Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       ANAP lideri Mesut Yılmaz iki günün biri hükümeti ve sistemi eleştiriyor...
       Partisinin grup toplantısında yine özlü (!) eleştiriler yapmış, bakın ne demiş:
       - Daha 10 yıl önce demirperde esareti altında yaşayan ülkeler, hem özelleştirme, hem serbest piyasa ekonomisi, hem çoğulcu demokrasi ve insan hakları alanında bizim maalesef önümüze geçmiştir. Bu, hepimizi düşündürmesi gereken, zamanı iyi kullanamadığımız konusunda bizi uyarması gereken bir gelişmedir...
     ÂMesut Bey'in bu söyledikleri doÄŸrudur...
       Yalan olan neydi?..
     ÂMesut Bey ve onun vizyonu geniÅŸ lideri Turgut Özal'ın ülkeye çaÄŸ atlattığı...
       Bir grup yalaka k"şe yazarıyla birlikte yıllarca vatandaşı "Ülkeye çağ atlattık!" masalıyla uyuttular.
       Devleti haysiyetsizleştirip iç ve dış sermayenin kucağına oturttular.
       Devleti göz göre göre bataklığın içine soktular. Şimdi şikayetçiler.
       Sonucu yaratan kendileri... Sonuçtan da kendileri şikayet ediyor...
       ANAP Grubu'ndan kimse kalkıp da Mesut Bey'e:
     Â- Yahu Beyefendi siz 16 yıldır siyasettesiniz. Bu sistemi düzeltmek için ne yaptınız? Bugün de iktidardasınız? Sistemi düzeltmek için ne yapıyorsunuz? diye sormuyor...
       Biliyor onlar da Mesut Bey'in tuluat yaptığını!..
       Bir de milleti enayi yerine koymuyorlar mu... İnsanın ağırına işte o gidiyor...

     ÂBir koyun ordusunun başındaki aslan, her zaman bir aslan ordusunun başındaki koyundan daha iyidir.
     ÂDaniel Defoe

Aktaş'ın geçmişi

       İstanbul'un Kadıköy yakası elektriğini dağıtan Aktaş şirketinin 10 yıldır devleti ve vatandaşı s"ğüşlediği, 1997 yılı itibarıyla 23 trilyon lira borç taktığı, gelip geçen enerji bakanlarının duruma seyirci kaldığı, günübirlik yazılıp çiziliyor. Eski enerji bakanları sessiz. Derken bu sessizliği DYP döneminin Enerji Bakanı Ersin Faralyalı bozuyor. Telefonda bize çok ilginç ve çarpıcı bilgiler veriyor... 1991 yılı sonunda göreve gelen ve 20 ay görevde kalan Ersin Faralyalı anlatmaya başlıyor:
       - Göreve geldikten kısa süre sonra Aktaş'tan şikayetler gelmeye başladı. Durumu inceledik. Ve çok ilginç tespitlere vardık. Birincisi bu şirketle Özal iktidarı döneminde istismara çok müsait bir imtiyaz sözleşmesi yapılmıştı. Sözleşme Danıştay denetiminden geçirilmemişti. Ve şirket hem vatandaşı hem devleti soymaya başlamıştı...
     Â- Mesela?
       - Mesela TEK her ay elektriğe yüzde 5 zam yapıyordu. Bu yüzde 5 zammı şirket bir önceki ayın faturasına koyuyor, böylece her ay yok yere yüzde 5 fazla para alıyordu...
     Â- BaÅŸka?
       - TEK'e olan borçlarını geç ödüyor paralarını repoya yatırıyordu...
     Â- BaÅŸka?
       - Topladığı paranın bir bölümüyle yatırım yapması gerekiyordu. Aktaş bir inşaat şirketi kurmuş, yatırımı o şirket eliyle yapıyordu... Eğer yapılacak yatırım ihaleye çıkarılsa ve TEK ihaleye girebilse yüzde 30 - 40 fiyat kırılabilecekti. Ancak bu mümkün olamıyor, yatırımlar yüzde 30 - 40 daha fazla para yiyordu...
     Â- Bu tespitlerden sonra neler yaptınız?
       - Yeni bir anlaşma taslağı hazırladık. Aktaş'ın sözleşmesini yeni ve sağlam esaslara bağlayacaktık ki hükümetten ayrıldık.
     Â- Sizden sonra gelenler de durumu idare etti galiba...
       - Öyle görünüyor...
       Halkı ve devleti soyduğu kesin olarak saptanmış bir şirkete ne yapılır? Halk yanlısı bir iktidar böyle bir şirketin derhal sözleşmesini iptal eder, zimmetine geçirdiği paraları geri alır, hak sahiplerine dağıtır... Ve bu sabıkalı şirketi kamu hizmetinden ömür boyu yasaklardı... Oysa ne yapılmış... Faralyalı'dan sonra şirketin yola devamına ve hem devletten hem halktan para sızdırmasına izin verilmiş.
       Siyasetçi - vurguncu ittifakı halkı soymuş açıkçası..
       Tabii Aktaş denizde bir damla... Siyasetçi - kapkaççı ittifakı hazineyi ve halkı daha kaç koldan soyuyor, sayısını bilen yok.

     ÂAsıl yiÄŸitlik, herkesin karşısında yapabileceÄŸi ÅŸeyi hiç ÅŸahidi olmadan yapmaktır.
     ÂRochefoucauld

Mehmet Scholl

       Alman futbolcusu Mehmet Scholl'ü Türk yapma çabalarına Show Radyo'nun nasıl katıldığını okurumuz Kamil Erdoğdu bildiriyor:
       - Almanya - Türkiye maçını Pekin'de internetten, Show Radyo'dan dinledim. Spiker Öztürk Pekin'in sözleri kelimesi kelimesine şöyleydi:
     Â"Mehmet Scholl istediÄŸi kadar ben Türk deÄŸilim desin. Bir Almanı 40 yıl çalıştırın; bu çalımları atamaz. Bir Akdenizli ateÅŸiyle inanılmaz çalımlar atıyor!.."
       ***
       Almanya'nın Fürth kentinden Ziya Yavuz da şu notu göndermiş:
     Â- Geçenlerde Almanya bir gencimizi sınırdışı etmis, gazetelerimiz bu genç için "Bu genç aslında Türk'ten çok Alman!" demiÅŸti...

     ÂÖvünmek fırsatını bulamadığımız zamanlar az konuÅŸuruz.
     ÂRochefoucauld

Åžikayet sebebi...

       Arkadaşımız Fahrettin Fidan, dün eski ANAP milletvekili Hayrettin Uzun'la mutat günlük sohbetini yaparken bir ara sordu:
       - Eski genel başkanın Mesut Yılmaz, ANAP'ın son grup toplantısında "Artık dikiş tutmuyor. Yozlaşmış, çürümüş..." diyerek sistemden şikayet etti, ne diyorsun?..
     Â
Soyadı gibi dili de "uzun" Hayrettin Uzun, hiç düşünmeden kısaca yanıtladı soruyu:
     Â- Sistemin nesinden ÅŸikayet ediyor anlayamadım... Komisyonlar düştü herhalde...


Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr