Hamas operasyonuna karşı İsrail’in yanında
yer alan Avrupa, tepkilerini açıkça ortaya koyuyor. Örneğin Berlin’deki ünlü Brandenburg kapısına üç gündür İsrail Bayrağı yansıtılıyor.
Acılara ortak olmak iyidir...
Ama...
Bunun bir de aması var…
Okurumuz Naciye Kalınkol diyor ki: “Operasyonda öldürülen İsrailli sivillerin binlerce katı Filistinli sivil İsrail tarafından öldürüldü son 70 yılda... Ama iki yüzlü Batı bir kere bile Filistin bayrağı asmadı binalarına. Dökülen kanın esas nedeni tam olarak bu iki yüzlülük işte.”
***
Gazze ve İsrail’ de ölüm kol geziyor. E.Gen. Nejat Eslen diyor ki: “Savaş askerler arasında yapılır. Savaşta düşman askerini öldüren kahramandır. Sivili öldüren ise katil”
***
İsrail’de kimi politikacılar Gazze halkını nükleer bomba ile yok etmekten söz etmeye başladı. ABD’nin tüm varlığı ile arkasında olması İsrail’e cesaret veriyor. Yeniçağ’da Arslan Bulut şimdi uzak görünse de bir vahim olasılığı dile getiriyor:
“Şimdi Gazze de boşaltılacak. ABD, Gazellilerin deniz koridoru ile Türkiye’ye taşınmasını isteyebilir!”
Gazze’deki gerilim buralara varır mı? Umalım varmasın.
Ne var ki ABD bölgeye el attı. Ve el attığı her bölgede savaşı körüklerken desteklediği güçlere alan açmak için yerleşik halkı göçe zorlayabiliyor.
Kuzey Suriye’de bunun örneği verildi. Umarız benzer senaryo tekrarlanmaz.
Rakamla 5000
Asgari yaşayan yani 7500 lira maaşlı emekliler umutla 29 Ekim’de verilecek ikramiyeyi bekliyorlardı. Umutlar 10 bin lira tavanına kadar vurmuştu. Sonunda iktidardan 5 bin lira kararı çıktı. O da kasım ayında verilecek. Daha da şaşırtıcı olan geçinebilmek için ayrıca başka bir işte çalışan emeklinin ikramiyeden yararlanamayacak olması... Sonuçta... Kayıt dışı çalışan emekli de 5000 lirayı cebe indirebilecek ama kayıtlı çalışan emekli bu gelirden yararlanamayacak.
Bir başka örnek... 2 evi olan, kira ödemeyen, kira geliri de olan bir emekli 5000 TL alabilecek, ama geçinemediği
için mecburen çalışan ve kira ödeyen emekli 5000’i alamayacak.
Ortada bir adaletsizlik ulunduğunu umarız hükümet de fark ediyor ve bir çare düşünüyordur.
Zübeyde
Filmle ilgili ilk haberler biraz tedirgin ediciydi... “Zübeyde: Analar ve Oğullar” adı altında çekilen filmin yeni bir istismar vakası olacağından endişelenmiştik. Neyse ki, filmi özel gösterimde izleyen Zeynep Oral içimize su serpti. Görüşlerine inandığımız Zeynep arkadaşımız Cumhuriyet’teki köşesinde bakın ne dedi:
“Zübeyde filmini gördüm ve hayran oldum. Bu usta işi prodüksiyonda Mustafa Kemal’i çocukluktan başlayarak farklı yaşlarda çeşitli oyuncular canlandırıyor. Sonuncusu Alican Yücesoy. Hepsi sahici, hepsi inandırıcı. Bugüne dek Atatürk’ü canlandırmaya kalkan her oyuncuyu yadırgardım, ama onların hiçbirini, hele Alican Yücesoy’u hiç yadırgamadım. Zübeyde Hanım’ı gençliğinden yaşlılığına Aslıhan Güner canlandırıyor. Muhteşem, tertemiz, duyarlı, abartısız bir oyunculuk çıkarıyor. Tüm öteki rollerdekiler de öyle.”
Merakla bekliyoruz hafta sonu vizyona girecek olan filmi.
Önlük
Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenler arasında kıyafet eşitliği için beyaz önlük şartı getireceğini ve 24 Kasım’da kendilerine beyaz gömlek hediye edileceğini açıkladı.
Beyaz önlük bilindiği gibi doktorların sembol giysisidir. Beyaz saflığın, dürüstlüğün, temizliğin sembolü olarak doktorlukla özdeşleşmiştir. O yüzden öğretmenlerin beyaz önlük giymesi tıp camiasında burukluk yarattı.
Prof. Ülkü Sarıtaş beyaz önlük konusunda iki farklı noktaya daha dikkati çekiyor...
Birisi doktorların beyaz önlüğü giderek daha az kullanması. Çoğunun günlük giysileriyle çalışıyor olması. Bunun bir sebebini biz biliyoruz. Çünkü doktor özellikle devlet hastanelerinin koridorlarında rahat yürümüyor. Önünü kesen herkes bir şey soruyor ve doktor adeta adım atamaz oluyor. İkinci sebep önlük fiyatı olabilir mi? Profesör Sarıtaş bir önlüğün fiyatının 350-400 lira olduğunu buna karşılık devletin bir önlük için doktora 48 lira ödediğini hatırlatıyor. Öğretmene önlük yerine doktorlara önlük verilmesini öneriyor.
“İnsan öldürmek yasaktır, o yüzden katiller cezalandırılır... Ancak savaşta trampet sesleri arasında topluca öldürürseniz bu olabilir. / Voltaire