Bir hükümet yetkilisine Suriye’den ne zaman, hangi koşulda çekileceğimiz soruluyor.
Cevabı özetle şöyle:
- Viyana Konferansı sonuca ulaşır, yeni bir anayasa yapılır, bu anayasaya uygun seçimler düzenlenir, yeni bir yönetim demokratik şekilde işbaşına gelir, o zaman çekiliriz.
Bu beklentilerin gerçekleşmesi için çok uzun yıllar gerekir.
Böylece Türkiye uzun yıllar Suriye’de savaşın içinde kalacak demektir.
Savaş en vahşi kumardır. Kazanan daha çok kazanmak, kaybeden zararlarını telafi etmek için masadan kalkmak istemez. O yüzden savaşı başlatmak kolay, bitirmek zordur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu hafta Putin ile hayati bir görüşme yapacak. Rusya ve Şam özellikle HTŞ terör örgütünden şikâyetçidir. Masada bu konu öncelikli olacak.
Son çatışmalar sonrasında İran’la da ilişkilerimiz gerildi. İpler biraz daha gerilir, Rusya ve İran’la ticaret kapıları kapanırsa nelerin olabileceğini anlatmaya gerek yok. Batımızda Yunanistan, Akdeniz’de İsrail, Mısır, Güney Kıbrıs, Mısır ittifakı... Tehlikeli bir kuşatmanın diğer dama taşlarıdır...
NATO’dan, AB’den laf dışında hiçbir desteğin gelmeyeceğini de iyi bilelim.
Diplomasiyi kullanmak, ortamı yumuşatmak, savaşarak değil konuşarak çözümler aramak... Bizim için tek çare budur.
Göç yolları tıkadı!
Onlar sadece Edirne yolundaki mültecilerin fotoğrafları değil... Emperyalizmin son 20 yılda yarattığı felaketin kalıntılarıydı.
Kucakta bebeklerle yollara düşmek, boğulma tehlikesini göze alıp buz gibi sulara açılmak, battaniyeye sarılıp sınırlarda titremek... Bunlar insanlığın dibe vurduğu anların resimleridir.
ABD ve ortaklarının Afganistan, Irak, Libya, Suriye saldırıları milyonlarca insanı evsiz, barksız, yurtsuz, yarınsız bıraktı. Enkazın birazı da bizim sırtımızda kaldı. Sınırların açılmasına gelince... Karşı ülke sınırlarını açmadıkça bizim sınırları açmamızın işe yaramayacağını kimse düşünmedi mi? Nitekim gidenler sınırda kalakaldı. Atina sınırı geçenleri de iade kararı aldı.
Hiç değilse çocuklu ailelerin yola çıkmasını önlesek de bu acı manzaraların dekoru olmasak iyi olmaz mıydı?
MUSK
Ünlü iş adamı Elon Musk, savaş uçaklarını değerlendirirken bir soru üzerine ABD’nin radara yakalanmayan F-35 jetinin İHA yani insansız hava aracına karşı şansının olmadığını söyledi. Musk’a göre F-35, insansız hava araçları karşısında yenilecektir.
Eğer bu görüş doğru çıkarsa milyarlarca dolar yatırılan F-35 projesi çökecektir.
Hızla gelişen teknoloji hayatımızda birçok şeyi sürpriz şekilde değiştiriyor.
Örneğin elektrikli araçlar hızla çoğalırken, 2030 yılında şoförsüz araçların piyasaya hakim olacağı, insanların bir telefonla şoförsüz taksi çağırabileceği, özel araçlara gerek kalmayacağı, otomobil ve petrol endüstrisinin hızla inişe geçeceği haber veriliyor.
Bakalım daha neler neler olacak?
SPUTNİK
Garip bir olay... Ankara’nın Çankaya ilçesinde bir grup, gece yarısı Rusya merkezli Sputnik Haber Ajansı’nda çalışan üç gazetecinin evlerinin önüne gelerek “Şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganı atıyor. Üç muhabir ve genel yayın müdürü gözaltına alınıyor.
Gazeteciler, Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın girişimleri sonucu serbest bırakılıyor.
Sebep? Sputnik International’ın Hatay’la ilgili “Çalıntı bölge” adlı bir yazı yayınlaması. Bu yazıyı protesto etmek hakkına sahibiz. Ancak bunun resmi yolları varken ajans muhabirlerini evlerinde taciz etmek neden? Rusya’nın Hatay’la ilgili derdi nedir derseniz? Meğer Türkiye’nin Kırım’ın ilhakını protesto etmesine yanıt vermişlermiş!
TAVSİYE
Şunlar Atatürk’ün 1934 yılında o tarihte Dışişleri Bakanı Müsteşarı olan Numan Menemencioğlu’na verdiği dış politika tavsiyeleridir.
. Komşularınızın iç işlerine karışmayın
. Rusya’yı tahrik etmeyin
. Arap ülkeleriyle tarihi, sosyal, kültürel ilişkilerinizi geliştirin fakat aralarındaki anlaşmazlıklara karışmayın
. Sormadan akıl vermeyin
. Batı kültürünü benimseyin fakat onların emperyalist emellerine alet olmayın...
KEMAL
Kitapsever okurumuz not göndermiş...
“Yaşar Kemal’i anma gününde hakkında pek çok şey söylendi. Ben de iki cümle eklemek isterim. Yaşar Kemal neden büyüktür bilir misiniz? Yetersiz olduğu iddia edilen Türk dilinin, ustaca kullanılırsa ne kadar zengin ve her türlü anlatıma uygun olduğunu eserleriyle ispatladığı için büyüktür...”
GELE
Kemal Kılıçdaroğlu kadın muhtarlar toplantısında konuşurken:
- İdlib’de ne işimiz var, diye soruyor...
Dinleyenlerden bir hanım muhtar:
- O zaman sınır ötesi harekâta neden imza verdiniz? diye soruyor.
Kemal Bey:
- O başka, oraya geleceğim, diyor.
Fakat bir türlü gelmiyor.
TANYOL
Tuğrul Tanyol’un “Şiirler - 3” kitabı Kırmızı Kedi’den yayımlandı. Oradan birkaç satır...
“her şey söylendi, artık eskisi gibi olamaz
elimden kayan kitap açık bir yol gibi uzanıyor
suyun üstünden sıçrayan bir kedi
gibi korkarak bakıyorum, çünkü bilsen!
gidilmemiş yollar hep akılda kalır
***
oradan nereye gidebilirdik
küçük rastlantılarla buluşan iki yaşam
aşk uzakta hep genç kalır.
biz ötede yaşlanırken...