"İlk planladığımız Balalayka filmi Kemal'le birlikte öldü. Bu başka bir film. Ben bu filmi aşkla yaptım. Aşk için yaptım. Umarım Balalayka, seyirciye de böyle ulaşır..."
Yönetmen Ali Özgentürk, Balalayka'nın Cemal Reşit Rey'deki gala gösterisi başlamadan önce böyle diyordu. Kemal Sunal'la yola çıktıkları filmi, Kemal Sunal'sız çekmeye başladıklarında bir süre rotasını kaybetmiş, kafası iyice karışmış. Neyse ki Rus baş kadın sanatçının "aydınlık yüzüne bakarken" bir anda yeni rotasını buluvermiş.
Sıradan bir izleyici olarak film bana tam da Özgentürk'ün arzu ettiği şekilde ulaştı. Balalayka'yı zevkle, hiç kopmadan izledim. Filmdeki çoğu aşina Rus şarkılarını büyük bir keyifle, kendim de mırıldanarak dinledim. Otobüsün içindeki neşeyi de, hüznü de sevdim. Rus kadınların tipleri de, rengarenk kıyafetleri de, film boyunca çat - pat konuşmaya çalıştıkları Türkçe de hoşuma gitti. Özetle filmin görselliği de beni yakaladı.
Otobüsün baş köşesinde arz - ı endam eden ve varlığını her an hissettiren
tabut, bana film boyunca Kemal Sunal'ı çağrıştırdı. Zannettim ki Sunal'ın ölümünün ardından senaryoya eklenmiş. Meğer değilmiş. Olsun! Ressamların tablolarını ya da bestecilerin eserlerini de kendimize göre algılamıyor muyuz? (Olsa olsa ben, filmi algılamama yönetmenin de senaristin de öngörmediği ek bir boyut katmış olabilirim.)
Filmde birbirine hiç mi hiç benzemez 3 kardeşin tiplemeleri, herhalde özellikle gerçek dışı olarak kurgulanmıştı ve Rus kadınların doğallığıyla hoş bir kontrast yaratıyordu.
Kabız ağabey Uğur Yücel de, yırtık ortanca kardeş Cem Davran da, munis ve romantik küçük kardeş Ozan Güven de
3 hiç benzemez olarak çok iyiydiler. Kısa süre önce başlayan yarışma programı sayesinde Cem Davran'ın kıvrak zekasının, hazır cevaplılığının, hınzır - muzip - şeffaf kişiliğinin ilk kez ayırımına vardım. Bence Davran bu filmde Ruhsar'a da Kahpe Bizans'a da açık ara fark atıyor ve kendinden de katıyor.
Not - Yazı, sıradan bir sinemaseverin izlenimleridir. Değerli sinema eleştirmenlerinin hoşgörüyle karşılayacaklarını umuyorum.
Tüketicilerden köşemize bugünlerde ulaşan popüler şikayet konularının başında, banka hesaplarından yapılan kesintiler geliyor:
"A bankasında ne zamandır 15 milyon liram duruyordu. Üzerine para yatırayım dedim, ama baktım ki 15 milyon yok olmuş..."
Ya da "Hortumcular trilyonlar götürürken, B bankası da bizim gibi dargelirlileri tırtıklıyor galiba. Yıllardır dokunmadığınız hesabınızdaki paranın artmış olacağını düşünürsünüz değil mi? Torunum para göndermek istediği için hesap numarasını verdim. Benim duran param yok olduğu gibi torunumun gönderdiği paranın üçte biri de gitti..."
Evet, bankalar artık kendilerini kasa ya da sandık gibi kullanan, hesabı işlemeyen verimsiz müşteri istemiyor.
Yıllık işlem masrafı adı altında yapılan kesintilerin nedeni de bu.
Mevduat hesaplarından yıl sonunda kesinti yapan bankalara her gün bir yenisi ekleniyor. İş Bankası'nda işlemeyen her hesaptan 20 milyon lira kesilirken, hesabın verimlilik düzeyine göre kesinti 2 milyon liraya kadar düşüyor. Garanti Bankası ve Yapı Kredi'de ise yıl sonu kesintisi miktarı daha düşük, ama ayırım yapılmaksızın her hesaptan alınıyor. (Bakınız alttaki sütunlar)
Meblağlar yüksek olmasa da, bankaların her hesaptan ayrı ayrı kesinti yapmaya başlamaları, tüketicilerin tepkisini çekiyor.
Zira artık çoğumuzun birden fazla bankada hesabı var. Dahası her bir bankada da birden çok hesabı olmak zorunda! (Zira bankalar çoğu kez size sormadan adınıza yeni hesaplar açabiliyorlar.)
Maaşın yattığı hesap, kredi kartlarının bulunduğu bankalardaki hesaplar, kredili mevduat hesabı falan derken tüketicinin banka hesaplarının sayısı 4 - 5'i buluyor.
*
Yapı Kredi: Tüm hesap sahiplerinden istisnasız alınıyor. Kesinti aylık 250 bin lira üzerinden hesaplanıyor. Demek ki bu yıl her hesaptan 3 milyon lira alınıyor. 2001 yılı için belirlenen miktar 7.5 milyon lira. Bankada 5 ayrı hesabımız olsa kesinti 5 kez yapılacak.
*
Garanti Bankası: Her hesaptan yıl sonunda 2 milyon lira kesiliyor. Ayrıca aylık ortalaması 1 milyon liranın altında kalan hesaplardan yılda 1 milyon lira daha ek kesinti yapılıyor.
*
İş Bankası: Tanım itibarıyla her vadesiz hesaptan kesiliyor. Müşterinin performansına göre yıllık 20 milyon liradan başlıyor, 2 milyon liraya kadar iniyor. Hesabın bankaya bıraktığı getiri yüksekse hiç alınmayabiliyor da. Maaş hesapları, interaktif bankacılık kapsamında olan hesaplar, deprem bölgelerindeki şubelerde açılan hesaplar, otomatik fatura hesapları, üniversite öğrencileri ve burslu öğrencilere ait hesaplar, kredi kartı harcamaları yıllık 1 milyar liranın üzerinde olan müşterilerin hesapları kesinti uygulamasının dışında tutuluyor.
Benzer uygulamalar yurtdışındaki bankalarda da var.
Akbank ve
Ziraat Bankası gibi bazı büyük bankalarda ise yıllık kesinti uygulaması hala yok.