Profesör Orhan Kural Akatlar Kültür Merkezinde sergilenen "İkinci türden yakın ilişkiler" adlı tiyatro eserini izledikten sonra Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunmuş. Orhan Kural dilekçesinde söyle diyor:
- Oyun zaten sigara içilmesi ile başlamakta, oyuncular zaman zaman sigara kullanmaktadırlar. Ayrıca oyun içinde Phillip Morris’in yazılımında kaç tane "R" harfi vardır diye sorularak bu şirketin alenen reklamı yapılmaktadır. Bir ara oyunculardan bir tanesi salonun ışıklarını açtırarak, seyircilerden sigara istemektedir. Sigarayı yakıp bir süre sahne kenarında oturduktan sonra, sahneye gelip sigarayı diğer bir oyuncuya vermektedir. Phillip Morris paketi devamlı masada durmakta ve oyunun sonunda tekrar sigara tüttürerek bitmektedir. (Biliyoruz ki, ekranda bir kişinin sigara içerek görünmesi, aynı anda 5 bin kişiyi sigara içmeye özendirmektedir). Nitekim tiyatro dağılımında hemen herkesin sigaraya sarıldığını gördüm.
*Deliliğin bence en doğru tanımı, aynı yanlışları "farklı sonuçlar alacağını" umarak tekrar tekrar yapmaktır.
B. Franklin
Amerikan Özel Kuvvetleri’nde görevli bir asker ile sıradan Amerikan askeri arasında ne fark vardır?
- Özel Kuvvet’ten bir asker, ardarda üç koca haftayı Coca Cola, patlamış mısır ve fahişeler olmadan geçirebilir...
Sonsuz teşekkürler Galatasaray... Sizleri sevgiyle kucaklıyor, tüm oyuncuları, Mircea Lucescu’yu, bu sonuçta rolü olan tüm yöneticileri yürekten kutluyoruz. Evet son gece üzüldük. Çünkü başarıya alışmıştık. Bizlere futbolumuzdaki genel düzeyi unutturdunuz, geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da mucizeler yarattınız, Türkiye adını Avrupa sahalarında büyüttünüz. Elbette bir yandan Avrupa’nın devleriyle, bir yandan içerde küçük puan hesaplarının küçülttüğü adamlarla savaşmak bir noktaya kadar mümkündü. O noktaya şanla şerefle vardınız. Yürekten teşekkürler size... Ve sizi alkışlayan herkese...
Yemeği götüren er, Abdullah Öcalan‘ı üzgün görünce:
- Hayrola, demiş, Newroz‘u kutlayamadığın için mi üzülüyorsun?
Öcalan, ters ters bakmış:
- Ne Newroz‘u yaa?... Galatasaray’ın yenilgisine üzülüyorum!
Can Ozan
Yıllardır RTÜK üyesi olarak görev yapan ve TRT ile ilgili oylamalarda özenle TRT Genel Müdürü Yücel Yener lehinde oy kullanan Sayın Emin Başer’e RTÜK çalışanlarının birkaç sorusu var...
- Oğullarınız Alper Fazıl ve Burak ile kızınız Burcu Müveddet Başer Haziran 1997’de Tunalı Hilmi Caddesi 85/33 Kavaklıdere - Ankara adresinde ?intel" adlı 1 milyar lira sermayeli bir şirket kurmuşlar mıdır?
- İntel Limited Şirketi TRT’den 6 Kasım 2000 tarihinde 32 milyar keşif bedelli Haber Dairesi Çalışma Ünitesi ihalesini 29 milyar 271 milyon lira karşılığında aldı mı?
- Aynı şirketin, davet usulüyle düzenlenen 250 milyar keşif bedelli Stüdyo yapım ihalesini yine bu şirketin 179 milyar 91 milyon karşılığında aldığı doğru mudur?
- 3984 sayılı Radyo ve Televizyon Kanunu 9. maddesi "RTÜK Üyeliği ile bağdaşmayan haller", başlığı altında :
"Üst kurul üyeleri ile üçüncü dereceye kadar (dahil) kan ve sıhri hısımları" nın TRT ile bu tür ilişkisini yasaklamakta "aksine davrananlar görevlerinden çekilmiş sayılırlar..." demekte midir?
- Bu madde sizi de çekilmeye davet etmekte midir?
Yanıtınızı bekliyoruz efendim...
Başta Etibank olmak üzere batık bankaların birçoğunda görev yapan ve hakkında tutuklama kararı bulunan Şükrü Karahasanoğlu yurt dışına kaçmıştı. Dönmüyordu. Sabah 18 Mart’ta birinci sayfasından müjdeyi verdi:
" Karahasanoğlu kendi isteğiyle dönüyor..."
Medyakronik Sitesi ise Zaman Gazetesinde, Şükrü Bey’in avukatının ağzından verilen habere dikkati çekiyor:
"İtalya Temyiz Mahkemesi Karahasanoğlu’nun Türkiye’ye iadesine karar verdi."
Kendisine şimdiden "cennete hoşgeldiniz" diyoruz...