Yazar Yavuz Alogan, Veryansın TV’deki yazısında, sokakta, ulaşım aracında, evde, yatakta, yemekte, tuvalette, her yerde başını cep telefonuna eğmiş “reels” denilen kısa video akışına takılan insanın neler gördüğünü anlatıyor:
“...Mesela bir genç, zekâ kıvılcımları saçan komik bir video seyredip kahkahalara boğuluyor, neşeleniyor; hemen ardından tarikat şeyhiyle evlendirilen küçük kız çocuğuyla ilgili bir video izleyip öfkeleniyor; hemen sonra Cumhuriyet’in elden gittiğini anlatan bir video izleyip umutsuzluğa kapılıyor; fakat sonra bir siyaset esnafının atıp tutmalarını izleyip umutlanıyor; Madımak katliamı davasının düştüğünü anlatan bir video izleyip sinirleniyor; ardından, gencin ifade edemediği bastırılmış duygularını dile getiren
bir ajitatörün öfkeli videosunu izleyip coşkun bir cesaret kazanıyor; kaçak göçmen cinayetiyle ilgili bir video izleyip korkuya kapılıyor; arada kürdilihicazkâr bir şarkı dinleyip efkârlanıyor; derken pornografik bir klip izleyip uyarılıyor..”
Bütün bu duygu iniş çıkışları bir dakikalık aralıklarla cereyan ediyor. Peki, o insan hangi konuda fikir edinmiş oluyor? Zihninde ne tortu kalıyor? Yoksa beyni sadece bir görüntü çöplüğüne mi dönüşüyor? Bilgilendiğini sanırken boşuna vakit mi geçirmiş oluyor?
O yüzden “okuyun”, diyor Yavuz Alogan, okumayı ihmal etmeyin.
Özellikle gençleri ve çocukları sosyal medyadan uzak tutup onlara okuma alışkanlığı aşılayın...
KADER
Medyada günübirlik yayınlanan haberlerden biri daha...
Bu defa DW adlı Alman kanalı yayınlıyor:
“AFAD, İstanbul’da beklenen deprem için en riskli 15 ilçeyi açıkladı.
Uzmanlar uyarıyor: Orada yasayan vatandaşlarımızın bu konuda mutlaka bilinçli olması ve depremin olacağı zamanı beklemeden, şimdiden çözüm üretmesi gerekiyor.”
Sözü geçen ilçelerde 2 milyondan fazla insan yaşıyor..
Peki, bu insanlar nasıl çözüm üretecekler..
Evlerini bırakıp kiraya mı çıkacaklar..
İyi de kiralar aylık 10 bin liradan başlıyor..
Veya banka kredisiyle yeni konut satın alacaklar..
Para yok, konut nasıl satın alınacak?
Tabii banka kredisiyle..
Peki, sizin konut kredilerinden haberiniz var mı:
Bir bankacı dostumuz hesap çıkarıyor: “Bankalar şu an konut kredisinde aylık ortalama yüzde 3,23 faiz uyguluyor. Bu orana göre 180 ay vadeli 2 milyon TL kredi çekildiğinde aylık ödeme 64 bin 812 lira, toplam ödemesi ise 11 milyon 666 bin lira oluyor. Mevcut durumda 9 milyon 666 bin lira faiz yükü doğuyor.”
Halk çözüm bulamaz... Çözümü hükümet ve belediyeler bulacak..
OKUL MERAKI
Okurumuz Saniye Akkoç yazıyor:
- Geçen hafta İstanbul’da iki ilçede, tesadüfen iş hanının üst katlarında özel lise gördüm. Alt taraf, ticari işletme, üst katlar okuldu…
Biz de Kadıköy Hasırcıbaşı’nda bir apartmanın ikinci katına aynen böyle özel lise tabelası asıldığını fark ettik.
Bunlar bahçesi olmayan... İş yerlerinin arasına sıkışmış, teneffüs alanı bulunmayan, öğrenim görmeye uygun olmayan gürültülü mekânlar... Özel okul için bu tür yerlere “uygundur” raporu verilmesi doğru mu?
AYNASI
Türk edebiyatının ünlü simalarından Ziya Paşa’nın (1825 - 1880) bir beyti vardır ki dilden dile dolaşarak bugünlere kadar gelir:
“Ayinesi (aynası) iştir kişinin lafa bakılmaz, Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.”
Efsane hocalarımızdan Prof. Seha Meray bu ünlü sözü Türk siyasetine uyarlamış ve şöyle demiştir:
“Ayinesi laftır kişinin işe bakılmaz”
Bizde ağzı iyi laf yapanın işi de iyi yaptığı farz edilir, toplum yıllardır bu yanılgının peşinde koşar durur..
KUNTER
Özgür Özel ile birlikte Prof. Örsan Kunter Öymen de CHP genel başkanlığına adaylığını koydu ama medya onu adeta yok sayıyor. Prof. Öymen’in öne çıkmasından bir endişe var sanki. Oysa parti içi muhalefet her zaman iyidir, partiye egemen olanları kendilerine çekidüzen vermeye yöneltir. Hem değişim iste hem parti ilkelerini savunanları (başkanlık şansları olmadığını bile bile) dışlamaya çalış, pek mantığa uymuyor!