CHP Orman yangınları konusunda Meclis’e araştırma önergesi vermiş.
CHP’nin hemen her önemli konuda araştırma önergesi verdiğini görüyoruz. Ancak iktidar bu önergelerin hemen tamamını reddediyor. Böylece çok önemli konular kısa sürede gündemden çıkıyor.
Eski milletvekillerinden Yılmaz Ateş bu noktada diyor ki:
“CHP önerge verdik kabul etmediler diyerek sorumluluktan kurtulamaz. Partinin yalnızca Meclis Gurubuna bağlı çalışan 50 dolayında danışmanı var. Genel Merkez danışmanları var. Parti yöneticileri önemli konularda araştırma gurupları kurarak gerçeği araştırabilir. Kendi maaşlı uzmanları yanında üniversitelerden, sivil toplum kuruluşlarından da destek alabilir. Kritik konularda ayrıntılı raporlar hazırlayabilir. Bu raporlar hem kamuoyunu aydınlatmak hem partinin geleceğe dönük politikalarını oluşturmak açısından faydalı olur.”
CHP’yi böyle bir görev bekliyor. Biraz daha çalışmaları gerekiyor.
RIFAT ILGAZ
Sansaryan Han, Tophane Askeri Cezaevi, Toptaşı Cezaevi, Davutpaşa Askeri Cezaevi, Sultanahmet Cezaevi, Kuleli Askeri Cezaevi, Kastamonu Cezaevi...
Bunlar Rıfat Ilgaz’ın yattığı cezaevleri...
Yazdığı şiir yüzünden hapis yatan ilk şairdir Rıfat Ilgaz... Diğer hapislikleri yine yazılarından veya dergi yöneticiliği, yazı işleri müdürlüğü gibi uğraşlarındandır.
Bu yıl onun 110. doğum yıldönümü kutlanıyor
Ne var ki yaşadığı yıllarda ömrü cezaevleri ile hastaneler arasında geçmiştir. Ciğerlerinden müzmin dertleri vardır.
Rıfat Ilgaz deyince akla Hababam Sınıfı gelir.
Milyonlarca insanımız tarafından izlenen o ünlü filmler Rıfat Ilgaz’ın kitaplarından uyarlanmıştır.
Rıfat Ilgaz bu filmlerden mutlu mudur? Hayır... Nedenini oğlu Aydın Ilgaz şöyle anlatır:
“Eserin toplumsal içeriği ve vermek istediği mesajlar filmlerde yok sayılmış, eser sabun köpüğü bir komediye dönüştürülmüştür. Oysa bu eser eğitime yönelik eleştiridir. Hababam sınıfında üç şeyin yergisi yapılmıştır: kopyanın, ezberin, uydurma saygının...”
Hababam Sınıfı filmlerini izlerken gülmeyenlerden biri de eserin yazarı Rıfat Ilgaz’dır.
SALDIRI
11 Eylül 2001 tarihinde ABD’nin New York kentindeki İkiz Kuleler ile Pentagon bomba yüklü uçakların saldırısına uğradı.
ABD saldırıyı Bin Ladin liderliğindeki El Kaide’nin düzenlediğini iddia ederek Taliban’dan Bin Ladin’i teslim etmesini istedi. Taliban ABD’den kanıt sordu ancak cevap alamadı.
Taliban bu durumda Bin Ladin’i teslim etmeyeceğini bildirdi.
ABD Afganistan’ı bir terör üssü olmaktan çıkaracağı iddiasıyla saldırı ve işgal eylemi başlattı. NATO ülkeleri de Afganistan’a destek birlikleri gönderdi.
Savaş 20 yıl sürdü. On binlerce insan öldü. 5 milyon Afgan başka ülkelere kaçtı. Afganistan’da taş taş üzerinde bırakmadılar. ABD ve NATO sonunda Taliban’a yenildi. Taliban’ı yok edeceğiz derken daha da güçlendirdiler. Şimdi tası tarağı toplayıp çekiliyorlar. Ve savaşın enkazının bir kısmını da Türkiye’nin omuzuna yüklüyorlar.
Tesadüf değil bu... Türkiye, Cumhuriyet kurulalı beri emperyalizmin hedefleri arasındadır. Çünkü Türkiye sıradan bir ülke değil aynı zamanda mazlum milletlere örnek olmuş bir rol modeldir. Cumhuriyet ilkelerini temel alan bir devletin varlığından oldum olası rahatsızlar. En azından kimyasını, bütünlüğünü değiştirmek istiyorlar.
