Başbakan Yardımcısı
Mesut Yılmaz'ın işadamı kardeşi
Turgut Yılmaz Boğaz'da 5 milyon dolara yalı almış, 1 milyon dolar masraf ederek içini dayıyor döşüyormuş...
      Bunda ne var, diyeceksiniz... Adamın işi ayrı gücü ayrı.
      Hiçbir diyeceğimiz yok tabii...
      Ancak bizim sağcı liderlerin bir ortak yanına değineceğiz.
      Bu muhteremler halkın durumunu düzeltecek zengin vaatlerle işbaşına gelirler. Binbir tane söz verirler. Fakat ilginçtir.. Ülkenin ve halkın durumu verilen sözlerin aksine kötüye gider. Ama kendi çoluk, çocuk, yeğen, birader, kayınbirader cümle akrabalarının durumu düzelir. Bu yutturmaca böyle sürer gider.
Devrim Türkiyesi
      Atatürk döneminde bir milletvekili kızı olan
Nezihe Araz, "Mustafa Kemal'in Ankarası" adlı kitabında şöyle bir olay nakleder:
      "Bir gün babam eve geldiğinde canının hayli sıkılmış olduğunu farkettik. Hemen yazı odasına girdi, annem de ardından. Epey fısıltı oldu o akşam. Sonra olay evin öbür büyüklerine de açıklandı. Meğer
Mustafa Kemal, milletvekillerine Başbakanı ile özel bir mesaj yollamış,
"Ortalık çok pahalı, millet sıkıntılar içinde, eğer milletvekillerimiz de uygun görürlerse maaşlarımızdan bir miktar indirim yapalım. Bu hem memlekete bir moral getirir hem Meclis'e olan inancı ve güveni arttırır" demiş. Ve sanırım maaşlar oy birliğiyle beş yüz liradan iki yüz elli liraya indirilmiş.
Fırtınalı öykü
      "Bir değişimin fırtınalı öyküsü", "Özal'lı yıllar belgeseli..." CNN Türk
Turgut Özal'la ilgili 10 bölümlük belgeselin 2. bölümünü pazar akşamı yayımlıyor.
Özal belgeseli (nedense) ilginç şekilde
Atatürk'ü andığımız günlere rastlıyor. Oysa iki lider birbirinin zıddıdır.
Özal, Atatürk'ün ülkeye kazandırdığı ne varsa onu elden çıkarmanın öncülüğünü yapmıştır.
     Â
Özal'ı
"İkinci Atatürk" diye niteleyen, vizyonunu yere göğe sığdıramayanların yanıt veremediği pek çok soru vardır. Bir tanesi şudur:
     Â
Atatürk döneminin ünlü
"Hıyaneti vataniye" kanununu
Turgut Özal TBMM'yi etkileyerek kaldırtmıştı. Acaba bunu neden yaptı?
      Vatanına ihanet etmeye ve vatan hainlerine destek olmaya niyetli olmayan bir lider bunu neden yapar?
      Bakalım CNN Türk'teki program bu soruya da yanıt getiriyor mu?
Papaz
      Papaz ölmek üzere olan adamın üzerine eğilerek fısıldamış:
      - Ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle...
      Ses yok... Papaz isteğini tekrarlamış...
      Yine ses yok...
      Papaz kızmış:
      - Neden şeytanı ve kötülüklerini lanetlemiyosun, bre gafil?
      Adam adeta inlemiş:
     Â
- Nereye gideceğim belli olmadan kimse hakkında konuşmak istemiyorum...Makul çözüm
      İzmir'de işadamları ve kimi hatırlı kişiler Etibank'a 438 milyon dolar borçlu olan
Dinç Bilgin'e sahip çıkıp her türlü katkıyı yapmaya hazır olduklarını açıkladılar.
      Bu nasıl bir katkı olabilir?
Orhan Birgit fikir veriyor:
     Â
"Bir konsorsiyum kurarak Bilgin grubunun borçlarını Hazine'ye ödeyin. Sonra parayı kendisinden tahsil edersiniz."      Ege'ye yakışan çözüm de bu olacaktır.
Cumhuriyet'e kanat...
      Cumhuriyeti var eden isimsiz kahramanların öykülerini anlatan TRT yapımı
"Cumhuriyete Kanat Gerenler" belgeseli CD-ROM olarak yayımlandı. Belgeselde yaşamı anlatılan kahramanlardan biri de Türkiye'nin ilk kadın Yargıtay üyesi
Melahat Ruacan...
     Â1908 doÄŸumlu
Ruacan, Atatürk döneminde Ankara Hukuk Fakültesi'ne giren ilk kız öğrenci... 1954'te sırf Türkiye'de değil, dünyada da bir
"ilk"i gerçekleştirerek Yargıtay üyeliğine yükseliyor.
      1974'te vefat eden
Melahat Ruacan'ın oğlu Prof.
Şevket Ruacan bize annesini şöyle anlatıyor:
      - Bizzat
Atatürk'ün kanatları altında yetişmiş o ilk neslin ortak özelliği,
"mesleki namus" konusunda aşırı titiz oluşlarıydı. Maalesef ilerleyen yıllarda bunun acısını çok çektiler. Annem 1954'te, Demokrat Parti döneminde Temyiz Mahkemesi'ne yükseldi. 2 yıl sonra da hukuku savunduğu için görevinden oldu.
     Â
- Olay neydi?      - Başbakan
Menderes 1956 seçiminden önce Kırşehirlilere
"Osman Bölükbaşı'yı milletvekili seçerseniz, Kırşehir'i ilçe yaparım!" diye gözdağı veriyor. Bölükbaşı buna rağmen seçiliyor, DP iktidarı da dediğini yaparak Kırşehir'i
"ilçe" ilan ediyor.
Bölükbaşı'nın itirazı üzerine Yargıtay durumu inceliyor. Uygulamanın hukuka uygun olmadığına hükmediyor. Bunun üzerine DP iktidarı bu kararı veren heyeti tümüyle (Daire Başkanı da dahil) emekliye sevkediyor. Annem başka bir heyette olmasına rağmen Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nı arayıp Yüksek Mahkeme üyeleri adına
"Yapılan haksızlığın düzeltileceğini umuyoruz" demiş. Ve sırf bu sözünden dolayı ertesi gün
"emekliye" sevkedilmiÅŸ...
      Elbette Atatürk Türkiyesi bugünkü yozlaşma düzeyine bir gecede gelmedi. Cumhuriyetin soylu kazanımlarını Demokrat Parti ve sonraki benzerleri son yarım yüzyılda adım adım yokettiler. Bugün ülke ve toplum olarak bir bataklıkta debeleniyor olmamız tesadüf değildir.
Bilmece
      "Tu-ti-tu-tu-tu-tu" nedir ?
      Temel fıkrası değil.
      - Müşteri oda servisinden 222 numaralı odaya iki çay istiyor.
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr