Meriç Köyatası

Meriç Köyatası

merickoyatasi@hotmail.com

Tüm Yazıları

Yasemin ve Çetin Akıncı çifti beş yıldızlı otellerde ve kulüplerde caz ve Latin müziği yapıyordu. Denizde yaşamak için bir tekne aldılar. Tekne parasını ödemek için zaman zaman tarz değiştirip düğünlerde göbek havası çaldılar

Deniz aşkı uğruna, cazdan göbek havasına geçtiler

Meriç Köyatası Akıncı çiftinin teknesine konuk oldu, özel karides yemeğini yedi.

Çoğu kişi denizde yaşayan insanlara imrenerek bakıyor. Denizciler arasında ev, bark, iş ve tekne sahibi olup yaz aylarında denizde dolaşan yüksek gelir grubuna mensup insanlar çoğunlukta...
Karada bir ev bark sahibi olmadan, tüm birikimini içinde yaşayacağı mütevazı bir tekneye yatıran, yılın 12 ayını teknede geçiren, deniz aşkı uğruna mesleğinin daha üst basamaklarını ve daha iyi kazançları bir kenara bırakanlar da var. Bir an önce denize kavuşmak için türlü fedakarlıklara katlanan bu kişiler, esasında denizin nimetlerinden en fazla faydalanan denizciler...
Yasemin-Çetin Akıncı çifti, karada kendilerine sunulan birçok olanağı bırakıp denizde yaşamayı seçen müzisyen bir çift... Ankara’da çok tanınıyor ve beğeniliyorlar. Son iki yıl kış aylarında da Bodrumlu müzikseverlerin, bu yaz da Çeşmelilerin gönüllerini fethettiler.
Çetin Akıncı 26 yıl önce Gazi Üniversitesi’nin müzik bölümünü bitirmiş. Bitirir bitirmez de aynı okulda öğretim görevlisi olarak çalışmaya başlamış. Hem üniversitede hoca olarak çalışıyor hem de Ankara’da Sheraton, Hilton gibi otellerde piyano çalıyormuş. 15 yıl önce orkestraya
Yasemin hanım da solist olarak katılmış. Son 10 yıldır müzik dışında da birlikte olmuşlar, geçtiğimiz yıl evlenmişler.
Yasemin Akıncı billur gibi sesi olan bir solist. İspanyol Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu... Aynı zamanda Ankara bölgesi voleybol hakemi... Kış aylarında hafta sonu hakemlik yapmaya maçlara gidiyor. İkili caz ve Latin müziği yapıyor. Müzisyen çift, tüm kara hayatını ve Ankara’daki olanakları terk etmiş, iki yıldır 12 metre boyunda bir yelkenli teknede yaşıyor. Kendileri ile teknelerinde çok keyifli bir sohbet yaptım. Çetin Akıncı aynı zamanda iyi de aşçı olmuş. Teknede kendi pişirdiği ekmek, çeşitli mezeler ve harika bir özel karides yemeği ile bize güzel bir ziyafet çekti...

Haberin Devamı

* Denizcilik merakı nasıl başladı?

Çetin Akıncı: 1987’de bir arkadaşımın lastik bir botu ve kıçtan takma motorunu aldım. Yaz tatillerinde Hisarönü’ne, Datça’ya götürüyor ve denize çıkıyordum. Oralarda dolaşırken, yelkenli teknelerin yaşam biçimini gördüm ve “Ben de yapacağım” diye kendime söz verdim.

*Bavaria 40 (12 metre) tekneniz var. Bu ilk tekneniz mi?

