CHP Lideri Deniz Baykal:
      - Bu seçimde en az yüzde 24 oy alacağız, bunun altına düşersek şaşarım, dedi ve CHP'nin bu seçimde barajın altında kalacağı endişesinde olanların yüreğine bol su serpti... Deniz Bey bu rakamı nereden buldu?.. Martin Luther King'in "Dün gece bir rüya gördüm..." diye başlayan nutuklarından mı esinlendi, yoksa yardımcısı anket uzmanı Bülent Tanla'ya gizli bir araştırma mı yaptırdı... Bilmiyoruz. O nedenle birdenbire ortaya çıkan yüzde 24 oranına şaşırıyoruz...
      Kim olsa şaşırır...
      İktidarı istediğiniz tarihte seçime zorlayacak kadar güçlü olacaksınız...
      Ama bu gücünüzü halk lehine hiç kullanmayacaksınız...
      Mesela...
      Memura yüzde 20 sadaka verilmesine hükümet ortağı DTP kadar ses çıkarmayacaksınız,
      Ordu ilimizde Güneydoğulu işçilerin dipçiklenmesine, Taksim'de Cumartesi annelerinin coplanmasına, İzmir'de bacak kadar çocukların PKK'li diye karakola çekilmesine seyirci duracaksınız,
      Özelleştirmenin iyice yağmaya dönüşmesine sessiz kalacaksınız,
      Ekmeğin 1 liracık olsun ucuzlatılması için çaba göstermeyeceksiniz,
      Eğitim, sağlık, konut gibi ana sorunlarda ne gibi yeni projeleriniz olduğunu, bu projeleri hangi kaynaklardan finanse edeceğinizi kimse bilmeyecek,
      Birkaç göstermelik rapor hazırlayıp rafa koyacak, içeriği bilinmeyen bu raporları hayata geçirmek gibi bir çabada bulunmayacaksınız,
      Türban gibi kritik konularda ortada hiç görünmeyeceksiniz,
      Partinizin yüzde 10 oy aldığı geçen seçimden bu yana kadrolarınızda ve politikalarınızda bir değişikliğe rastlanmayacak,
      Muhalefet görevini akşamları 1'er dakikalık TV demeçleriyle geçiştireceksiniz,
      Ve önümüzdeki seçimde yüzde 24'ün üzerinde oy alacaksınız...
      Böyle bir mucizeye kim olsa şaşırır. Hatta şapka çıkarır...
      Başbakan Mesut Yılmaz, dün gazetemizin manşetinde yer alan sözlerinde diyor ki:
     Â- Bana göre üniversitelerde başörtüsü konusunda yumuÅŸak bir tutum takınmak lazım. Ä°stanbul'daki üniversite dekanları ile bu konuda yaptığımız görüşmeler olumlu sonuç verdi...
      Mesut Bey dekanla rektörü karıştırmış olacak. Çünkü konu rektörleri ilgilendiriyor.
      Dün soruşturduk.
     ÂMesut Bey, Ä°stanbul Ãœniversitesi Rektörü Kemal AlemdaroÄŸlu baÅŸta olmak üzere büyük üniversite rektörleriyle böyle bir konuyu hiç konuÅŸmamış.
      Doğru söylemiyor. Ama daha vahimi, bir başbakandan beklenmeyecek kadar ucuz ve tehlikeli kışkırtıcılık yapıyor.
      YÖK bu yıl, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararları ile mevcut yasalardan esinlenerek bütün üniversitelerde uygulanmak üzere yeni kurallar koydu. Kayıtlar bu kurallar içinde yapıldı. Pek çok türbanlı öğrenci bu kurallara uydu. Birkaç küçük protestoya rağmen... Kayıtlar büyük olgunluk ve sükunet içinde tamamlandı.
      Başbakan Mesut Yılmaz yukardaki sözleriyle üniversiteler açıldığında türban eylemi yapmayı planlayan grupları kışkırtıyor. Rektörleri esnek davranmamakla suçlayarak (bu esnekliğin sınırı neyse) onları eylemci gruplara hedef gösteriyor.
      Türban konusunda YÖK'ü destekleyen Agah Oktay Güner ve Yaşar Okuyan gibi yardımcılarını da ofsayta düşürüyor.
      Sorumlu bir Başbakan... halkın din duygularını gıdıklamak... türbancı grupları rektörlere karşı kışkırtmak yerine... TBMM'ye yeni bir yasa sevkederek istediği modeli yasalaştırmaya bakardı. Mesut Bey oralı değil.
      Yıllar önce bir yemekte Mesut Bey'e neden "laiklik" sözünü hemen hiç ağzına almadığını sormuştuk. Laiklik sözcüğünün özellikle kırsal kesimde tepki uyandırdığını (!) söylemişti bize. Birkaç yıl önce de Refah Partisi'yle birlikte Anayasa'nın "devlet yönetimi din kurallarına dayandırılamaz" diyen 24'üncü maddesini değiştirmeye kalkışmışlardı. Yoldan zor döndürüldü.
     ÂMesut Bey'in laiklik konusunda hiçbir hassasiyeti yoktur.
      Tarikatlarla içli dışlıdır.
      Oy avcılığı uğruna her türlü din istismarına başvurabilir.
      Ancak yine de "Üniversite kapısında Allah'ın kanunları mı uygulanacak, yoksa TBMM'nin kanunları mı?" dayatmasıyla Cumhuriyet yasalarını delmeye yeltenen grupların yanında yer alacağını düşünmemiştik. Bunu da gördük...
      ABD'de Kızılderililerin yaşadığı bölgede film çekiliyor. Rejisör soruyor:
     Â- Yarın hava nasıl olacak çocuklar, bilen var mı?
      Çekimi kenardan seyreden yaşlı bir kızılderili ses veriyor:
     Â- Yarın hava hafif yaÄŸmurlu...
      Gerçekten ertesi gün yağmur yağıyor. Rejisör o günden sonra havayı sürekli yaşlı Kızılderiliye soruyor. Koca Reis'in tahminleri her defasında tam tutuyor.
      Derken yaşlı Kızılderili birkaç gün ortadan kayboluyor. Tekrar göründüğünde rejisörün aklına hava geliyor. Soruyor:
     Â- Yarın hava nasıl Koca Reis?
      Reis üzgün:
     Â- Bilmiyorum, diyor, radyom kırıldı...
      Zonguldak Çaycuma'da ticaretle uğraşan okurumuz Maksut Çavdar geçenlerde Karamürsel'e gitmiş. Bu şirin ilçemizde görkemli Atatürk heykelini görünce hayran kalmış. Ancak heykele yaklaşınca granit kaidesinde çok çirkin yazılar, resimler farketmiş. İki hafta sonra aynı ilçeye tekrar gittiğinde bu görüntünün hiç değişmediğini görmüş. Bizim aracılığımızla Karamürsel Kaymakamı, Belediye Başkanı ve diğer yetkililere sesleniyor:
     Â- Ä°lçenize yakışmayan bu çirkinliÄŸi ne zaman temizleyeceksiniz?
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr