Heybeliada Ruhban Okulu’nun öğretime açılması hakkında, yazar Aytunç Altındal bilgi notu göndermiş.. Okuyalım:
1) Devlet Ruhban Okulu’nu özel bir yasa çıkartarak kapatmadı. 1971’de Anayasa Mahkemesi 625 sayılı Özel Öğretim Kanunun’un bazı maddelerini iptal edince Türkiye’de bu kanunun kapsamına giren tüm okullar, yeni yasal düzenleme yapılması ve buna uygun eğitim verilmesi için süresiz değil, süreli olarak öğretime ara verdiler.
2) Patrik "Devletin iradesi varsa okulumuzu açsın" diyor. Okul kapalı değil ki devlet açsın. Aslında "Okulu biz açalım fakat devlet bu işe hiç karışmasın, bu okul YÖK’e veya MEB’na bağlı olmasın" demektedir Sayın Patrik... Siz bana böyle bir okul tipini dünyada gösterebilir misiniz?
3) Okulun Patrik’in isteğine göre açılabilmesi için:
a)- Patrik’in TC vatandaşı olmaklığı kaldırılmak zorundadır.
b)- TC Anayasası’nın 2. 24. 28. ve 132. maddelerinin ve bir dizi yasanın değiştirilmesi gerekir. Patrikhane ben bir okul kuracağım ama senin devletine tâbi olmayacağım diyor. Bu mümkün mü?
(Not: Patrikhane’nin bu konuda yanıtı varsa yayımlamaya hazırız.)
Geçerli kural; hukuk çeteleri yok edemezse, çeteler hukuku yok eder.
Cahit Irgat’ın 1940’larda yazdığı "Rüzgarlarım Konuşuyor" adlı şiir kitabının kapağında "Bu şiirler istila görmüş şehirlere ve ikinci dünya harbinin sefaletlerine dairdir" yazıyor... Kitaptan bir şiiri Tuncel Kurtiz dostlarına şöyle okuyor:
Anne girmem bu oyuncak dükkanına/ Orda toplar, tayyareler, tanklar var/ Seviyorum söğüt dalı atımı/ Tekme atmaz, ısırmaz/ Ben yaşamak istiyorum/ Ağaç gibi sessiz sessiz ve rahat / Karınca kararınca değil/ Serpile serpile boylu boyunca/ Anne girmem bu oyuncak dükkanına/ Orda toplar, tayyareler, tanklar var.
Hürriyet gazetesinde bir ilan: "Otel yöneticisi olmak üzere mühendisler aranıyor."
Neden mühendis? Biraz aşağıda anlatılıyor:
"Günümüz koşulları her meslekte analitik bilgi ve yetenek gerektirmektedir." Turizm İşletmeciliği okumuş bir okurumuz diyor ki:
- Bunca turizm okulu niye? Biz bu okullarda neden okuduk?
Herhalde otel yöneticiliği için başvuran inşaat mühendisi de aynı şeyi düşünüyordur:
- Neden bunca yıl mühendislik okuduk?
Bu ülke böyle. Adama papucunu bile ters giydirir.
Susurluk davası hükümlüsü emekli Yarbay Korkut Eken için başlatılan "özgürlük kampanyası"na üç emekli paşa daha katıldı. Eski MİT Müsteşarı ve Jandarma Komutanı Teoman Koman, Em. Org. Adnan Doğu ve Em. Korg. Atilla Kurtaran yaptıkları açıklamalarda Eken’e, "yanındayız" mesajı verdiler.
Bakalım Devlet Güvenlik Mahmekesi ve Yargıtay’ın verdiği kararları dikkate alıp "yasaların yanındayız" diyenler de çıkacak mı?
Tabii merak bu kadar değil... Sayın Teoman Koman Paşa dün söylediğini neden zamanında çağrılı olduğu Susurluk Komisyonu’na gidip de söylemedi?
Neden diğer paşalar bu görüşlerini dava görülürken beyan etmediler.
Hürriyet ve Sabah gazetelerinde imzasız yayımlanan paşa beyanlarını derleyip bu gazetelere servis yapan ve manşetten yayımını sağlayan kimdir?
Yargıtay’ın karar düzeltme başvurusunu kabul etmesi için yapılan baskılar acaba ne sonuç verecektir.. vs..
***
Necmettin Erbakan birkaç gün önce sahtekârlıktan hüküm giydi. Mahkeme Erbakan’ın 8,5 trilyonluk devlet yardımını sahte belgelerle 200 kilo sucuk, 400 kilo kaşar peyniri, 500 kilo zeytin satın alınmış gibi gösterdiğini saptamıştı. Erbakan’ın kadim dostu Recai Kutan bu karar üzerine ne mi dedi:
- Bu insafsız çirkin infazı kabul etmeyeceğim.
Hortumcuların yakınları da onların ne kadar namuslu insanlar olduklarını anlata anlata bitiremiyor.
Sonuçta verilen mesaj şudur:
- Yargı çok değerli ve dürüst insanları haksız yere cezalandırıyor...
Yargı büyük bir yıpratma kampanyası içine sokulmuş durumda. Demokrat ve yurtsever herkes yargıyı ve hukuku savunmak zorundadır.
Vaaz verecek halim yok ama, insanların artık en az spor karşılaşmalarında harcadıkları vakit kadar kütüphanelere de zaman ayırması gerekiyor.