BMW Motosiklet 16-18 Mayıs’ta Marmaris-Datça‘da, Long Weekend adıyla bir etkinlik düzenledi. Gelenekselleştirilmesi planlanan organizasyon kapsamında, çeşitli kentlerden gruplar halinde Marmaris’e gelen yaklaşık 100 motosikletçi, deniz, güneş, tarih ve motosiklet dolu bir hafta sonu geçirdi.
Etkinliğin öncelikli amacı, BMW kullanan motosikletçiler arasında bir kaynaşma ortamı yaratıp yeni modelleri test etme şansı vermekti. Cumartesi günü bir grup tekneyle Dalyan’a giderken, diğer grup Marmaris Club Turban’daki karargahta son model BMW’leri denedi.
Gezi günü yani pazar, Club Turban’ın avlusu, bir motosiklet panayırı gibiydi. Önce 100’e yakın motosikletçi turistlerin meraklı bakışları altında son hazırlıklarını yaptı, motosikletlerini gözden geçirdi.
Gazeteci bir arkadaşımız tura, üstünde şort, ayağında neredeyse parmak arasıyla katılmaya teşebbüs etti; hem de bir F650 GS’e binerek. Neyse arkadaş, “Beyler biz gazeteciyiz, örnek olmalıyız” feryatları eşliğinde en azından bir pantolon giymeye razı oldu.
Arada “Grup düzeni var mı?” soruma, “Festival alanında dağınık toplanıyoruz” yanıtını alınca, önceden anlaştığım tek motosiklet tecrübesi A2 ehliyet olan grubun en tecrübesizi Otohaber foto muhabiri Ersan Sezer ile yola koyuldum; istikamet “festival alanı”.
Ersan da bir F 650 GS‘e biniyor. Kendimi artık G 650 Xcountry (53 BG) ile iyice güçsüz hissediyordum.
Festival alanı olarak kastedilen yerin MARMOK festivali alanı olduğunu anlayamadan, Marmaris merkezde aradım durdum, sordum. İnsanlar “Hangi festival?” ifadesiyle suratıma bakarken, sürekli aynadan kontrol ettiğim Ersan’ın artık peşimde, hatta görüş alanım içinde hiçbir yerde olmadığını fark ettim.
Bilgi almak için telefon açtığımda, tüm motosikletlerin çoktan Datça yolunda olduğunu öğrendim ve motoruma atlayıp yola koyuldum. Ersan’ı kaybetmiş, motosikletlerin çok gerisine düşmüş, hiçbir gezide nasip olmayan ambulans, ciplerle destek lüksünden mahrum kalmıştım.
Kırsal alan için ideal
Gazeteden bir arkadaşımın da orman, dağ, bayır gezebilmek için almak istediği Xcountry, kros tipi bir motosiklet; kırsalda gezmek için ideal. Knidos yolunun tahmin ettiğim şartlarına uygun bir motosiklet. Ancak özellikle dönüş yolunda temkinli bir şekilde gazlarken en azından bir 650 GS konforunu aradım. Yazıda bir tashih varsa bunun nedeni, bir hız motosikleti olmayan tek silindirlinin 80 üstü hızlarda ürettiği titreşimlerdir...
Artık tek başımaydım; hedef 2700 yıllık antik Karia kenti Knidos’tu. Marmaris’ten Datça’ya doğru, 67 km ötedeki kavşaktan Knidos yoluna sapılacak, 35 km ötedeki kente varılacaktı. Yolun özellikle Marmaris’ten çıkarken büyük bölümü virajlı ve tırmanışlı. Saatte ortalama 60 km hız, hem yol şartlarına uygundu hem de çam ağaçlarının kokusunu ve sağlı sollu manzaranın güzelliğini özümseyebilmemi sağlıyordu; ruhum Ege’yi soluyordu.
Düzlüklerde hızlanarak, grupla aramdaki mesafeyi kapatmaya çalışıyordum; sanki onlar da aynısını yapmıyormuş gibi. Yolun güzelliğinin neden olduğu trans durumundan, heyelanla yola düşmüş kayamsı, koca taşlardan birinin üzerinden hızla (sanırım 80 km/s) geçerek uyandım.
Motosikletimin önü, arkası yalpalamaya başlamıştı. En fazla iki saniyelik bu kontrolsüzlük sürecinde düşmediğim için şanslıydım; kazayla sonuçlanmamasını soğukkanlılığıma ve Xcountry’ye borçluydum. İşte bu da böyle bir “dikkatin yolda olsun” dersi oldu, iyi oldu...
Yolun Knidos’a uzanan son 35 km’lik etabı da virajları ve manzarasıyla çekici. Ancak derin çukurlar barındıran asfalt yolun büyük bölümü iki aracın yan yana geçmesine izin vermeyecek kadar dar.
Knidos yolunun sonlarında bir de ne göreyim; bizim Ersan peşine destek cipini ve ambulansı takmış ilerliyor. Neyse en azından grubun “bir” kısmına yetişmiş; Knidos’a “birlikte” girmiştim...
Knidos’un çıplak Afrodit’i
Reşadiye Yarımadası’nın ucunda bulunan Knidos, antik çağda en çok çıplak Afrodit heykeliyle ünlüydü; başka kentlerden insanlar bile Praksiteles’in yaptığı ilk çıplak tanrıça heykelini görmek için Knidos’a gelirdi. Şaraplarıyla da ünlü Knidos bilim ve sanatta ileri bir kentti. Astronom, matematikçi Eudoksos ve ünlü ressam Polygnotos burada yaşadı.
Knidos’ta yaşayanların Teselya’dan (Orta Yunanistan) gelen göçmenler olduğu sanılıyor. Yöredeki yerleşimin başlangıcı MÖ 7’nci yüzyıla tarihleniyor. Herodot’a göreyse savaşçı Spartalılar Knidos’u bir koloni kenti olarak kurdu. Biri askeri, biri ticari iki limanı, iki tiyatrosu, güçlü surları olan kentin harabeleri, deniz yoluyla Batı’dan gelenleri kucaklayan konumuyla hâlâ geçmişin görkemini yansıtıyor.
Organizasyon kapsamında kentin deniz kıyısındaki eteğine alınan onlarca motosiklet, Knidos’u ziyaret eden turistler için de hoş bir sürprizdi. Kent, Pers askerleri, İskender’in atlılarından sonra iki tekerlekli şövalyelerin barışçıl işgali altındaydı. Bir turla Knidos’a gelen Beykoz Halk Oyunları ekibi de aşka gelerek bize özel bir gösteri düzenledi.
BMW bir hayat tarzı