Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Okurumuz Suat Uykusuz yazıyor...
... Yıllardır zaman zaman Ankara - Ulus’taki "Kurtuluş Savaşı Müzesi"ni yani Birinci Meclis binasını ziyaret eder, milli duygularımın gıdası olan oradaki manevi havayı teneffüs ederim.
Dün de yine aynı duygularla ziyaret ettim. Ancak müzeye girişte dikkatimi birden altın yaldızlı tablo çekti. Sarı zemin üzerindeki büyükçe dört köşe plakada "Kurtuluş Savaşı Müzesi" yazısının altında,
"Bu Binanın Restorasyonu Philip Morris - Sabancı Ortaklığı Tarafından Yapılmış" ibaresi okunuyordu.
Müzeye adım atar atmaz ilk karşınıza çıkan tablo bu tabloydu.
Karakterim bağımsızlıktır, diyen Atatürk’e reva mı bu?
Türk milletinin onur ve şeref abidesi bir müze, sigara reklam aracı yapılır mı?
O binanın restorasyonu Türk halkının altından kalkamayacağı bir masraf oluşturmaz. Belli ki bu para kendilerinden sırf reklam imkânı sağlamak için kabul edilmiştir. Ne olursa olsun...
Kurtuluş Savaşı kahramanlarını Philip Morris’e minnet borcu içine bırakamayız.
Bu restorasyon için kaç dolar sarf edildi ise halk olarak aramızda bu parayı toplayıp Philip Sa’ya ödeyelim... O tabelayı oradan sökelim... Not: Sayın okurumuza katılıyoruz...

Diplomasi, karşındakine atacak taş bulana kadar "geh, kuçu kuçu!" demektir.



Bir milletvekiline demişler ki:
-Sahi siz bu Ahmet Necdet Sezer’i neden sevmiyorsunuz? Yani daha ne yapsın; adamcağız, aldığı evin hesabını bile kuruşu kuruşuna verdi.
Milletvekili, hınzır hınzır gülmüş:
- İyi ya işte... Biz de zaten onun için sevmiyoruz.
- Nasıl yani?
- Yahu anlasana; adam, bize kötü örnek oluyor!

Olacağına bakın...
İstanbul’da yapılan "Forum İstanbul Hedef 2023" toplantısında IMF Avrupa Direktörü Willy Kiekens, "Her yıl yüzde 9 büyürseniz 2023’te Yunanistan’ın düzeyine ulaşırsınız" dedi. 1970’lerdeki hedefimiz de "1995’te İtalya’nın düzeyine ulaşmak" idi malum.
Okurumuz Ceyhun Savaş diyor ki:
- Bu gidişle 2023’te de, yüzde 12 hızla kalkınırsanız 2053 yılında Kongo’nun düzeyine ulaşacaksınız yollu demeçler okuyacağız...

Cumhurbaşkanı Sezer’in villasının altında kaynağı kuşkulu para varmış izlenimi yaratmaya çalışanlar faaliyetlerini sürdürürken... Hürriyet’te Tufan Türenç medyadaki masum(!) unutkanlığa dikkati çekiyor:
"... vergi vermeyen, bankaları hortumlayan, bin bir alavere dalavere ile devleti halkı soyanların malını mülkünü sormak aklımıza gelmiyor..."
***
Cumhuriyet’te ise Necati Doğru, Sezer’e uygulanan modeli Mesut Yılmaz’a da uygulamayı öneriyor. Mesut Bey son olarak Beykoz Konakları’ndan değeri 1 milyon dolar civarında bir villa aldı. Acaba villaya tam ne ödedi, gerçek değeri bu mu, paranın kaynağı neresi?
Acaba devlet adamlarının dürüstlüğü konusunda çok titiz olanlar bunu da soruşturacak mı?
Yoksa onların çabası sadece "çalmama ve çalanlara ortak olmama" suçu işleyen bir devlet adamını yıpratmaktan mı ibaret?
Görüp anlayacağız...

Toplumun fizyoterapistleri iyi tanımadığına geçenlerde değinmiştik. Fizik tedavi ve iyileştirme elemanlarına "Fizyoterörist" diyen hastalar bile vardı. Son gelişme Sağlık Bakanlığı’nın da bu insanları pek tanımadığını gösterdi.
Hazırlanan bir yasa ile fizyoterapistler salt fizik tedavi uzmanlarının emrine verilecek gibi görünüyor. Liseden sonra 4-5 yıl lisans düzeyinde eğitim gören bu mesleğin mensupları için özgürce çalışma imkânı ortadan kaldırılıyor.
Oysa Avrupa ülkelerinin büyük bölümünde ve ABD’nin birçok eyaletinde fizik tedavi uzmanlığı diye bir uzmanlık dalı bile yok. Bu alanı doğrudan doğruya fizyoterapistler dolduruyor. Sağlık Bakanlığı sorunları çözecek yerde ortaya yenilerinı çıkartıyor... Neden?