Ülkemiz cezaevi tipi yönünden çok zengin... Adalet Bakanlığı’nın internet sitesine göre ülkemizdeki cezaevi tipleri şöyle sıralanıyor:
A, A1, A2, A3, B, C, E, K 1, K 2, Hususi Tip, 350 kişilik özel tip, 500 kişilik özel Tip , F Tipi, Açık Cezaevi, Kadın ve Çocuk Cezaevi, Çocuk Cezaevi, Çocuk Islahevleri...
Toplam 17 değişik ad ve tipte cezaevi ve toplam 527 cezaevi binası var.
Bu cezaevlerinde toplam 58.665 tutuklu ve hükümlü yatıyor. Hapisteki kadın sayısı 2175; kadınların toplam mahkûmları oranı yüzde 4...
Fakat F tipine karşı dayanışmada erkeklerle neredeyse aynı sayıdalar...
Şu ana kadar cezaevinde ölüm orucunda ölenlerin toplam sayısı 38, kadın sayısı 14 oldu...
Ölüm orucu sonucu ölen tutuklu yakını sayısı 7 olup bunların 6’sı kadın...
Tahliye olduktan sonra ölüm orucunu sürdürenlerin 10’u yaşamını yitirdi, 5’i kadın:
Ölüm oruçlarında yaşamını yitirenlerin toplam sayısı 55, bunların 25’i kadın.
Kadın hükümlü ve tutuklular F tipi cezaevlerine konmuyor... Ancak F tipi cezaevlerinin insanileştirilmesi için direnen ve hayatını veren kadın sayısı erkek sayısına yakın... Çok dramatik bir tablo... İHD bu tablonun yorumunu aydınlara ve Adalet Bakanlığı’na bırakıyordu dün yaptığı açıklamada...
Dürüst insan zor bulunur ama kolay harcanır
Seçim yasası, Siyasi Partiler Yasası değişecekti... Milletvekili dokunulmazlığı kaldırılacak, Meclis suçlu sığınağı olmaktan çıkarılacaktı. Ahlak Yasası çıkarılacaktı. Hepsi lafta kaldı. Liderler ve Meclis siyaseti temizlemedi. Halksız siyaset işlerine geldi. Eski Milli Eğitim Bakanı şimdi YTP’li Metin Bostancıoğlu dün bir anısını aktardı arkadaşımız Fahrettin Fidan’a:
- Siyasi Partiler Yasası’nda değişiklik konusu gündeme geldiğinde, o zamanki Genel Başkanımız Bülent Ecevit, aman bu konunun üzerine gitmeyin, iş ciddiye binince altından neler çıkacağını kimse bilemez demişti.
Vatandaş "www.itiraf.com" adlı siteye aşağıdaki mektubu göndermiş:
"Arabamı sattım. Vergi dairesinde işlemler yapılırken memur, "99’un 2. taksiti iki defa yatırılmış" dedi. Uğraşmamak için, "Ziyanı yok. Devletime feda olsun" dedim. "Birincisini zamanında, ikincisini ise geç yatırmışsınız. İkinci defa yatırmanıza rağmen gecikildiği için gecikme zammını ve faizini yatırmanız gerekiyor. Aksi takdirde işleminizi bitiremem" demez mi? Fazladan yatırdığım vergi için 9.300.000 lira ceza ödedim!"
Uluslararası Saydamlık Örgütü (Transparency International) tarafından hazırlanan 2002 yılı "Yolsuzluk Endeksleri" bugün açıklanıyor.
Endeksler TI’nin Türkiye kolu "Saydamlık Hareketi Derneği" Başkanı Erciş Kurtuluş tarafından Hilton Otelinde yapılacak bir basın toplantısıyla açıklanacak... Geçen yıl notumuz 10 üzerinden 3.6 idi ve dünya ulusları arasında hayli alt sıralardaydık... Dün Sayın Erciş Kurtuluş’a Türkiye’nin bu yılki durumunu sorduk:
- Geçen yıldan daha kötü, dedi..
- Avrupa ülkeleri arasında ne durumdayız?
-Sonuncuyuz... Bulgaristan bizden kötü durumdaydı bizden iyi duruma geçti...
Uzun sözün kısası... Yolsuzluk ve rüşvette Avrupa’da birinciyiz.. Dünyada da ön sıralardayız... Şaşırmalı mı? Yok canım... Meclis’imiz yasama dönemine Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller’in yolsuzluklarını kedi pisliğini örter gibi örterek başlamışsa... Yolsuzlukla suçlanan her bakan TBMM’de aklanmış, Yüce Divan’dan kurtulmuşsa... Milletvekilleri üzeri yolsuzlukla kaplı koltuklarda oturuyorsa... Bankalar göz göre göre soydurulmuşsa... En dürüst lider hortumcuları DGM’den kurtarmak için ortaya siyasi hayatını koymuş, onun Adalet Bakanı yolsuzlukları soruşturan savcıları sindirmeye çalışmışsa... Hırsızlar, namuslu adamlardan daha çok saygı görüyorsa... Ülkede artık yolsuzluklar haber bile olmuyor, hesap sorulan lider adayı "birkaç günde unutulur"a oynuyorsa...
Ortaya çıkan sonuç kimseyi şaşırtmamalıdır...
Ülkemizden "Avrupa’nın en ahlaksız toplumu" diye söz edilirse, kimse de somut durumun bu şekilde isimlendirilmesinden rahatsız olmamalıdır.
ABD Santa Clara’dan yazan Deniz Ezgi: "YTP ambleminde ABD bayrağını andıran sembolizm ve renkler dikkat çekici" diyor...