Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Önceleri neden elde file Migros’tan alışveriş ediyor.. Koskoca Cumhurbaşkanı’na yakışır mı? Ne bu cimrilik? Kırmızı ışıkta duruyormuş, ne lüzum var... Gibisinden eleştiriye uğruyordu. Şimdi tam tersine.. 13 milyar liraya yatak odası takımı almış... 150 milyar liraya Çankaya Köşkü’nün perdelerini yeniletmiş. Ne bu savurganlık, tartışmaları başlatıldı. Süleyman Demirel’in bıraktığı yatak odasında yaşamamak, perdeleri Migros’tan ya da Mahmutpaşa’dan almamak suç oldu...
Sabah gazetesi dün pahalı perdeleri eleştirirken, Cumhurbaşkanı Sezer’in sağladığı tasarrufların dökümünü de vermiş...
16 Mayıs 2000 tarihinde Cumhurbaşkanı olan Sezer, Çankaya Köşkü personelinde 220 kişilik indirim yaparak sayıyı 348’e düşürmüş.
2001 yılı bütçesi 2000 bütçesine göre 3 trilyon 455 milyar lira daha düşük tutulmuş. Hazineye 1.5 trilyon lira iade edilmiş.
Lojman bakımında yüzde 78, personel yolluklarında yüzde 63 tasarruf sağlamış.
Benzinde 2 yılda yarı yarıya tasarruf sağlanmış...
Malzeme alımları için verilen 1.8 trilyonluk ödeneğin 307 milyarlık kısmı Hazine’ye iade edilmiş...
Telefon hatlarından 141’i Telekom’a iade edilmiş.
Sezer’in Köşk’e aldırdığı mobilya ve perdeler, eğer basında verilen rakamlar doğruysa 300 milyarı bile bulmuyor. Sağladığı tasarruf ise trilyonlarca lira.
Eğer bu konularda kalem oynatanlar devletin parasını dert ediyorsa Sezer’e teşekkür edip ondan öncesini sorgulamak durumunda değil midir? Esas savurganlığın geçen dönemlerde yapıldığı çok açık değil mi? Ama açıkça anlaşılıyor ki mevzu o değil. Mevzu ve amaç Cumhurbaşkanı Sezer’i canından usandırmak. Halkın gözünde yıpratmak...

Hükümet, Bergama’da siyanürle altın işletilmesini durduran ve kesinleşen mahkeme kararlarını aşmak için çareler araştırıyor.
Bergama’da yerin altında 240 milyon dolarlık altın var.
Normandy şirketi bu altının peşinde.
Sahne 2) Bergamalı bir köylü kadın geçen akşam Flash TV’de isyan ediyor:
"Bizim dağımızdan yağ akıyor, ovamızdan bal akıyor. Biz siyanürlü altın istemiyik. Bizim toprağımızın üstü altın. Biz ekin ekerik, tütün ekerik, patates ekerik, domates ekerik, bahçe yaparık. Ne eksek en güzeli biter. Bizim altına ihtiyacımız yok, bizim topraklarımız altın..."
Sahne 3) Tarım Bakanı Yusuf Gökalp "Türkiye ve Siyaset Dergisi" ne bir yazı yazmış. Diyor ki:
- "Tarımda kendine yeten yedi ülkeden biriyiz" övünmeleri yerini hüsrana terk etti. Artık sattığımızdan çok tarım ürünü alıyoruz. En son Kanada, ABD ve Avustralya’dan kırmızı mercimek; Arjantin, Çin, İran, Bulgaristan’dan kuru fasulye; Çin, İran ve Azerbaycan’dan 25 bin ton barbunya; Meksika’dan 30-40 bin ton nohut; ABD’den bakla; Ukrayna ve Bulgaristan’dan ayçiçeği; Hindistan’dan susam; İran’dan ceviz ithal ettik..."
Son 20 yılda bu ülkeyi yönetenlerin o Bergamalı kadın kadar aklı, vicdanı, yurtseverliği olsa... Bugün yerin üstünü bırakıp altıyla uğraşır mıydık?

"Çevrelerine uymak için kendilerini yontanlar, sonunda tükenip giderler."


İnsani ilişkilerde en önemli 6 kelime: "Evet ben hata yaptığımı kabul ediyorum." En önemli 5 kelime: "Aferin, iyi bir iş yaptınız"... En önemli 4 kelime: "Bu konuda düşünceniz nedir?"... En önemli 3 kelime: "Eğer izin verirseniz"... En önemli 2 kelime: "Teşekkür ederim"... En önemli 1 kelime: "Biz"... En önemsiz kelime: "Ben" (İpek Koç’a teşekkürle)

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek dün yaptığı açıklamada "Cumhurbaşkanı’nı yıpratma kampanyasını MİT yürütüyor" gibi bir iddiada bulundu. Medyanın bir bölümünün bu amaçla kullanıldığını söyledikten sonra "Kampanya, Cumhurbaşkanına saygısızlığı normalleştiren bir psikolojik savaş boyutunda yürütülüyor" diye ekledi. Bunlar elbet iddiadır. Ancak Cumhurbaşkanı’ndan rahatsız olanların çokluğu kesin... İktidar partileri, Meclis, dinci çevreler, ABD, banka boşaltan işadamları derken zengin bir koalisyon oluştu Sezer’e karşı. Ne zor halktan, hukuktan yana olmak.