruyor.

KAPTANIN MUTFAĞINDAN

Dalyan’ın mavi yengeci ve Bruce Willis

İztuzu Plajı ile hemen Dalyan kanalları girişinde Köyceğiz Gölü’nün mavi yengeçlerini pişiren küçük bir sandal var.

Bu sandalın sahibi ve mavi yengeçleri pişiren Adem Varol eğlenceli biri... Mavi yengeçleri biraz suyun üzerinde tutuyor, o sırada bu yengeçleri çok seven Caretta Caretta’lar su yüzeyine çıkıyor, böylece bölgeyi ziyaret edenler deniz kaplumbağalarını yakından görüyor. Adem Varol’un pişirdiği mavi yengeci yedim. Taze ve çok lezzetli idi. Yengeçlerin kabuğunu kırıyor, üzerini zeytinyağı ve kekiğe buluyor, sonra da ağzı kapalı bir tencerede kendi buharında buğulamasını yapıyor.
Yanında limon ile servis ediyor. Porsiyonu 10 lira. Bu arada yengeçleri pişiren Adem bir anısını anlatıyor, etraftaki herkes kahkahadan yıkılıyor.

Geçtiğimiz mayıs ayının sonunda Hollywood yıldızı Bruce Willis mavi yolculuğa çıkıyor. Çandır kooperatifine ait bir piyade botu ile Dalyan’a giriyor. Adem’in yengeç pişiren sandalına yanaşıyor. Yanındaki kız arkadaşı ile birer tane yengeç yiyor. Hesabı istiyor.

Bizim Adem iki porsiyon için 20 lira diyor. Bruce Willis 100 dolar verip “Üstü kalsın” diyor ve ayrılıyor. Adem bahşişten memnun ama Bruce Willis’e servis yaptığının farkında değil. Ertesi gün arkadaşları arayıp “Oğlum gazetelere baksana Bruce Willis’e yengeç satmışsın” diyorlar...
28 Mayıs 2012 tarihli gazetelerde yer alan bu olayı Adem gülerek anlatıyor ama Bruce Willis’i tanıyamamış olmanın mahcubiyeti de yüzünden okunuyor.