Karar TV’de önceki gece konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’nin başörtüsüyle ilgili anayasa değişikliği teklifini şöyle değerlendirdi:
“Önce hazırladıkları teklifi görmemiz lazım. Kaç madde geleceğini bilmiyoruz. Geldikten sonra ona göre karar vereceğiz. Bizim yasal önerimize ters düşmüyorsa altına imza atarız.”
***
Kılıçdaroğlu geçen ay türbanla ilgili bir yasa önerisi vermiş, konu hiç gündemde olmadığı için kamuoyunu şaşırtmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ertesi gün bu teklifi, aileyle ilgili hükümler ekleyerek, anayasa maddesi yapmayı önermişti.
Kılıçdaroğlu ABD gezisi sırasında 11 Ekim’de Manhattan’da TURKEN Vakfı’nın binası önünde video çekmiş, şöyle demişti:
“Onunla ne aile konuşulur ne anayasa; bu konu kapanmıştır”
CHP liderinin önceki akşamki sözleriyle bir U dönüşü yaptığı görülüyor.
Bu durumda önümüzdeki günlerde anayasa tartışmaları ve pazarlıkları başlayacak, gündeme hiçbir aciliyeti olmayan bir konu girmiş olacak, daha acil konular geriye itilecek.
6’lı Masa’daki partiler AKP teklifini desteklemek eğiliminde. Ahmet Davutoğlu bunu açıkça ilan etti. Bir ihtimal, CHP tabanının kabul etmeyeceği kimi satırlar da ortaklık hatırına (bahanesiyle) CHP yönetimi tarafından kabul edilebilecektir. Neler olacak göreceğiz.
ŞAHANE MÜLKİYE
Mekteb i Mülkiye, sonraki adıyla Siyasal Bilgiler Fakültesi 163. yılını 4 Aralık’ta kutladı. Bendenizin de mezuniyetinin 50. yılıydı. Ben Mülkiye 1964 girişliyim. Ancak TRT’de çalışma yılları araya girince tahsil süresi sekiz yıla uzadı. Okula sınavdan sınava gidebildim. Mezuniyet uzadı ama o arada mesleği de seçmiştim. Okuldan mezun olduğumda altı yıllık gazeteciydim.
***
1859 yılında eğitime İstanbul’da başlayan okul, devlete çağdaş yöneticiler yetiştirmek amacıyla kurulmuştu. Altı padişah, 12 cumhurbaşkanı, 61 hükümet gördü. Padişah II. Abdülhamit saltanatının ilk yıllarında Mülkiye’yi destekliyordu. Adını Mekteb-i Mülkiye-i Şahane yapmıştı. Muhalefet hareketleri başlayınca ‘Şahane’ lakabını geri aldı. 1897 yılının Şeker Bayramı’nda okul müdürü öğrencileri “Padişahım çok Yaşa” diye bağırtmaya çalışınca isyan çıktı. Padişahın gönderdiği şekerler ayaklar altında ezildi.
Mülkiyeliler, yönetimlerin baskısına karşı her zaman halkın yanında yer aldılar.
Kimi zaman ölümü de göze alarak halkın çıkarlarını savundular. Bu yüzden okul yıllardır sağ iktidarların hışmına uğruyor. Kurşunların, hoyrat baskıların, kıyımların hedefi oluyor. Ama ne yapılsa fayda etmiyor. Mülkiye ruhunu koruyor.
163 onurlu yıl. Öğrencisine, hocasına, mezunlarına kutlu olsun...
KESTANE
Kadıköy’ün ünlü Waffel mekânlarının sahibi Kemal Usta dostumuzdur. Bir iş için arıyorum.
- Usta ne haber, nerelerdesin?
- Bursa’dayım.
- Hayrola, orada da dükkân mı açıyorsun?
- Hayır, kestane almaya geldim. Şekerleme kullanıyoruz malum.
- Kestanenin vatanı da Bursa tabii.
- Eskiden öyleymiş, şimdi değil.
- Neden?
- Kestane ağaçları yaşlanıp kurumuş, yenisi dikilmemiş. Bir kısmı da keresteye gitmiş.
- Ee...
- Kestane şimdi İzmir’den, Aydın’dan falan geliyor.
- Sen neden Bursa’dasın?
- Kestane Ege’den geliyor ama burada soyuluyor.
- Neden başka yerde soyulmuyor?
- Çünkü kestaneyi bozmadan özellikle iç kabuğunu soymak teknik bir iş. Burada bu işin ustası kadın işçiler var. Onlar firmalaşmış, onlar yapıyor bu işi.
- Sonra?
- Sonra yükleyip İstanbul’a taşıyacağız. Buzhaneye kaldıracağız. Lazım oldukça parça parça çıkarıp, şekerli suda haşlayıp kullanacağız.
- Haşlanırken dağılmıyor mu?
- 4’lü gruplar halinde beze sarıp haşlanınca dağılmaz.
Ekonomik faaliyetin böyle ince yanları var işte, bizim aklımızın ermediği işler!
SAPKIN
Bir tarikat şeyhinin, 6 yaşındaki kızını 29 yaşındaki müridine “gelin” olarak vermesi ve ana sınıfına gitmesi gereken bu kız çocuğunun yıllarca tecavüze uğraması Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Peki, olup bitene şaşırmalı mı?
İsimlerinin önüne “Hoca” sıfatı eklenen birtakım sarıklı adamlar, dinde evlenmenin yaşı olmaz, 5 yaşındaki bir kız 75 yaşındaki adamla evlenebilir diye fetvalar verirken kimse oralı oldu mu?
Yoksa böyleleri (aman din zarar görmesin diye) korumaya mı alındı?
TWEET
İstanbul’dan uçağa biniyorsun, üç saat sonra Afganistan’dasın ve 1000 yıl geriye gidiyorsun.
Ya da üç saat sonra Norveç’e iniyorsun ve 1000 yıl ileridesin.
Al sana zaman içinde yolculuk...
BASKETBOL
Bendeniz eski bir futbol yeni bir basketbol hastasıyım. Futbol artık çok mekanik oynanıyor. Üstelik içinde hayli katakulli var. Maç sonrası sadece golleri izleseniz yetiyor. Basketbolda ise sürekli heyecan var. Üstelik Euroleague’de iki kulübünüz, Efes ve Fenerbahçe harikalar yaratıyor. Tüm Avrupa’ya kafa tutuyorlar. Ne var ki, basketbole hayli ısınmış olan ben bile naklen yayınlarda spikerlerin kullandığı kimi deyimleri bilmiyorum. Basketbola yeni merak saranlar eminim kuralları da bilmiyorlardır. Spiker arkadaşlar bir zahmet şu deyimleri Türkçeleştirseler, kuralları da sık sık anımsatsalar... Basketbolu sevdirelim, halkı şu futbol illetinden kurtaralım!
SÖZ
“Bazı toplumlarda sosyalizm olmaz. Çünkü fakirler kendilerini sömürülen sınıf olarak değil, geçici sıkıntı çeken milyonerler olarak görür.”
(John Steinbeck)