Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Amerikan Hastanesi'nin "Diyabet" Bölümü doktor ve dietisyenleri, Ceylan İntercontinental Oteli'nde önceki gün şeker hastalarına yönelik bir seminer verdiler. Diyabet tedavisi ve diyet konusunda son gelişmelerin aktarıldığı seminerin ilk bölümü sonunda kısa bir yemek arası verildi. İnsülin kullanan şeker hastaları o ara iğnelerini vurdular, arkasından da açık büfeye geçip afiyetle atıştırdılar.
İkinci bölüme geçildiğinde... Diabetiklere yönelik en son beslenme tekniklerini anlatmak üzere kürsüye gelen diyetisyen Hatice Ökten şu küçük açıklamayı yaptı:
- Az önce açık büfede sunulan yemeklerle ilgili bir not düşmek istiyorum: Özel bir diyet mönüsü planlayıp otelin mutfağına vermiştik. Ama bizim istediğimiz diyet yemekleri galiba otel içindeki bir başka kokteylin mönüsüyle karıştı. Bize ait mönü bir başka kokteyle gitti; oranın kızartmalı - sigara börekli mönüsü de bizim buraya geldi. Neyse... Bir defadan birşey olmaz. Ama az önce açık büfede yediğiniz gibi yememelisiniz işte!..
Salonda kahkahalar yükseldi. Küçük yanlışlık, hoş bir ders olmuştu...
***
İkinci bölümde Doç. Dr. Şafak Güven, diyabet riskini arttıran "şişmanlık" konusunda bilgiler aktardı:
- Şişmanlıkta en önemli nokta "kilo"yu vücudunuzun neresinde taşıdığınız... Etrafınıza bir bakın... Bizim erkeklerimizin çoğu "göbek" çevresinde taşıyor kilolarını... "Elma tipi" şişmanlık diyoruz buna. Hanımlarımız ise kiloları "daha aşağıda" taşıyor. Buna da "armut tipi" şişmanlık diyoruz. Tabii, elmalarla armutları karıştırmamak lazım!.. Eğer "elma tipi" şişmansanız, yani kilolarınız göbek çevresindeyse, biliniz ki size en çok zarar getirecek durumlardan biri ortaya çıkmış demektir. Bunun sonucunda 40 yaş sonrası insüline bağımlı olmayan diabet, yüksek tansiyon, kolesterol ve daha sonra da kalp problemleri ortaya çıkıyor.
Netice... Siz siz olun, "yağlı" yemek illetinden kendinizi kurtarın...

Başarı

Komite iki ay kadar önce kurulmuştu...Amacı; Şükrü Saraçoğlu stadyumunun yenilenip büyütülmesiydi... Başkanlığını Ali Şen yapıyordu... Toplanan para dünkü gazetelerde açıklandı:
"13 bin dolar ve 8 milyar lira"...
Yani 13 milyar lira civarında birşey...
Futbolcuların bir aylık maaşını karşılamaz.
Rakam açıklanmasa daha iyi değil miydi?

***
Merve'nin babası Amerikan vatandaşıymış...
Bunların Cihad'ı da olsa olsa "Dallas usülü" ya da "Kentucky Fried Cihad" filan olur!..
***

Feminist kongresi

Fıkra Dr. Yasemin Özdemir'den...
Amerika'da Feministler Kongresi'nde... Amerikalı kadın çıkıyor önce kürsüye:
- Ben bir şirketin genel müdürüyüm, diyor, evin alışverişini yapmak benim için küçültücü bir iş. Kocama "Bundan sonra evin alışverişini sen yap" dedim. Birinci gün yapmadı, ikinci gün yapmadı. Üçüncü gün baktım, alışverişi o yapıyor.
Kürsüye İngiliz kadın çıkıyor bu kez:
- Ben bir şirkette genel müdür yardımcısıyım. Kocama "Bulaşık makinesiyle uğraşmak benim işim değil. Bundan sonra sen yıka" dedim. Birinci gün yapmadı, ikinci gün yapmadı. Üçüncü gün baktım, bulaşıkları artık o yıkıyor.
Sıra geliyor bizim Fadime'ye:
- Benim adım Fadime. Ev kadınıyım. Kocama dedim ki, "Ben yoruldum, çamaşırları bundan sonra sen yıka..." Birinci gün göremedim. İkinci gün göremedim. Üçüncü gün yavaş yavaş gözüm görmeye başladı!..

Tarihin cilvesi

CHP'liler nerede hata yaptık, diye düşünedursun... Liberal görüşleriyle tanınan ve asla solcu olmayan bir öğretim üyesinin; Profesör Erdoğan Alkin'in bir süre önce gazetemizde yayımlanan bir yazısından küçük bir bölümü aşağı alalım. CHP'lilerin görüşüne sunalım:
"... derecesi ve türü ne olursa olsun solculuğun "Marksist" muhtevası kaçınılmazdır. Yani ekonominin ve toplumun, hatta siyasetin dengelenmesinde emek - sermaye çatışmasını temel almadan politika belirlemek "solculukla" bağdaşamaz.
Bu görüşün doğru olmadığı, toplumsal uzlaşma ve barışa aykırı düştüğü, üstelik son zamanlarda artık demode hale geldiği, hatta emekçinin refahı çok arttığı için sermayedarla çatışmanın gerilerde kaldığı filan da savunulabilir.
Ama o zaman bunu savunanlara da "sosyal demokrat" demek mümkün olamaz. Bütün solcular gibi sosyal demokratların da temel hedefi gelir dağılımını emekçiler lehine değiştirmek olmalıdır.
Fakir - fukarayı kollamak, toplumun güçsüzlerine el uzatmak, eğitim ve sağlık hizmetlerini geliştirmek, fırsat eşitliği sağlamak vs. gibi hedefler, solcu veya sağcı her uygar insanın savunması gereken ilkelerdir. Bu hedefleri "sol" ilkeler gibi göstermek aldatmacadan ibarettir.
Kısacası, beğenirsiniz veya beğenmezsiniz, Marksist emek - sermaye çatışmasını temel almadan solculuk yapılmaz. Yapılmaya kalkışılırsa, kendini solcu sananlar, "muhafazakarların" arasında kaynar, gider...

***
Bir tartışmada iki tarafı da sabırla dinleyen kişi, apartmandaki komşudur.
Ruth Brown
***

Bektaşi fıkrası

Bektaşi öbür dünyaya göçünce önceden gelenler sormuş:
- Türban meselesinin arkasında Erbakan Amca varmış öyle mi?
- Hayır Sam Amca var?
- Nereden biliyorsun?
- Merve'yi Erbakan Amca'dan çok Sam Amca'nın Türkiye'deki köşe yazarları destekliyor, oradan biliyorum.



Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr