Bir dönem Açık Pencere'ye emek vermiş Filiz Bingölçe arkadaşımız yıllar sonra ilginç bir kitabıyla yeniden karşımıza çıktı: Kadın Argosu Sözlüğü. Meğerse ne zengin, ne zekice buluşlarla dolu ve ne eğlenceliymiş kadınlarımızın argosu... Mesela:
Arkadan çekişli: Erkek eşcinsel.
Artema: Mahallesinde başını örtüp merkezde açan kadın.
Bakir Bey: Erkek eşcinsel.
Birinci dereceden yanık: Sırılsıklam âşık olmak.
Cam, çerçeve: Bekaret zarı.
Camı kırdırmak: İstemeden ya da yanlışlıkla bekaretin bozulması.
Devrik kral: Ereksiyon güçlüğü çeken erkek.
Döner sermaye: Eşcinsel fahişe.
Et lokantası, şehir banyosu: Genelev.
Güneş gözlüğü: Sutyen.
Kaçak elektrik kullanmak: Kocasından ya da sevgilisinden gizli aşk yaşamak.
Memeden kesmek: Kocaya ya da sevgiliye cinsel ceza vermek.
İthal et, kaçak et: Yabancı uyruklu fahişe ya da jigolo.
Ren geyiği: Aldatılmış koca ya da erkek.
Saldıray abi, Kaldıray abi: Cinsel ilişkiden başka bir şey düşünmeyen erkek.
Sponsor: Zengin sevgili.
Susturucu: Prezervatif.
Troleybüs: Aldatılmış erkek. Boynuzlu.
Yatandaş: Fahişe ya da jigolo.
İnsan yaşadıkça anlıyor ki, kendi kayığını kendin çekmezsen bir yerlere gidemiyorsun...
K. Hepburn
"Varlık Vergisi çıkardı diye devletin herhangi bir özür dilemesini ne gerekli ne de mümkün görüyorum."
"Varlık vergisi iktisadi istiklal savaşı idi, yapılması lazımdı..."
"Varlık Vergisi'ni kesinlikle Musevi, Ermeni, Rum cemaatlerini yok etmeye yönelik tarzda uygulama şeklinde takdim edenlerin hepsine karşıyım... "
Aşkale’ye gidenlerin çoğuyla ben doğrudan doğruya bu romanı yazarken yüz yüze konuştum. Hiç kimse eziyet gördüğünü söylemedi..."
***
Yukardaki sözler "Salkım Hanım’ın Taneleri" romanının yazarı Yılmaz Karakoyunlu'ya aittir. Çeşitli zamanlarda söylenmiş, "Türkiye'nin Toplumsal Hafızası" adlı kitaba alınmıştır. Yılmaz Karakoyunlu çok açıkça görüldüğü gibi Varlık Vergisi'ne karşı değil, taraftar olduğu gibi Aşkale'ye gidenlerin eziyet görmediğine de inanmaktadır.
Aynı Yılmaz Karakoyunlu, kitabın tersi istikamette dramatize edilmiş olan senaryoyu onaylamış, filmde bizzat rol almış, eleştirilere karşı filmi savunmuştur. Neden? Romanım filme çekilsin de isterse tersyüz edilip çekilsin gibi bir mantığın dışında hangi neden var olabilir?
Peki filmi yapanlar neden romanın adını alıp özünü değiştirdiler? Neden özgün bir senaryo yazmadılar?
Akıllarındaki mesajı ancak bir milletvekilinin yazdığı romanın kanatları altında verebileceklerini düşündükleri için mi?
Soru işareti çok... Bilvesile Varlık Vergisi dosyasını açalım... Tarihin bu acılı olayını, tanık ve belgelere dayanarak eğrisi ve doğrusuyla tartışalım. Tarihle yüzleşmek için önce tarihi okuyalım.
Yarın İstanbul Üniversitesi’nde rektör seçimi var... Prof. Kemal Alemdaroğlu, seçime iddialı ve favori giriyor. Alemdaroğlu vaatlerinin büyük bölümünü yerine getirdi. Laiklik ve Cumhuriyet ilkeleri konusunda tavizsiz bir tutum takındı. Ancak acaba Prof. Bülent Tanör'e karşı daha anlayışlı ve esnek davranamaz mıydı? Bu soruya bir yakını "Evet ama Bülent Tanör de rektöre çok sert davrandı" dedi konuyu açtığımızda... Kemal Bey'in artıları ağır basıyor.