Gıda maddelerini ucuzlatma hamlesi olarak son olarak Tarım Kredi Kooperatifi marketlerinin çoğaltılmasına karar verildi. Yaklaşık bin adet yeni market açılması üzerinde duruluyor.
Marketler aracıyı ortadan kaldırmakta etkili olabilir. Ancak sorun daha derinde, tarım ürünlerinin pahalıya mal edilmesinde. Bunun da sebebi girdilerin sürekli zam görmesi.
Bir zamanlar dünyada tarımda kendi kendine yeten yedi ülkeden biri olan Türkiye neden bu duruma geldi?
1999 yılında IMF ile yapılan antlaşma bugünlerin ilk basamağıdır. Bu antlaşmayla tarımdaki tüm destekler kaldırılmış, şeker fabrikaları ve TEKEL’i özelleştirme sözü verilmişti. Peşinden 2002 yılında Dünya Bankası ile yapılan antlaşma sonucu ARIP adı verilen Tarım Reformu Uygulama Projesi karşılığında 600 milyon dolar kredi alındı. Bunun karşılığında tarım destekleri azaltıldı. Tarım sektörüne destek veren devlet kurumları; Et Balık Kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu, Devlet Üretme Çiftlikleri, Türkiye Zirai Donatım Kurumu, Orman Ürünleri Sanayi Kurumu, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne bağlı çiftlikler ve işletmeler kapatılacak, varlıkları özel sektöre satılacaktı.
Bugünlere gelinmesinde bu uygulamalar ve onlara eklenen hatalar etken oldu.
MEHTERAN
İstanbul’un kurtuluşu dün Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde yapılan küçük bir törenle kutlandı. Bizim dikkatimizi törenin son etkinliği olarak İstanbul Belediyesi Mehteran Bölüğü’nün alana girmesi ve konser vermesi çekti.
Mehteran malumunuz yeniçeri ocağının bandosuydu. 1826 yılında yeniçeri ocağıyla birlikte kaldırıldı. 1914 yılında Enver Paşa tarafından Askeri Müze’ye bağlı olarak yeniden kuruldu. 1935 yılında yeniden yasaklandı. 1952 yılında Demokrat Parti devrinde yeniden canlandırıldı.
Osmanlı Padişahı düşman kuvvetleriyle iş birliği yapmış, İstanbul 4 yıl 10 ay işgal altında kalmış, 6 Ekim 1923’te ise Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolordu’nun İstanbul’a girmesiyle işgal resmen sonlanmıştı.
Mehter takımını çeşitli vesilelerle keyifle dinliyoruz. Bu rengârenk topluluğun Osmanlı askeri kültürünü de yansıtan sembolik bir anlamı vardır. Ancak İstanbul’un kurtuluşu ile Osmanlı’nın ilgisi olmadığı gibi, böyle bir kutlamaya askeri bandonun değil de mehter takımının katılmasının bir anlamı yoktur.
Töreni kim düzenledi? İstanbul Belediyesi Mehter Bölüğü’nün törene katılması kimin fikriydi? Her kimlerse onları tutarlı ve Cumhuriyet’e saygılı olmaya davet ediyoruz.
MEDENİ
Medeni Kanun’un kabul edilişinin 95. Yıl dönümü kutlandı.
4 Ekim 1926’da yürürlüğe giren Medeni Kanun ile birlikte Türk kadını mirastan eşit yararlanma, istediği mesleğe girebilme, resmi nikâh zorunluluğu, evlilikte rızası, boşanma hakkı, mahkemede eşit tanıklık, tek eşlilik, evlenme yaşı, velayet hakkı gibi hayati birçok kazanımlar edindi.
Kadının önceleri ne halde olduğuna iki küçücük örnek...
Kadınlar erkeklerle birlikte sinemaya veya tiyatroya giremezdi. İzmir’de Latife Hanım’la birlikte sinemaya giden Mustafa Kemal, kadınların dışarıda kalması üzerine öfkelenmiş, kapıları açtırmış, kadınlar ilk kez erkeklerle birlikte o zaman sinemaya girmiştir.
İki... Kadınla erkek nikâh masasına oturamazdı. Nikâh masasına oturan ilk çift Mustafa Kemal ile Latife Hanım idi. Daha önce nikâhta sadece kadın ve erkeğin temsilcileri imza atıyordu.
Bu iki küçük olay bile “Medeni Devrim”in önemini göstermiyor mu?
VAN
Sağlık Bakanlığı’nın 18-24 Eylül’ü kapsayan verilerine göre, Kovid-19 vaka sayısı en düşük il Van. İl Sağlık Müdürü Prof. Mahmut Sünnetçioğlu, Van’ın aynı zamanda aşılamada da en başarılı iller arasında olduğunu bildiriyor:
“Birinci doz aşılamada yüzde 80, ikinci dozda ise yüzde 61 civarındayız” diyor.
Sonuçlar aşı karşıtlarına duyurulur.
VAPUR
Yıllar önce Beykoz’da rıhtıma çekilip jilet olmayı bekleyen Paşabahçe vapuru Şehir Hatları İşletmesi tarafından onarıma alındı. Yakında Boğaz ve Adalar hattında çalışırken göreceğiz.
Kimse bilmez... Paşabahçe ve ikizi Fenerbahçe vapurlarının üst katında birer bar vardı. Akşamları özellikle Ada seferlerinde işten yorgun argın dönen insanlar barda oturur, sohbet ederlerdi.
Servisi beyaz elbiseli, şık bir barmen yürütürdü. Böylesi konforlu vapurlardı. O da bir devir idi, karıştı zamane...
PREVEZE
27 Eylül Preveze Deniz Savaşı’nın 483. Yıl dönümü.
Preveze deyince benim aklıma Barbaros Hayrettin Paşa ile Haçlı donanmasının komutanı Andrea Doria gelir.
Andrea Doria’nın yıllara meydan okuma yeteneği ayrıca dikkate değer.
1538 yılında Preveze Deniz Savaşı’nda 72 yaşında olan Andrea Doria 88 yaşına kadar denizlerde dolaşmaya devam eder, 93 yaşında, 1560 yılında hayattan ayrılır.
Deniz havasının insana iyi geldiğinin canlı örneklerindendir!