Çetin A.: Hayır, ikinci. İlk teknemiz sevgili Atilla Algon’un yaptığı 9 metrelik yelkenliydi. O tekneyi alış öykümüz de çok ilginçtir. 2002 yılı ocak ayı idi. Bir dergide 20 bin dolara satılık bir yelkenli tekne ilanı vardı. Bizim de birikmiş bütün paramız 20 bin dolardı. Hemen tekne sahibini arayıp randevu aldım ve ertesi akşam otobüse binip Ankara’dan Bodrum’a tekneyi satın almaya yola çıktım. Buluşmak için tekne sahibini aradığımda, tekneyi sattığını söyledi. Büyük hayal kırıklığı yaşadım. O gün bir arkadaşım çok bakımlı, henüz 1 yaşında, 9 metrelik Rainbow teknelerinden bahsetti. Satıcı tekneyi yeni yaptırmış, eşi ile bir kere denize çıkmış, karısı da fırtına sonrasında denizden çok kormuş, tekneyi satıyorlar. Fiyatı 40 bin dolar... Tekneyi gezdim, çok beğendim. Ama “Ödeyemem, tüm param 20 bin dolar” dedim. Satan kişi de “20 bin doları şimdi verin, gerisini ne zaman ödeyebilirseniz o zaman ödeyin” dedi. Hayatım boyunca devlet memurluğu yaptım. Borç nedir bilmem. Borçlandım mı da öyle bir strese girerim ki, midem ekşir. Ama tekne beni öyle büyüledi ki, ağzımdan “Gerisini temmuz ayında öderim” lafı çıktı. Anlaştık, tekneyi aldım.

“Ülser oldu ama borcu ödedi”

* Yedi ayda hem geçinecek hem de 20 bin dolar biriktireceksiniz... Ne yaptınız?

Çetin A.: Hiçbir müzik türünü küçümsemem. Ama caz ve Latin müziği seviyoruz ve bu tür müziğin de dinleyici kitlesi sınırlı. Sadece Sheraton ve Hilton gibi otellerde çalışıyoruz. Yedi ay içinde 20 bin dolar gibi bir borca girince, Ankara’ya döner dönmez bütün arkadaşlarımı aradım. “Şu andan yapacağım müzik türü fark etmez. Düğün, dernek, sünnet, nişan, bayi toplantısı, ne varsa bizi de çağırın...”
Yasemin Akıncı: Yeni repertuvar oluşturduk. Göbek havalarını, Ankara’nın meşhur “Fidayda”sını, zaman zaman fantezi türü müzikleri çalıp söyledik. Gerçi Çetin ülser oldu ama sonuçta 20 bin dolar borcu ödedik..

* Hep “Denizcilik fedakarlık gerektirir” deriz, siz de tarzınızı değiştirip cazdan “Fidayda”ya geçmişsiniz... Şimdiki tekne ve tamamen denize yerleşme nasıl oldu?

Çetin A.: Rainbow tekneyi beş yıl kullandık. Bütün planlarımız, emekliliğimi hak eder etmez Ankara’yı terk edip teknede yaşamak üzerine kurulu idi. Sürekli üniversitede personel bölümüne gidip ne zaman emekli olacağım diye soruyordum. Bir gün bir arkadaşım bu teknenin satılık olduğunu söyledi. Sahibi daha büyük bir tekne alacakmış. Şans da yardım etti. Mevcut teknemizi iyi bir fiyata verdik. Otomobili de sattık ve 2007 yılında şimdiki teknemizi aldık.
2009 yılında emekli oldum. Yasemin’in müzik dışında kadrolu işi yoktu. 2009’dan beri teknede yaşıyoruz. Ayrıca karada bir evimiz yok. Her şeyimiz bu tekne...

Ampul bile değiştirmezdi, motor bakımını yapar oldu

* Deniz hayatına uyum nasıl oldu? Bu iki yıl içinde hayata bakışınız nasıl değişti, neler öğrendiniz?

Yasemin A.: Zaten ikimiz de teknede yaşamayı çok istiyorduk. Adapte olmakta hiç zorlanmadık. Daha az şeyle, çok daha küçük mekanda, daha mutlu yaşamayı öğrendik. Çetin evde bir ampul bile değiştiremezdi. Deniz hayatına başladıktan sonra, teknenin tüm işlerini yapmaya başladı. Motorun bakımı, diğer mekanik bakımlar elinden gelmeye başladı. Teknenin zehirli boyasını, zımparasını da beraber yapıyoruz. Her gün, hayata ve Yaradan’a teşekkür ediyoruz.