Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Anadolu Ajansı Genel Müdürü Mehmet Güler bir sohbette anlatıyor:
       - Basındaki teknolojik gelişmeyi gazeteci arkadaşlar bile izleyemez oldu...
     Â- Mesela?..
       - Abdullah Öcalan'ın ilk duruşmasını hatırlayacaksınız; salonda bir tek bizim ajanstan fotomuhabiri vardı. Tüm basın kuruluşlarına onun çektiği fotoğrafları geçmiştik... O gün fotomuhabiri arkadaşımız salondan çıktığında dışarda bekleyen gazeteci arkadaşlar etrafını kuşatıp sordular: "Kaç kare fotoğraf çektin?.." Arkadaşımız "1000 civarında!" yanıtını verdi. Ve bu bilgi gazetelere ulaştığında haber merkezlerinde görevli meslektaşlarımız hemen oturup hesapladılar: "Bir makara filmde 36 kare olduğuna göre, `1000 kare' civarında fotoğraf çekmek için `30 makara' film gerekir.." Ve haber şu hale geldi: "Anadolu Ajansı muhabiri duruşmada 30 makara film çekti..." Halbuki... Arkadaşımız o duruşmada "disketli" fotoğraf makinesiyle çalışmıştı. O yüzden "makara makara" film çekmesi mümkün değildi. Biliyorsunuz, artık bu tür fotoğraf makineleri, fotoğrafı filme değil doğrudan diskete çekiyor.. "Banyo" faslını ortadan kaldıran bu gelişme sayesinde fotoğraf makinesinden çıkan disket, bilgisayara takılıyor; fotoğraflar sistem üzerinden 3 - 5 dakika içinde gazetelerin yazıişleri ekranına ulaşıyor...

       *Zekanın göstergesi, onu ne kadar saklayabildiğinizdir.
      La Rochefoucauld

Faydasız bilgiler

       Yarım kilo bal yapabilmek için arılar iki milyondan fazla çiçekten bitki özü toplamak zorundadır.
       * ABD'de yaşları 20 - 29 arasında olan zenci erkeklerin üçte biri ya hapiste ya da gözaltında tutulmaktadır.
       * Bir okyanusun en derin yerinde, demir bir topun dibe çökmesi bir saatten uzun sürer.
       * Devekuşunun gözü beyninden büyüktür.
       * Kıta isimlerinin hepsi aynı harfle başlayıp aynı harfle bitir.
       * Bir cam kırıldığında, ufalanan parçalar saatte 3 bin millik bir hızla etrafa saçılır.
       * Dünyadaki hayvanların yüzde 80'i altı ayaklıdır.
       * Hindistan'da yıllık doğum sayısı, Avustralya nüfusundan fazladır.
       * Salatalığın yüzde 96'sı sudur.
       * İnsan elinde en yavaş uzayan tırnak baş parmağınki, en hızlı uzayan tırnak ise orta parmağınkidir.

Tüpraş'çılara...

       Ekonominin dev kuruluşu TÜPRAŞ'ın "halka arzı" için düğmeye basıldı. Bir koyup üç almak umuduyla halkımız, daha ilk günden aracı kurum kapılarında kuyruk oluşturmaya başladı... Peki ama, bu ortaklığın hiç riski yok mu? Prof. Onur Kumbaracıbaşı bu olasılığın ciddi biçimde sözkonusu olduğunu söyleyerek TÜPRAŞ hissesi almak isteyenleri uyarıyor:
     Â- Aman dikkat, oyuna gelebilirsiniz!
       Ve nedenini anlatıyor:
       - Devlet, bu satış sonrasında TÜPRAŞ'ı iki ayrı şirket haline getirmeyeceği sözünü şimdiden vermeli... Zira TÜPRAŞ, ileride iki ayrı şirkete bölünürse, bugün hisse senedi satın alanlar, hisselerinin değeri düşeceği için büyük zarara uğrayabilirler...
     Â- Ä°yi de böyle birÅŸey nereden aklınıza geldi?.
       - Elimde gizli bir belge var: Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, PETKİM'in özelleştirilmesinde uygulamayı düşündükleri yöntem konusunda Sermaye Piyasası Kurulu'ndan hukuki görüş istiyor. "Bölünme yoluyla yeni bir şirket kurabilir miyiz?" diye soruyor. Dönemin SPK Başkanı Ali Naci Karacan imzasıyla verilen yanıtta, benzer sorunun TÜPRAŞ konusunda da sorulduğu anımsatılarak bunun mümkün olduğu, mevzuat bakımından bunda bir sakınca olmadığı ifade ediliyor. Ortada böyle bir soru ve yanıt olduğu için TÜPRAŞ'a ortak olmayı düşünen vatandaşlarımızın çok dikkatli olması gerekiyor. İlgililerden, ileride TÜPRAŞ'ı iki ayrı şirkete bölmeyecekleri garantisini şimdiden almalıdırlar. Böyle bir garanti verilmezse, TÜPRAŞ ileride iki, üç, dört vs. şirkete bölünebilir ve bu durumda eldeki hisse senetleri "pul" değerine düşebilir...

Kiracının derdi

       Ev sahibi kirayı almaya gelmişti:
     Â- Efendim, dedi kiracı,
evde fare var...
       - Ama nasıl olur, hiç yoktu...
       Bunun üzerine kiracı bir parça ekmek içi koparıp salona atar atmaz, bir balık, bir de fare atlamış üstüne... Ev sahibi şaşkın:
       - Fareyle birlikte bir de balık atladı?..
       - Rutubetten daha sonra söz edecektim...

Yeni bir ilaç...

       Pendikli hekim ve eczacıların çıkardığı sevimli mizah dergisi "Martı"dan bir küçük hikaye... Eczacı Filiz Seven'in kaleminden:
       "50 yaşlarında bir adam sağ omuzuyla kapıyı iterek içeri girdi.
     Â- Bi tansiyon hapı istiyom..
       - Adı ne amca?
     Â- Tevidak...
       - Tevidak mı? Ver bakayım şu reçeteyi...
       Yaşlı adam, yanısıra giren çarşaflı hanımın elinden reçeteyi koparırcasına alıp uzattı.. Bir tek ilaç yazılmış, o da "Delix.."
     Â- Peki amca, Tevidak da nereden çıktı? demeye kalmadan isim hanesinde bir de ne göreyim:
     Â"Hastanın adı: Tevhide Ak..."


Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr