Cennetin kapısına açılan marina...
Gökova, Ören Beldesi’nde büyük bir ihtiyacı karşılayacak marina inşaatı başladı. Marinanın hemen 7 mil karşısında, dünyanın en güzel koyları arasında kabul edilen Gökova koyları bulunduğundan buraya “cennetin kapısı” demek hiç de abartılı olmaz
İlk etapta 250 tekne kapasiteli olacak Gökova Ören Marina, 2014 yılı baharında tamamlanacak. 800 metrelik dış rıhtımına mega yatlar bağlanabilecek.
Büyük teknolojik atılımlar meydana gelmeden, beton canavarı gemi azıya almamışken, 1965-1968 yılları arasında yelkenli teknesi ile dünyayı dolaşan ünlü denizcimiz Sadun Boro, Gökova için şöyle bir tanımlama yapar: “Tanrı dünyayı yaratmış, Gökova’yı nakşetmiş. Cenneti tasvir için kullarına bahşetmiş...”
Bakir bir dönemde, dünyanın tüm güzelliklerini görmüş biri cennet tanımlaması için yeryüzünde Gökova’yı örnek gösteriyorsa, saygı duymak gerekir.
Gökova sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en güzel mavi yol parkurlarının arasında ilk sıralarda yer alır. Bu tanımlama sadece bizim denizciler tarafından değil, birçok dünya gezgini denizci tarafından da yapılır. Belgeselleriyle ve çevreciliği ile tanınan ünlü denizbilimci Kaptan Jacques Yves Cousteau da aynı kanıdadır.
32 mil boyunca liman yok
Gökova Körfezi, Bodrum ile Datça Yarımadaları arasında 50 mil kadar içeri girer. Gökova’nın mavi yol için en güzel yerleri de Güneydoğu sahilleridir. Gökova yolculuğu Bodrum çıkışlı turlarla yapılır. Bodrum’dan çıktıktan sonra 33 mil boyunca, fırtına çıksa demir atacak yer yoktur. Gökova Körfezi de öğleden sonraları sert meltemleri ile denizcilere zor anlar yaşatır. O nedenle sabahın erken saatlerinde yola çıkılır.
Gerek mavi yol turlarının, gerek tekne sahiplerinin Gökova’ya olan ilgisi nedeniyle Bodrum Yarımadası’nda marina talebi sürekli artar. Doğrusu, Gökova Körfezi’nin kuzey kıyılarına (kesinlikle güney kıyılarına değil) yeni marinaların yapılmasıdır. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı da bu ihtiyacın farkındaydı ve burada marina yapılması için gerekli çalışmaları tamamlamıştı. Gökova, Ören’de ihaleye çıkan marinanın inşaatı nihayet başladı. Geçtiğimiz hafta marina inşaatını dolaştım. Gökova’da gezilecek yerler, körfezin güneydoğusu demiştik. Marina, Körfez’in kuzeyinde, Ören Beldesi’nde... Gökova’nın gezilecek yerlerine 7 mil mesafede. Başka bir deyişle, marina cennetin kapısında yapılıyor.
Marinayı yapanlar da denizci
Marinayı iki ortak, Önder Karaduman ve İsmail Koçak inşa ediyor. İkisi de inşaat mühendisi. Önder Karaduman, önce bürokraside, sonra özel sektörde profesyonel yönetici olarak çalıştıktan sonra İsmail Koçak’la birlikte ortaklık kuruyor. İsmail Koçak 22 yıldır başta Rusya olmak üzere yurt dışı müteahhitlik hizmetleri yapıyor.
Rusya’da dünyaca tanınmış çok sayıda dolar milyarderinin malikanelerini inşa etmiş. İki ortağın önemli bir özelliği, ikisinin de denizci olması... Önder Karaduman, mütevazı bir yelkenli
tekneyle dolaşıyor ve teknesini kendi kullanıyor. İsmail Koçak, aradan geçen süre içinde teknesini biraz büyütmüş, mürettebat kullanıyor. Hem altyapı mühendisliğinden gelmeleri, hem de denizci olmaları nedeniyle marina projesine hâkimler. Şu anda marinanın mendireği yapılıyor. Deniz derin olduğu için, taş dökme yerine demir kazıklar çakılarak mendirek inşa ediliyor.
2014 yılının bahar aylarına yetişmesi planlanan marinanın ilk etabı 250 tekne kapasiteli olacak. Daha sonra marinanın kapasitesinin artması söz konusu... Ana mendirek çelik kazıklarla yapıldığı için, 800 metrelik dış rıhtıma sezon içinde her boyda mega yat rahatlıkla bağlanabilecek. Bodrum-Milas havaalanına 45 dakikalık mesafedeki marinada bir de helikopter pisti bulunacak.
Gökova Marina’yı inşa eden Önder Karaduman ve İsmail Koçak aynı zamanda yelkenci ve denizci...
Gör bak, bana neler yaptın Gökova’m
Gökova insanı fena çarpar, aklını başından alır. Ressam ve yazar Haldun Sevel de Gökova’nın çarptığı denizcilerdendir. İşte Sevel’in kaleminden kısaca Gökova...
Türk kamuoyunun Ustura Kemal’in yaratıcısı olarak tanıdığı ressam ve yazar Haldun Sevel de Gökova’nın aklını başından aldığı insanlardandır. 12 yıldır yaz-kış demeden teknesinde yaşayan Haldun Sevel, bunun son üç yılını Gökova’da geçirdi. Gökova Ören Marina için kendisinden fotoğraf istediğimde bana bir de aşağıdaki notu gönderdi...
“Gözlerimin önünde Gökova, önümdeki masmavi sular, teknemin altında cam gibi olmuş uyuyorlar... Çamlar, ormanlar ve uçurumlar denize yansıyor, sanıyorum ki teknem çamların, ormanların, uçurumların üzerinde duruyor... Bir koyun içinde miyim, bir düşün içinde miyim bilemiyorum... Sanki ormanlar ve uçurumlar o masmavi gökyüzünün üzerinde boşlukta sallanıyorlar... Ah Gökova’m gör bak bana neler yaptın.
Ah Gökova’m, ya gecelerin... Dolunay aydınlığının her kayayı, her ağacı, her dalgayı o uysal ışığı ile yıkayıp nasıl mutlu ettiğini, tüm bakir Gökova’yı bir nurlu dünyaya nasıl çevirdiğini biliyorum... Gök yıldız içinde, deniz yıldız içinde, üstüm, altım her yanım yıldızlarla pırıl pırıl pırıldıyor, başım dönüyor, sanki tepe taklak olmuş göklerin ta derininden, yıldızların üstüne düşüyorum sanıyorum... Sanki Gökova’mın denizi Samanyolu’nu koynuna almış ve teknemi göklere çıkarıp hale yapmış... Hepsi gözlerimin önünde... Cennet cennet dedikleri burası olmalı, Gör bak bana neler yaptın Gökova.
İşte böyledir benim kara sevdalı Gökova’m, bazen söylenir, dert yanar, derin ahlar çeker, öfkelenir kızar, tehditler savurur, sürer sürükler, kaldırıp kaldırıp vurur, geri döndürür... Ya sonra, gün batımında özür diler, yalvarır,
okşar, öper ve sakin bir kumsal bulunca, yorgunluktan uyuya kalır benim Gökova’m.
Gökova’m... Günüyle, gecesiyle, şafağıyla, gurup vakti ile renklerle, sevgiyle, aşkla, ayrı ayrı özenilerek yaratılmış bir Tanrısal başyapıtsın sen.”