Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Gepegenç bir polis memuru Şeyda Yılmaz, İstanbul Ümraniye’de görev başında bir sabıkalı tarafından başından vurularak şehit edildi.

19 yaşındaki katil zanlısı Yunus Emre Geçit’in 19 suç kaydının olması öfkelerin doruğa yükselmesine yol açtı. “Bu şahıs hala nasıl sokakta dolaşıyor” sorusu soruldu. İdam cezasının geri gelmesini isteyenler kendi haklılıklarına bu cinayeti kanıt gösterdiler vs...

Katil neden dışarıda?

Diğerleri hapislik değilmiş. Katilin 5 dosyası varmış. 3’ünün soruşturması, 2’sinin de yargılaması devam ediyormuş. Sokakta dolaşmasını engelleyen bir durum yok. Ayrıca o suçlardan mahkum etseniz bir iki yıl içinde yine çıkacak yine suç işleyecek. Önemli olan bu insanı topluma zarar vermeyecek bir bireye dönüştürmek. Bu konuda eğitmek, uslandırmak hatta topluma faydalı birey yapmak.

Haberin Devamı

Bunu yapabiliyor muyuz?

Zor ve zahmetli ama sağlıklı yol bu...

İnsanları suçlu yapan ortamları yok etmek, suça sapanları da çağdaş yöntemlerle terbiye etmek.

Eğer uzun vadeli çözüm istiyorsak bu yolu ve yöntemi izlemeliyiz.

Kestirme çözümlerden fayda ummamalıyız.

Noktayı koyarken, polis camiasında doğan haklı öfkeye rağmen sanığın çöp torbasına sokulup hayvan aracıyla taşınmasının da doğru olmadığını, en acılı zamanlarda bile hukukun unutulmaması gerektiğini kaydedelim...

TÜRKÇE

26 Eylül Dil Bayramı’nın 92. yılında okurumuz not geçti...

‘Türkçeyi bir türlü sökemedik... Oysa güzel, kulağa hoş gelen, her türlü duyguyu ifadeye elverişli, kolay öğrenilebilen bir dilimiz var. Var da hâlâ “de” ve “da”yı ayrı yazmasını, askeri ile asgari, mahsur ile mahzur, nüfus ile nüfuz gibi sözcükleri karıştırmamayı öğrenemedik...’

Bir sözün İngilizce veya Fransızcasını öğrenince Türkçe yerine onu kullanmayı marifet sanıyoruz...

Arapçası varsa tercih ediyoruz...

Bu dille her şeyi ifade edebileceğimizi Yaşar Kemal’den Aziz Nesin’e, Nazım Hikmet’ten Orhan Kemal’e, Sabahattin Ali’den Sait Faik’e nice şair ve yazarımız değerli eserleriyle kanıtlamıştır. Dili arılaştırmak ve güzelleştirmekte öncülük öğretmen, televizyoncu, gazeteci ve edebiyatçılara düşer. Bu görevi ihmal ediyoruz...

Haberin Devamı

Dilimiz kimliğimizdir. Kaybedersek zaman içinde biz de kaybolur gideriz.

EDEBİ

Bir lüks tekne açıkta demirlemiş...

İçinde bir çift ayaklarını uzatmış keyif yapıyor.

Adam önündeki bilgisayarla meşgul...

Kadın ise kitap okuyor...

Bir ara kafasını kitaptan kaldıran kadın diyor ki:

- Sürekli twitter’i izliyorsun. Boşa vakit kaybı. Bence kaliteli edebiyata yönelmelisin...

Adam yanıt veriyor:

- Kaliteli edebiyatta keskin, iyi kötü ayırımı yok. Beni tatmin etmiyor...

Usta sanatçı Behiç Ak’ın Cumhuriyet’teki bu karikatürü birkaç çizgiyle halkın edebiyata bakış eğilimini özetliyor.

KATİLİ EĞİTMEK

MANTAR BİNA

Galata’da St Benoit Lisesi’nin üst tarafında yaşayan emekli diplomat dostumuz yazıyor:

- Birkaç yıl önce penceremden hem deniz, hem Asya tarafı görünürdü. Bahçeşehir Üniversitesi’nin yanındaki üzeri örtülü bina yıllar içinde yükseldi. Asya tarafı ve deniz görünmez oldu. Bina yükselmeye devam ediyor. Beyoğlu Belediye Başkanı bir kahvemizi içmeye gelirse bu manzarayı ona da gösterebiliriz.

Haberin Devamı

ADIMLAR

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun vatandaşı daha çok yürümeye teşvik edici sözlerine yer vermiştik. Ancak kentte yürümeye elverişli kaldırım bulunmadığını ayrıca vatandaşımızın yürümeye de pek meraklı olmadığını kaydettik

Ziya Uçkan dostumuz belediyeye bir öneride bulunuyor. Diyor ki:

“Acaba pazar günleri 9 - 10 saatlerinde bazı sokak ve caddeler yürüyüş için araç trafiğine kapatılsa nasıl olur. Mesela...

Eminönü, Bağdat Caddesi, Ortaköy - Bebek arası, Etiler Nisbetiye gibi...

Bizce iyi olur...

Belediye, halkı özendirmek için, bu caddelerde yürüyüş yarışları bile düzenleyebilir...