Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Meğer ülkede hukuk varmış. Meğer Cumhurbaşkanı, Başbakan, Başbakan Yardımcısı, Meclis Başkanı, Adalet Bakanı ve bilumum bakanlar gece vakti bir bayanın ifadesinin alınmasına karşıymışlar. DGM Başsavcısı Nuh Mete Yüksel, Hamas örgütüyle ilişkileri nedeniyle ifadesini almak istediği Merwe Kavakçı bu ifadeyi vermeyince polis göndermiş. Polise kapı açılmayınca geceyarısı bizzat Merwe'nin evine gitmiş. Kapıyı yine açmamışlar. Ama bu kadarı da yetmiş Ankara'nın ayağa kalkması için.
       Bendeniz yarım asrı aşkın süredir Türkiye'de yaşayan bir vatandaşım. Savcı geceyarısı bir bayanın ifadesini almaya kalktı diye Başbakan'ın, Cumhurbaşkanının ve bilcümle zevatın "hukuk" diye ayağa kalktığını ilk kez görüyorum. Bu ülkede yazarlar, çizerler, öğretmenler, aydınlar, düşünürler geceyarısı gözaltına alınır. Ufak bir aksaklık olursa silahlar konuşur, ifadesi alınacak kişiler evden çıkmadan infaz edilir. Nitekim geçen hafta benzeri bir olay oldu. Adana'da masum bir işçi polislerce yanlışlıkla kurşunlanıp öldürüldü. Yıllardır bu olaylar olur. Hiçbir yetkili oralı olmaz. Bu defa ne oldu da "babalar" ayağa kalktı? Ne oldu da Meclis Başkanı milletvekili olmadığı halde Merwe'yi milletvekilidir diye korumaya aldı?
       Ya Merwe'nin artık ABD vatandaşı olması büyük bir saygı yarattı.
       Ya da Cumhurbaşkanı ve altları dinci çevrelere "Bakın biz zamanında ne kadar tarafsız ve hukuktan yana davranıyoruz " şeklinde gösteri yapma ihtiyacı içindeler.
       Bu tavır karşı taraftan yankı bulur mu?
       Nuh bulur...
       Daha dün... Merwe'nin hamisi, FP Karaman Milletvekili Zeki Ünal, TBMM'de dağıttığı türban kitapçığında "Örtünme devlet dairelerinde ve üniversitelerde olduğu gibi TBMM'de de farzdır" demiş... Cumhurbaşkanı, Başbakan ve altları bir yumuşamaya gittiklerini sansınlar. Şeriatçılar bunu "gerileme" olarak görmeye devam edecek, elini versen kolunu isteyecektir.
       xxx
       Geceyarısı insanların gereksiz yere rahatsız edilmemesi gerektiğini demokrasimizin 50'inci yılında Merwe dolayısıyla hatırlamış olan devlet büyükleri... Umarız bu tavırlarını ABD vatandaşı ve Hamasçı olmayan Türk vatandaşlarına da gösterirler de... Memleket demokrasinin 50'inci yılında biraz hukuk ve huzur teneffüs eder...

Golf oynarken

       Dört arkadaş golf oynamak için biraraya gelmişler. Ortada bir tane top var. Arkadaşlardan biri sormuş:
       - Başka top yok mu?
     Â- Yok...
       - İyi ama ya bu kaybolursa...
     Â- Kaybolmaz...
       - Nasıl kaybolmaz.. Diyelim ki göle düştü...
     Â- Bu top suyun üzerinde yüzen cinsten...
       - Diyelim ki kumların üzerine düştü gece göremedik...
     Â- Görünür çünkü fosforlu...
       - Diyelim ki uzaktaki çalıların içine düştü..
     Â- Düştüğü yerde bir süre müzik çalıyor. Gidince buluyorsun...
       - Yahu mucize bir top bu galiba... Nereden satın aldın bunu...
     Â- Buldum...

Cihan Demirci’den LAFORİZMA

     Â"Merve Baskını"na bozulan bir RP milletvekili TV'de şöyle diyordu: "Hangi devirde yaşıyoruz?.."
     ÂÄ°ÅŸinize gelince nasıl da bu yüzyılın insanı oluyorsunuz bir anda!..

Mavi hikaye

     ÂMesut Yılmaz, 1997 yılında Rusya'dan doÄŸal gazı alımını öngören Mavi Akım projesine imzayı atarken, "Bu projeyle doÄŸal gazı yüzde 30 daha ucuza maledeceÄŸimizi" söylemiÅŸti.
       Oysa Mavi Akım'ın doğal gazı daha pahalı akıtması kesin görünüyor...
     ÂYaÄŸmur Atsız arkadaşımız da yazdı... Türkmen gazının 1000 metrekübü bize 70 dolara malolacak.. Oysa Rus gazının metrekübü 110 doların üzerinde gerçekleÅŸecek... Rusya'nın bize Türkmenistan'dan 34 dolara aldığı gazı satacağı söyleniyor. Onlar iyi götürecek. Kazığı biz yiyeceÄŸiz.
       Yetmemiş gibi...
       Rusya'ya enerji bağımlılığımızı yüzde 90'lara taşıyacağız...
       Türkmen ve Azeri gazını elimizin tersiyle ikinci plana iterken kendi dış politikamıza da kazık atıyor... Türki cumhuriyetleri Rusya'dan koparırken kendi göbeğimizi Rusya'ya bağlıyoruz...
       Türki cumhuriyetlerin bize olan güvenini kaybediyoruz...
       Bütün bunlar ne adına?.. Mesut Yılmaz'ın çevresindeki birkaç işadamı ve avantacının üç beş kuruş sebeplenmesi uğruna... Mesut Bey bu işin gönüllü komisyonculuğunu yapmakla suçlanıyor. Moskova Belediye Başkanı ile kardeşi Turgut Yılmaz, Enka patronu Şarık Tara, Enerji Bakanı Cumhur Ersümer, Rusya Büyükelçimiz Nabi Şensoy'un da bulunduğu toplantıda ne konuştuklarını bir türlü açıklamıyor.
       Bir ülkenin dış politikası ve uzun vadeli stratejik çıkarları üç beş fırsatçının alacağı avantaya kurban edilir mi?
       Ediliyor.. Hem de göz göre göre...

       *Nasıl ki davulların kof gürültüleri çocukların ruhuna hitap ediyorsa, hiçbir anlam taşımayan lafların kofluğu da kızların ruhuna hitap eder
      G.Courteline

Atama durdu...

       Hakkı olmadığı halde sahte imzayla Şekerbank'tan esnaf kredisi alan SSK müfettişi M. Sabit Çıngı'nın hakkındaki soruşturma sürerken SSK Teftiş Kurulu Başkan Yardımcılığına atandağını bildirmiştik.
       Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan konuyla ilgili aradı. Sözü geçen kişinin hakkında soruşturma sürerken SSK Genel Müdürü Mustafa Konuk tarafından terfi ettirildiğini, ancak durumu öğrenince bu atamayı durdurduğunu söyledi.
       Sayın Bakan'a teşekkür ediyoruz...

       *Bu ülkede hukuk devletinden nasibimizi alabilmemiz için illaki ABD vatandaşı ve şeriatçı olmamız mı gerekiyor Sayın Ecevit?..




Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr