Bayramda Londra'da 4 günde 5 enfes konser dinledik-izledik. London Philharmonic, London Symphony ve Philharmonia gibi sadece İngiltere'nin değil, aynı zamanda dünyanın önde gelen orkestralarının sezon açılış konserlerini yakalama fırsatı bulduk.
Bu yıl orkestraların üçünde de çarpıcı yenilikler var. 70 - 80 yaşlarındaki şefler yerlerini gençlere bırakmışlar. Yeni şeflerle birlikte repertuarlar da değişmiş, daha dinamik ve sürprizlerle dolu hale gelmiş.
Royal Festival Hall'ün daimi 2 orkestrasından London Philharmonic'te baton, geçen sezon Kurt Masur'dan 36 yaşındaki Vladimir Jurowski'ye devrolmuştu. Jurowski, repertuara bu yıl damgasını vurmuş, hayli cüretkâr bir programla karşımıza çıktı. Richard Strauss'dan Metamorphosen ile başlayan konser, bugüne kadar adını bile duymadığım Alman besteci Karl Amadeus Hartmann'ın Gesangszenen adlı eseriyle devam etti. Hartmann'ın eserini, derinlikli yorumları ve sıcak-akıcı sesiyle, dünyanın önde gelen baritonlarından biri olan Matthias Goerne seslendirdi. (Goerne'yi, nisanda İş Sanat'ta dinleyebilirsiniz)
Helen Grimaud ve Uchida
Royal Festival Hall'ün diğer orkestrası Philharmonia'da baton, Von Dohnany'den 50 yaşındaki bebek yüzlü Finli Esa-Pekka Salonen'e geçmiş. Sezonun ilk konserinde, İstanbul'da 2 kez hazırlanıp da dinleyemediğimiz son dönemin en gözde 2-3 piyano virtüözünden biri olan Helen Grimaud'yu Beethoven'in 4. piyano konçertosunda dinledik.
Ertesi gün Barbican Center'ın daimi orkestrası Londan Symphony'de ise bizi Japon piyano virtüözü Mitsuko Uchida, yine Beethoven'in aynı konçertosuyla karşıladı. Orkestranın yeni şefi 55 yaşındaki Valery Gergiev, ama Uchida'ya selefi Sir Colin Davis eşlik etti.
Noel Baba gibi şef
Viktoria Mullova'nın kendi orkestrası Mullova Ensemble'den dinlediğimiz Beethoven, Schubert ve Londra'da ilk kez karşılaştığımız, tam bir Noel Baba görünümündeki bembeyaz saçlı ve sakallı, tombul İskandinav şef Egerstam'la birlikte yaptığımız müzik yolculuğundan dönerken, İstanbul'da bizi aynı lezzette bir müzik ziyafetinin daha beklediğinden habersizdik.
Camerata Salzburg
Gazeteye geldiğimde masamda Boğaziçi Üniversitesi klasik müzik koordinatörü Evin İlyasoğlu'nun her yıl olduğu gibi bu yıl da titizlikle hazırladığı çarşamba konserlerinin programını buldum. Ve çarşamba akşamı, Boğaziçi Konserleri’nin 12. yılının açılış gecesinde, bu yaz Salzburg'da izleme imkânı bulamadığım Camerata Salzburg'u, 2 saat boyunca soluksuz dinledik.
Gecenin benim açımdan sürprizi ise Evin'in şu anda Türkiye'nin en iyi kemancısı dediği, solist Atilla Aldemir oldu. Haydn'ın keman konçertosunda Avrupa'nın bu önde gelen oda orkestrasıyla öylesine uyum içindeydiler ki, önümüzdeki dönemde onları birlikte Viyana ya da Salzburg'da göğsümüzü kabarta kabarta izleyebiliriz.
Zaten İlyasoğlu her yıl genç Türk sanatçılarıyla dünyanın ünlü oda orkestraları ya da kuartetlerini o salonda özellikle buluşturur ve bizimkilere Avrupa kapılarının aralanmasını sağlar.
120 yıllık tarihi Albert Long Hall'deki çarşamba konserlerini sizlere hararetle tavsiye ediyorum. Öğrenci 5 YTL, tam bilet 20-25 YTL.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024