PİROMANİ
Akdeniz bölgesinde ölümcül yangınlar geçirdik. Sebepleri henüz net değil. Çeşitli sebeplere ek olarak “piromani” de söz konusu olabilir. Piromani, yangın çıkarma hastalığıdır. Bu hastalar yakalandıklarında şöyle ifadeleri olmuştur:
“Yangın çıkarmaktan elde ettiğim maddi bir kazanç yok.”
“Bir ideolojim yok ki, maksadım ideolojik bir duruma dikkat çekmek olsun.”
“Ateş yakmak, yangın çıkarmak bana inanılmaz haz veriyor. Bu hazzı veren başka hiçbir şey yok.”
“Çıkardığım yangında birileri ölmüş/ölmemiş umurumda değil.”
“Pişman değilim.”
Piromanlar, kundaklama faaliyetinin öncesinde bir gerilim hali yaşarlar ve ardından derin bir haz duyarlar. Piroman, sonucu ne olursa olsun yangın çıkarma dürtüsünü durduramaz.
Bir de böyle bela var ormanların başında...
DENKTAŞ
Kıbrıs’a yeni bir cumhurbaşkanlığı sarayı ve Meclis binası sözü verildi.
Ancak çok daha kolay ve küçük bir inşaat yıllardır sürüncemede...
KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ın Anıt Mezarı 9 yıldır tamamlanamadı.
Denktaş’ın hayattan ayrılmasından bu yana 8 hükümet, 3 cumhurbaşkanı görev aldı.
Hiçbiri Anıt Mezar ve Müzeyi tamamlamadı.
Bir ihmal var ortada...
Bilinçli bir ihmal mi? Beceriksizlik mi? Merak etmemek elde değil.
BUSENAZ
Olimpiyat ikincisi Fenerbahçe sporcusu kadın boksörümüz Busenaz Çakıroğlu ile hocası Nazım Yiğit’in Fenerbahçe TV’de uzun bir röportajı yayınlandı. Busenaz röportajda çok güzel mesajlar verdi. Ancak bizi en çok hocası Nazım Yiğit’in şu sözleri etkiledi:
“Busenaz ile yıllar önce konuştuk. Hangi maçta hangi turnuvada olursa olsun hakkımızda verilen kararlara itiraz etmeyeceğiz, tepki göstermeyeceğiz, dedik... Haksızlığa uğradığımız maçlar oldu. Hiç itiraz etmedik. Busenaz da bu ilkeye tamamen uydu. Her kararı saygıyla karşıladı.”
Sayın Nazım Yiğit ve öğrencisi Busenaz’dan ricamız. Bir fırsatta futbolculara ve futbol yöneticilerine de bu ilkeyi hatırlatması. Her maçtan sonra hakemi eleştiren, başarısızlığa kılıf arayan futbol camiası bu ilkeyi uygulasa... Eminiz futbolumuz birkaç basamak ileri gider...
SİVİL
İstanbul Emniyet Müdürlüğü bünyesinde bir sivil trafik bölümü var. Sivil trafik ekipleri şehir içi belediye otobüsleri, özel halk otobüsleri, minibüs ve taksiler ile şehirlerarası yolcu otobüslerinde görev yapıyor. Sivil yolcu gibi araca binip sürücünün kurallara uygun davranıp davranmadığını denetliyor. Sivil polis neyse sivil trafik o... Çok yararlı bir girişim… Bizim anlamadığımız ise bu ekiplerin yer yer “Sivil Trafik” yazılı üniforma giymesi... Üniformalı sivil olur mu? Oluyor. Biraz şaka gibi de olsa gerçek böyle. Google’a sivil trafik yazın fotoğraflarını görebilirsiniz.
DÖNÜŞ
Taliban Sözcüsü Muhammet Naim, bir genel af kararı çıkardıklarını, işgalcilerle çalışmış olanları da affettiklerini, ülkeyi terk eden tüm Afganların geri dönebileceklerini açıkladı...
Sözcü dışarı gidenlerin geri dönerek ülkenin imarı için çalışmalarını istediklerini ekledi...
Türkiye’ye doluşan Afganları iade etmemek için sebep yok kısacası... Geri dönüşlerinde sakınca yok...