Otoban manzarası

       ODTÜ öğretim görevlisi Dr. Erol Sayın, geçen hafta sonu kördüğüm olmuş otoban trafiği içinde milim yol almadan saatlerce bekleyen tatilzedelerden biri.. Antalya'dan Ankara'ya doğru ilerlerken Afyon - Sandıklı yakınlarında bir yerde takılıp kalmış... Bakmış, bu kördüğümün çözüleceği yok, "Geriye dönüp Dinar - Uşak üzerinden Afyon'a ulaşır, geceyi orada geçiririm!" demiş. Sonrasını şöyle anlatıyor:
       ...Dinar'da "Bölge Trafik" binasını görünce sevindim. Sandıklı - Afyon yolunun ne zaman açılacağını sordum. "Zaten açık" dediler. Oysa bir saattir kuyruk hiç kıpırdamamıştı! Uşak yolunun durumunu sordum. "O da açık" dendi. "Kapalı" olan Afyon yoluna da "açık" dedikleri için endişeye kapıldım.
       - Telsizle bir sorsanız?
     Â- Karşıda telsiz yok!
       - Telefon etseniz?
     Â- Bizim telefonlar dışarı çıkmıyor (Tasarruf genelgesi!)
       - Ben arasam cep telefonundan?
     Â- Numarayı bilmiyoruz. 118'den öğrenin!
       Çayları yudumlamaya başlamışlardı. Yardımları için teşekkür edip (!) ayrıldım. Dinar - Uşak üzerinden Afyon'a vardığımda "açık" denen Sandıklı yolunda bekleyenler hala bekliyormuş!..
       Son söz olarak... Dr. Sayın'ın önerisi:
       - Avrupa'da polisin "trafik radyosu" servisi vardır. Kapalı yolları bildirir, "akıcı" güzergah önerileri yaparlar. Madem AB üyeliğine adayız, hatırlatayım dedim...

Rüya tabiri...

       Yenimahalle'den Davut:
       ..Rüyamda evde oturmuş sütlü kahve içerken telefon çalıyor. Arayan bir TRT görevlisi:
       - Sayın Davut Bey, diyor, Kurtul Bey biraz rahatsızlandı, "Politikanın Nabzı" programını sunacak birine ihtiyacımız var. Bu görevi üstlenmek ister miydiniz?
       Seviniyorum. "Hay hay, büyük bir zevkle" diyor ve soruyorum: "Konuk kim?.."
       Gülüyor adam: "Tahmin etmiyor musunuz?"
       Ediyorum ve heyecanla Çankaya Köşkü'ne doğru yola çıkıyorum... Çok geçmeden Demirel'in oturma odasında hazırlanan stüdyoda ışıklar yanıyor, kameralar çalışmaya başlıyor.. İlk sorum şu:
       - Sayın Demirel, siz kırk yıldır bu ülkenin yönetiminde etkin görevler üstleniyorsunuz. Türkiye bugün altmış küsur milyon insan içinde cumhurbaşkanlığı yapabilecek başka insan bulamıyorsa, siz görevinizi tam olarak yapmış sayılabilir misiniz?..
     Â"Ehem" diyor Demirel ve yanıt veriyor: "Türkiye'de cumhurbaÅŸkanlığı yapabilecek çok sayıda insan vardır... Ama ben varken onlar yoktur..."
       İkinci soruya geçiyorum:
       - Siz sık sık Türk devletinin büyük bir devlet olduğunu, kişilere değil kurumlara bağlı olduğunu, o kurumların da dimdik ayakta olduğunu vurgularsınız... Kurumlar ayaktaysa sizin gitmeniz neyi değiştirir?..
       Bir "ehem" daha çekiyor Demirel, "Ben" diyor, "fay hatı gibiyimdir. Kırılırsam deprem olur, kurumlar çöker..."
       - Yani sizi seçmezlerse kırılacak ve Güniz Sokağa inip adamı anasından doğduğuna pişman edeceksiniz öyle mi?.. Peki siz o görevi çoktan yerine getirdiğinizi bilmiyor musunuz?... Hem de bayağı geniş çapta...
       Kem küm ediyor Cumhurbaşkanı.. Gerdanını kırarak: "Bak diyor, "bunlar benim TRT'ye verdiğim sorular değil.. Sen kafana göre takılıyorsun. Kusura bakmazsan programı burada bitirelim, ben de gidip seni buraya gönderen görevliyi anasından doğduğuna pişman edeyim..."
       Kameralar duruyor...
     ÂYORUM: Sayın cumhurbaÅŸkanımız mert kiÅŸidir Davut... BaÅŸkalarının mertlik göstermesine tahammül gösteremez. Bu açıdan bakınca rüyanı saçma buluyor, fazla bir yorum yapma gereÄŸi hissetmiyoruz...

Dürüst satıcı...

       Gazetede ilan...
     Â"SAHÄ°BÄ°NDEN 1999 Passat 1.8 - T Confort.. Satılık.. 26 bin km'de... Sol ön kapı orijinal boyalı. Debriyaj baskı balataları deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ. 2 sefer turbo, 2 sefer ön göğüs sesten dolayı komple sökülmüş. 3 sefer vites konsülü deÄŸiÅŸmiÅŸ. Ekzost orta susturucu deÄŸiÅŸmiÅŸ. Arka kapı kilidi bozuk. Fiyatı 13 milyar..."
       Belirtilen telefon numarasını çeviriyoruz:
       - Siz bu otomobili çok seviyor ve aslında satılmasını istemiyorsunuz galiba?!..
       Satıcı Mustafa Ağar yanıtlıyor:
     Â- Otomobili satın alacak kiÅŸinin herÅŸeyi bilmesini istedim.
       - Talipli var mı peki?
     Â- ÇoÄŸunlukla sizin gibi röportaj yapmak isteyen gazeteciler, televizyoncular aradı. Ne var ki, henüz arabayı satamadık.
       Normal... Dürüstlük bu devirde ancak "haber konusu" olabiliyor!..

Faydasız bilgiler

       Başkan John F. Kennedy yirmi dakikada dört gazete okuyabilirdi.
       * Beethoven beste yapmadan önce kafasını soğuk suya sokardı.
       * Rodin'in ünlü "Düşünen Adam" heykeli aslında İtalyan şair Dante'nin portresidir.


Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr