- Şöyle inandırıcı bir bahane bulursanız biz de konumumuzu değiştiririz, mesajını vermekteler...ABDnin Irak serüvenine İngiltere şiddetle karşı. Fransa karşı.. Rusya karşı... İslam ülkeleri karşı... Mısırdan Katara, Bahreynden Ürdüne tüm bölge ülkeleri ABDyi durdurmak için diplomatik satrancı hızlandırıyor. Bu savaştan en büyük zararı görecek olan Türkiye ise diplomasi trafiğine katılmıyor. Kaderine razı olmuş, ABDden çıkacak kararı ve gelecek emri bekliyor. "Aktif politika" diye tutturup savaşın ilk günlerinde "Afganistana asker gönderelim" diye yırtınanlar, savaş Iraka sıçrarken hiç oralı değil. Hiçbiri "Hani ABDnin savaşı teröre karşıydı Irak nereden çıktı?" diye sormuyor. Milletçe, ABDnin çıkarlarına endekslenmiş, tevekkül içinde başımıza açılacak belaları bekliyoruz... Amerika Afganistana terörist Bin Ladini ve El Kaide üyelerini yakalamak amacıyla savaş açmıştı. Henüz ne Bin Ladin yakalandı ne "El Kaide" üyeleri... Gelin görün ki misyon henüz tamamlanmadığı halde Amerika gözünü Iraka dikmiş vaziyette. Üstelik bizi de savaşa sürüklemek istiyor... Başbakan Ecevit bu konuda olumsuz tavrını sürdürüyor... Washington Büyükelçimiz Loğoğlu ve Milli Savunma Bakanı Çakmakoğlu ise ABDye: Büyük bir savaş ülkelere üç ordu bırakır; sakatlar ordusu, matemliler ordusu, hırsızlar ordusu. Alman Atasözü Peki sinagog nereden çıktı..? - Filmdeki Yahudileri neden Ermeni yaptınız?" sorusuna,- Yahudi cemaati sinagogda çekim izni vermeyince Yahudileri mecburen Ermeni yaptık, demişti...Peki "sinagogda çekim" zorunluğu nereden çıktı?Romanı tekrar okuyunca ilk akla gelen soru bu oluyor?Çünkü romanda sinagog ve Yahudi mezarlığından bahis yok...Filmin kahramanlarından Musevi Nora (Hülya Avşar), Balıklı Rum Hastanesinde ölüyor ve ortadoks ayiniyle toprağa veriliyor...O bölümü kitabın 160ıncı sayfasından okuyalım:"Norayı Ortodoks Merasimi ile gömdüler ... Musanın kollarına atılmak isteyen inançlı Yahudi kızı, İsanın ellerine teslim edildi..."Varlık Vergisi üzerine araştırmalar yapan "Varlık Vergisi ve Türkleştirme Politikaları" adlı kitabın yazarı Doçent Ayhan Aktar 1999da Radikalde yazdığı yazıda diyor ki:"Eğer Noranın cenazesi romana uygun olarak filme çekilmek isteniyorsa, izin için Yahudi cemaatine değil Rum cemaatine başvurulması gerekiyordu!"Sayın Aktarın yazısından bir bölüm daha:- Filmde azınlıklardan bir tek Musevi Moiz var, hiç Rum yok! Bu işlerden hiç anlamayan birisi, filmi görüp kolayca "Bu vergi Ermenileri ezmek için çıkarılmış herhalde" sonucuna varabilir... Sayın okurlar... "Film romana birebir uymak zorunda değil.. Yönetmen ve senarist romanı yorumlamakta özgürdür... Tarihimizle yüzleşmeliyiz" gibi görüş ve düşüncelere katılıyoruz. Gerçekleri tarihin mezarlığından çıkartalım, geçmişimizle yüzleşelim. Ama bu filmin gerçeklerle ilgisi yok. Senaryo belli bir maksada yönelik olarak kafadan yazılmış. Konu saptırılmış. Elbette tarihimizle yüzleşelim. Ama ortada tarih yok. Düzmece bir senaryo var... Önce bunu görelim... Salkım Hanımın Taneleri filminin senaryo yazarı Etyen Mahçupyan: Bencillik... İstediği gibi yaşamak değildir bencillik; başkalarına kendisinin istediği biçimde yaşamalarını önermektir... Kırmızı gül olmak istediği için bencil olmaz kırmızı gül: Bahçedeki öteki tüm çiçeklerin de hem kırmızı hem de gül olmasını isteseydi işte bu korkunç bir bencillik olurdu... Ayrıntılara önem verin, farklılığınızı o sağlar. m.asik@milliyet.com.tr