Türkiye'de turistik vizeyle çalışan Moldavyalı hanımların gümrüklerde yaşadığı sıkıntıdan söz etmiştik geçenlerde...
      Aylık 300 - 350 dolar maaş karşılığında Türkiye'de yardımcılık veya bakıcılık yapan Moldavyalı hanımlar, vize süresini aşmaları halinde gümrükte külliyetli miktarda
"rüşvet" ödemek zorunda bırakılmaktan şikayetçiydi...
     Â
"Eğer Moldavyalılar yasayı ihlal ediyorsa, cezasını makbuzuyla birlikte keser, tahsil edersiniz..." deyip
"Rüşvet almaya kimsenin hakkı yok" diye eklemiştik...
      İçişleri Bakanı
Sadettin Tantan imzasıyla gelen yazıda konuyla ilgili açıklama yapılıyor ve şöyle deniyor:
      "...Moldavyalı bayanlar usule uymadan kaçak olarak çalışmaktadırlar. Kalış süreleri, vize süresiyle sınırlı olup bu süreden fazla kalacak olanların emniyet makamlarından
Yabancılara Mahsus İkamet Tezkeresi almaları zorunludur. Vize süresini aştıkları halde bu tezkereyi almayan yabancılar hakkında adli kovuşturmayı mümkün kılacak yasal düzenleme olmadığından kendilerinden Vergi Usül Kanunu hükümleri çerçevesinde makbuz karşılığı vergi ziyaı cezası alınmaktadır. Bir ay süreyle vize ihlalinde bulunulduğu takdirde 54 milyon TL ceza alınmakta, iki yıllık ihlal halinde bu rakam 230 milyon liraya yükselmektedir... Konu edilen ödemeler rüşvet değil, bu çerçevede alınmış harç ve cezalardır..."
      Yazıda bu konudaki iddialarla ilgili somut bilgi ve belgelerin Bakanlığa ulaştırılması halinde gereken işlemin yapılacağı belirtiliyor.
      Açıklamaya teşekkür ediyoruz.
     Â
Şarkılı türkülü
      Meclis'in toz duman olduğu önceki akşam saatleri... Maliye Bakanlığı'na bağlı Gelirler Genel Müdürlüğü'nün plaket töreni sürüyor... Meslekte 25 yılını dolduranlara, genel müdürler plaket veriyor... Ankara Palas salonunda bir yandan plaket töreni izleniyor, bir yandan cep telefonlarıyla Meclis'te olup bitenlere kulak veriliyor... O sırada Genel Müdürlük'te çalışanların oluşturduğu koro Türk halk müziği konserine başlıyor. TBMM'de görüntü berraklaşırken koronun söyleyeceği türkü anons ediliyor:
     Â
"Bu da gelir, bu da geçer, ağlama..."       *
Günün sözü     Â
"Vicdanımla Genel Başkan'ım arasına sıkıştım"      DSP'li bir milletvekili
Emektar Mıstık
      Karikatür ustası, emektar mizah adamı
Mustafa Eremektar'ı yitirdik...
Mıstık son şakayı
"giderayak" yaptı,
"ayrılık günü"nü
"doğum günü"ne denk düşürdü...
      Anlatmakla bitmez muzipliklerini anımsadık... Yıllar önce, 40 yıllık dostu
Altan Erbulak'ı uğurlarken anlatmıştı bir tanesini:
      - Deliydik hepimiz...
Altan da öyle... Onunla birlikte dolmuşa biner, tımarhaneden izinli deli taklidi yapıp şoförleri korkuturduk. Bir gün
"Deli" rolü bende...
Altan kolumu sıkı sıkı tutmuş, bir yandan da şoförü gaza getiriyor:
     Â
- Aman abi, fazla üstüne varma, başımıza iş açar!      Adam oralı bile olmadı;
     Â
- KardeÅŸiiim, dedi,
ben ondan daha deliyim icabında!
      Kahkahayı koyverdik...
     Â
Liderlere çağrı!..
     Â
"...Fakat eğer bir genel başkan, cumhurbaşkanlığı gibi devletin bütünlüğünü, ulusun birliğini, rejimin esenliğini ilgilendiren yaşamsal bir konu söz konusu olduğu zaman kendi partisinde uyum sağlayamıyorsa, liderliğin gereğini yerine getiremiyor demektir.      ...Oysa ben, Meclis'teki bütün genel başkanların, genel başkanlık ötesinde, liderlik konumlarının da bulunduğuna inanıyorum. O nedenledir ki ben, cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda oylama gizli de olsa, grup kararına bağlanmasa da, liderler tarafından belirtilen tercihin partilerince de destekleneceğini düşünüyorum."
     ÂKendisinin (ve eÅŸinin) iradesini millete yıllardır
"milli irade" diye kabul ettirmeye çalışan, bunda da oldukça başarılı olan şair lider, partisinin 23 Şubat'taki grup toplantısında
"liderlik dersi"ni yukardaki sözlerle vermişti... Ardından söz konusu Anayasa değişikliğini öngören teklife bir - iki istisna dışında partisindeki bütün milletvekillerinin imzasını attırmış, böylece tarif ettiği
"liderlik" özelliklerini kanıtlamıştı!..
      Aradan çok değil, bir ay geçti; sınav günü geldi çattı. Sonuç?.. Fiyasko... Malum yöntemlerle açıkta alınan imzalar, gizli oylamada neredeyse yüzde 50'ye yakın fire verdi... Peki niye böyle oldu? Çünkü oylama Anayasa gereği gizli yapıldı... Öyle olunca milli iradenin temsilcileri, kendi iradelerini özgürce kullanabildiler...
      Bir ay önce,
"Lider olan milletvekiline istediğini yaptırır" diyen zat -ı muhterem aynı milletvekillerine şimdi öfke saçıyor.
     Â
- İmzalarına sahip çıkmadılar! Bu durum çok düşündürücüdür!      Şimdi kendisi kara kara düşünüyor.
      Cumhurbaşkanı seçimi sorun olmasın diye bir rüşvet paketi hazırlamıştı. Hem cumhurbaşkanlığı sorununu ağırlaştırdı hem bir hükümet sorunu yarattı. TBMM paketi delerek iyi bir sınav verdi. Cumhurbaşkanlığını rüşvetle elde edilen bir koltuk olmaktan (şimdilik de olsa) kurtardı...
"Ben adamın anasını ağlatırım" yollu boş tehditlere de kulak asmadı. Bravo (şimdilik...)
      *Kaçmak yüzleşmekten daha fazla zaman harcamanızı gerektirir.
     Â
Tennick Yasası      *"Bir kişiden fikir çalmaya sahtekarlık birçok kişiden çalmaya ise araştırma denir."
     Â
Felson YasasıYazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr