Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Tek başına 6 gazeteciye bedel yolsuz arkadaşımız Fahrettin Fidan Başbakan Bülent Ecevit'in ABD yolculuğunu Washington'dan bildiriyor:
       * Başbakanın tasarruf merakı daha Esenboğa Havalimanı'nda minik çapta bir krizin yaşanmasına neden oldu. Ecevit'in kaptan pilota "Yolculuğu ayakta yaparsam indirim yapar mısınız?" şeklinde soru sorması heyet mensupları arasında soğuk duş, bende ılık duş etkisi yarattı.
       * Uçak Türkiye semalarını terkederken üç işadamı para cüzdanlarının çalındığından şikayet ederek Ecevit'e başvurdular. Olayın duyulması üzerine uçakta bulunan Ahmet Özal'ın birden ayağa kalkarak, "Ben çalmadım arkadaşlar, çaldıysam iki gözüm önüme aksın" diyerek kendisini savunma ihtiyacı hissetmesine kimse bir anlam veremedi, ben verdim.
       * Başbakan, Belçika semalarından geçilirken Moritanya Devlet Başkanı'na iyiniyet mesajı göndermeye kalktı. Dışişleri Bakanlığı Protokol Dairesi Başkanı Moritanya'nın Afrika'da olduğunu hatırlatınca Başbakan, "Afrika çok uzakta mı?" diye sordu.
       * Kaptan pilota yolu tarif etmek üzere (!) kokpite giderken Başbakan'la gözgöze geldim, gözpınarlarında iki damla gözyaşı gördüm. "Sebebi, yine iğneden ipliğe yaptığınız zam mı?" diye sordum; Rahşan Hanım'a çaktırmamaya çalışarak, "Hayır, ilk defa bu kadar ayrı kaldığım Hüsam" yanıtını verdi.
       * Okyanus üzerine gelindiğinde Başbakan gazetecileri yanına çağırarak İskandinavya gezisi (!) hakkında açıklamalar yapmak istediğini bildirdi. Gezinin İskandinavya ülkelerine değil Amerika'ya olduğu kendisine hatırlatılınca bu kez de Fransa gezisi (!) hakkında bilgi verdi.
       * Ecevit, Amerika Cumhurbaşkanı'na hediye olarak Fatih Sultan Mehmet'in bir fermanını götürdüğünü açıkladı. "Sevgili eşleri Bayan Monika Levinsky'e (!) de üzerine adı işlenmiş Şile bezinden bir entari armağan edeceğiz" deyince ortalıkta yine buz gibi bir hava esti. Monika Levinsky'in Başkan Clinton' un eşi değil eski bir metresi olduğu, dolayısıyla ona hediye götürmenin yakışık almayacağı anımsatılınca heyette eli dikişe yatkın bir kişiye derhal entarinin üzerindeki (M.L) armasını silmesi talimatı verildi.
       Türkiye'nin en çok izlenen notçusundan bugünlük de bu kadar... Fahrettin Fidan... Washington Restoran - Ankara.

Parti valileri

       Valiler kararnamesi koalisyonu oluşturan üç parti arasında büyük pazarlıklara sahne oldu... Pazarlıklar sonucu her parti kendince önemli illere kendilerine yakın gördükleri valileri atadı. Radikal'de okuduk. Bu pazarlıklar sırasında bakanlara boş kağıt imzalatılmış. Boş kağıda imza atmak istemeyenler Başbakanlık'a davet edilerek ikna edilmiş. Boş kağıdın üzerine pazarlıkla belirlenen isimler yazılarak vali tayini yapılmış.
       Boş kağıda imza atanlardan biri de Valilerin bağlı olduğu İçişleri Bakanı Sadettin Tantan...
       O da dışlanmış vali ataması yapılırken...
       Eskiden devletin valisi olan valiler bugün partilerin valisi... Kimi DSP'nin valisi.. Kimi MHP'nin valisi.. Kimi ANAP'ın valisi...
       ANAP'ın valilerini koyalım bir kenara... Sadettin Tantan DSP'nin veya MHP'nin valileri üzerinde nasıl otorite sağlayabilir bu durumda?
       Valiler kendilerini İçişleri Bakanı'na bağlı mı hisseder, yoksa onları atayan partilere mi?
       Devleti iğdiş etti ucuz siyasetçiler.. Etmeye de devam ediyorlar...

Polis ve Tanrı

       Trafik uzmanı Metin Özyurt ile trafik üzerine sohbet ederken İsviçre'de yaşadıkları bir olay dikkatimizi çekti...
     ÂMetin Bey, bir arkadaşıyla Ä°sviçre'de otobanda yol alırken istemeden bir hata yapıyor. Ve tabii biraz sonra trafik polisi tarafından durduruluyor...
     Â- Otuz frank ceza ödeyeceksiniz, diyor polis.
     ÂMetin Bey'in arkadaşı itiraz ediyor... Yabancı olduklarını, zaten biraz sonra Ä°sviçre'yi terkedeceklerini belirterek affedilmelerini istiyor.
       Polisten yanıt:
     Â- Ben polisim beyler, Tanrı deÄŸilim. Benim sizi affetme yetkim yok...

Bizimkiler ABD'de...

       Başbakan Bülent Ecevit'in üzerinde koyu bir elbise... Elinde Lenin şapkası... Rükşan Hanım'ın üzerinde yakası açık bir gömlek... Üzerinde yağmurlu havada kadınların çarşıya çıkarken giydikleri cinsten bir anorak... İlk bakışta Haymana'ya bir hafta sonu gezisine gittikleri sanılabilir. Oysa Onlar ABD ziyaretine gidiyor. Bülent Bey Atatürk Hava Limanı'nda 26 Eylül günü yazılı metinden yaptığı konuşmayı bitirdikten sonra irticalen devam ediyor: Silahlı kuvvetlerin ve vatandaşların 30 Ağustos Bayramı'nı kutluyor. Etraftan yapılan kaş göz işaretleri ve eteğinden çekiştirmeler sonucu birden zınk diye duruyor... "Afedersiniz bir yanlışlık yaptım galiba" diyor. Yanlışlık yaptığını çevrenin işaretleri üzerine anlıyor ama "galiba" dediğine göre nerede yanlışlık yaptığını hala anlamış değil... Eyvah ki eyvah...
       Bizimki Clinton'a Kıbrıs'ı anlatacakken zaplayabilir, Rodos veya Girit'te iki bölgeli - iki toplumlu federasyondan sözedebilir. Atina'yla ilişkiler bakarsınız görüşmelerde Sofya'yla ilişkiler şekline dönüşüverir. Hiç belli olmaz... O yüzden Rükşan Hanım'ın görüşmelere katılıp ikide bir çekiştirmesi şart... Yoksa yandık...
       Yaşlı bir İranlı lider bir tarihte İngiliz Başbakanı Thatcher'le görüşme yapıyormuş. Pot kırmasın diye pipisine ip bağlamışlar. Her pot kırdıkça ipi çekiyorlar.. Her ipi çekişte bizim yaşlı lider "Hata yaptım galiba" diyerek lafı değiştiriyor. Derken bizimki sonunda sıkılmış ve Bayan Thatcher'a sormuş:
     Â- Bizde pot kırmayalım diye pipimize ip baÄŸlarlar. Sizde ipi nereye baÄŸlıyorlar?..
       Ecevit'in ABD seferine çıkarken yazılı metinden okuduğu sözlerin arasında en vurucu olanlar ise şunlar:
     Â- NATO'nun iÅŸlev alanı geniÅŸledi. Türkiye'nin bölgesi de geniÅŸlemiÅŸtir. Bu süreç Türkiye ile ABD'yi yakınlaÅŸtırmıştır. Artık dünyanın bütün sorunları Türkiye ile ABD'nin ortak gündemindedir...
       Breh breh... Yani diyor ki Karaoğlan... Vurulacak yer varsa gelin beraber vuralım... NATO'nun vurucu gücüne Türk'ün vurucu gücünü ekleyelim...
       ABD bu bedava fedailik önerisini ne yanıt verir bilemeyiz... İnşallah "Önce deprem bölgesine birkaç çadır gönderseniz!" gibisinden bir hatırlatmada bulunmazlar...

       *Bir anda sağlığı düzelen Dr. Oktar Babuna şimdi de politikaya atılacakmış...
     ÂHa ÅŸimdi anlaşıldı, Babuna vatandaşın "iliÄŸini" kurutacak artık!..
      Cihan Demirci




Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr