Cumhuriyet’in 98’inci yılını Anıtkabir ziyaretleriyle, fener alaylarıyla, geçit törenleriyle, konserlerle kutluyoruz. Sosyal medyada birbirinden renkli kutlama mesajları yayımlanıyor. Bütün dijital hünerlerimizi sergiliyoruz.
Ulusal bayramları senede bir gün böyle coşkuyla kutluyoruz.
Geri kalan 364 günde ise karmaşık gündemimize devam ediyoruz.
Ne demişti Atatürk:
“Cumhuriyet’i bizler kurduk, sizler yaşatacaksınız.”
Cumhuriyet’i yaşatmak zorundayız. Buna mecburuz.
Çağdaş yarışta diğer toplumlardan geri kalmayan bir toplum, laiklik ve demokrasiyi dirençle savunan bir ulus, bilimi ve sanatı hayatın en önüne yerleştirmiş bir anlayış, barışı ve insan haklarını hayatın temeline yerleştirmiş bir ülke.
Cumhuriyeti kuranlar böyle bir Türkiye hayal ediyordu.
Biz bu hayali tamamlamak için çalışmalıyız.
Tabii birinci vazifeyi de hiç akıldan çıkarmadan.
Bağımsızlık ve Cumhuriyet’i ilelebet (sonsuza dek) muhafaza etmek görevini hiç unutmadan...
6 OK
Gazeteci Metin Gören, “Cumhuriyet Kazanımları” adlı kitapta yazıyor.
1936 olimpiyatları öncesi Atatürk’ü kızdıran bir olay meydana gelmiştir.
Olimpiyata katılacak sporcular Atatürk’ü ziyarete gittiklerinde giydikleri formalar onu rahatsız etmiş, sinirlenmesine sebep olmuş.
Sebep mi?
Formaların göğsünde Türk bayrağının altında “Altı Ok” ambleminin bulunması.
Atatürk “Sporcularımız orada partiyi değil Türk milletini temsil edecekler” diyerek amblemleri söktürmüştür.
Atatürk başka kararlarında da spora siyasetin karışmamasına dikkat etmiştir.
NUTUK
Cumhuriyet Bayramı öncesi kitapçı vitrinleri yine Atatürk’ün “Nutuk”u ile dolup taşıyor.
Atatürk Nutuk’u aylarca uğraşarak yazmış, 15-20 Ekim 1927 tarihinde, Cumhuriyet Halk Fırkası’nın İkinci Büyük Kurultayı’nda, altı gün boyunca, toplam 36 saat 33 dakikada okuyup bitirmiştir.
Nutuk 1919 ile 1927 tarihleri arasındaki olayları, gelişmeleri, kişileri, aradaki ilişkilere belgelere dayanarak anlatır.
Atatürk’ün eseri deyince akla ilk olarak Nutuk gelir ama... Bize sorarsanız, yeni nesillere Nutuk’tan önce veya Nutuk’la birlikte Atatürk’ün “Medeni Bilgiler” kitabı da okutulmalı. Atatürk’ün önemli bölümünü kendi el yazısıyla yazdığı bu kitap, O’nun Cumhuriyet, demokrasi, devlet yönetimi, vatandaş hakları, devlet-özel sektör ilişkileri, yabancı sermaye gibi konulardaki görüşlerini yansıtır. Atatürk’ü tanımak için kaynak kitap bizce odur.
DOSTLUK
Cumhuriyet’in ilk yıllarının ilginç uygulamalarından biri de dostluk antlaşmaları idi. Dünyanın dört bir yanındaki ülkelerle masaya oturuluyor, arada anlaşmazlık konuları varsa bunlar çözümleniyor, ardından dostluk antlaşması imzalanıyordu. Bulgaristan ile sorunları çözme görüşmeleri iki yıl, Yunanistan ile görüşmeler 10 yıl sürmüş, dostluk antlaşmaları bu sürelerin sonunda imzalanabilmişti.
Atatürk’ün sağlığında, 17 yılda, tam 40 ülkeyle dostluk antlaşması imzalanmıştı. Bu ülkeler arasında Avrupa ve Asya ülkeleri olduğu gibi, Brezilya, Meksika, Arjantin, Şili gibi Güney Amerika ülkeleri de bulunuyordu. Komşularla saldırmazlık paktları yapılıyordu. Avrupa İkinci Dünya Savaşı’na hazırlanır, savaş baltaları bilenirken, Cumhuriyet Türkiye’si dünya çapında bir barış ve dostluk atağını sürdürüyordu.
O dönemde anlaşma yapılması söz konusu olan bağımsız ülkelerin sayısı da zaten 50’yi geçmiyordu.
‘Yurtta Barış, Cihanda Barış’, Cumhuriyet Türkiye’si için laftan ibaret bir slogan değildi. Temel politika idi.