Stratonikeia; Antik, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait yapıların bir arada görülebildiği nadir yerlerden. Prof. Dr. Bilal Söğüt başkanlığındaki kazılar 12 ay aralıksız sürüyor
Antik Karia bölgesinin en önemli merkezlerinden, Yatağan’daki Stratonikeia Antik Kenti, Anadolu’da kök salmış farklı uygarlıkların izlerini taşıyor. Patara, Zeugma, Teos, Nysa ve Kaman/Kalehöyük’teki çalışmalara da destek sağlayan İş Bankası’nın desteklediği Stratonikeia Antik Kenti Kazısı’nın Başkanı 2008’den bu yana Prof. Dr. Bilal Söğüt.
Kente düzenlenen bilgilendirme gezisinde Milliyet de vardı. Prof. Söğüt’ün rehberliğinde Stratonikeia ve sanki bu kentten doğmuş Eskihisar Köyü’nü karış karış gezdik.
2008’den bu yana kazının başkanlığını yapan Prof. Söğüt, hayatını Stratonikeia’ya adamış; antik kentte yaşamı anlatırken gözleri parlıyor.
Son kazma, son söz
Kültür ve Turizm Bakanlığı’yla Pamukkale Üniversitesi adına kazının başkanlığını yapan Söğüt, Stratonikeia merkezinde Kuzey ve Batı Cadde’nin birleştiği noktadaki ‘Tapınak-2’ isimli yapının önemine dikkat çekti. Augustus Dönemi’nden MS 4. yüzyıla kadar uzanan ‘Tapınak-2’de bulunan sütun başlıkları ve süslemelerin kalitesi, çok önemli bir yapı olduğunu gösteriyor. Kazılar sonucunda bu yapının tam olarak ne olduğunun ve sonraki dönemlerde geçirmiş olduğu aşamaların net olarak tespit edileceğini söyleyen Söğüt, “Arkeolojide son kazma, son söz demektir. Biz daha kazmaya devam ediyoruz” dedi.
‘Tapınak-2’, tiyatronun güneyindeki üst terasta yer alıyor. Bu yapı ve çevresinin, tiyatroyla birlikte düşünülerek düzenlendiği tahmin ediliyor. Bu nedenle yapının bir tiyatro tapınağı olduğu düşünülüyor. Peripteral planlı, Ion düzeninde, üç basamaklı bir altyapı üzerine inşa edilen Tapınak-2, Erken İmparatorluk Dönemi’ne tarihleniyor.
İçerideki ‘kavşak’
Stratonikeia, Karia’nın iç kesimindeki kentlerden. Denizle iç bölgelerin bağlantısını sağlayan geçiş yolu üzerindeki önemli bir yerleşim yeri olan Stratonikeia, Helenistik Dönem öncesinde de Karialıların toplandığı yer diye biliniyor.
Kent, 2.200 yıllık tarih farkının yaşatıldığı nadir yerleşimlerden. Antik Dönem kalıntılarında, Osmanlı Dönemi’ne ait taş döşeli tarihi sokaklarda zaman tünelindeymiş gibi dolaşılabiliyor. Erken Cumhuriyet Dönemi köy kahvelerinde molalar verilebiliyor.
Stratonikeia’daki en eski buluntular, MÖ 3 bine kadar gidiyor. Herodotos, Strabon, Pausanias ve Bizanslı Stephanos’un aktardıklarına göre, burada Helenistik Dönem öncesine ait bir yerleşim de vardı. Kentin adı, MÖ 3’üncü yüzyılın 2’nci çeyreğinden itibaren Seleukos kralı I. Antiokhos tarafından, önce üvey annesi daha sonra ise eşi olan Stratonike adına değiştirilmiş.
Kentte, aralarında agoralar, hamamlar, latrina ve tapınakların da olduğu pek çok antik yapının yanı sıra, 14-15’inci yüzyıla uzanan Beylikler Dönemi Türk Hamamı da bulunuyor.
17’nci yüzyıldan itibaren, Evliya Çelebi de dahil yerli ve yabancı pek çok seyyah ve araştırmacının uğradığı yerlerden biri olan Stratonikeia’da, ilk bilimsel kazılar 1 Ağustos 1977’de Prof. Dr. Yusuf Boysal başkanlığında bir ekip tarafından başlatılmıştı.
‘Hepimizin sorumluluğu’
İş Sanat Genel Müdürü Zuhal Üreten:
“Sahip olduğumuz arkeolojik varlığın gün yüzüne çıkarılması, bugünkü nesillerle buluşturulması ve geleceğe aktarılabilecek biçimde korunmasının her birimizin sorumluluğu olduğunu düşünüyoruz. Biz de bu sorumlulukla İş Bankası olarak, arkeolojik çalışmalara uzun soluklu ve sürdürülebilir bir şekilde destek olmaya çaba gösteriyoruz. Zeugma Muzalar Evi, Patara, Teos, Nysa antik kentleri ve Kaman Kalehöyük kazılarına yönelik desteklerle, taşıdığımız sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz. Her projede ortaya çıkan ve çıkacak olan arkeolojik değerlerin, sadece Anadolu topraklarının medeniyet tarihine ışık tutmakla kalmayıp, dünya kültür mirasına da büyük katkı sağlayacağını düşünüyoruz.”
Hekate’ye kavuşturan portal
Stratonikeia’ya 8.5 km uzunluğunda 3-3.5 metre genişliğinde kutsal bir yolla bağlı olan Lagina Hekate Kutsal Alanı, bölgenin en önemli ilahiyat merkeziydi. ‘Anadolu doğumlu’ Tanrıça Hekate adına yapıldığı bilinen büyük tek tapınak burası. Antik Dönem’in en pahalı mimari düzeni Korinth nizamının bu yapıda kullanılması tapınağın önemini gösteriyor.
Lagina’da Hekate için her yıl rutin, 4 yılda bir de büyük şenlikler düzenleniyordu. ‘Anahtar Taşıma’ törenlerinde genç kızlardan oluşan bir koro Lagina’dan ilahiler söyleyerek çıkıyor, Stratonikeia’ya gelip kente bağlılıklarını bildiriyor, yine ilahilerle kutsal alana geri dönüyordu. Törenler işte böyle başlıyordu. Fotoğrafta gördüğünüz portaldan içeri giren soylular ve halk, kendilerine ayrılan bölümlerde basamaklara oturup töreni izliyordu. Hekate’ye adanan kurbanların etleri ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyordu.
21 Temmuz 365 yılında merkez üssü Girit olan deprem tapınağı yerle bir etti; altar bile ortadan ikiye bölündü. Gücü her şeye yeten Hekate’yi bile çaresiz bırakan depremle -zaten Hıristiyanlığa geçen- kutsal alan yüzyıllar sürecek sessizliğe büründü. 18’inci yüzyıldan itibaren seyyahların durağı olmaya başlayan harabede Osman Hamdi Bey de 1891-92’de kazılar yaptı.
DEVAMI ARKEOLOJİ’DE
Stratonikeia Antik Kenti’ni 18 Temmuz’da yayımlanacak Milliyet Arkeoloji’de mercek altına alacağız...