Biz burada
"40 yıl" içinde kaç arpa boyu yol aldığımızı hesaplayaduralım... Almanya'da etkinlik gösteren Türkiye Araştırmalar Merkezi, Almanya'ya göçün 40'ıncı yılına girerken oradaki yurttaşlarımızın nereden nereye geldiğini hesaplamış...
      Bu yöndeki kapsamlı araştırmanın sonuçlarını Türkiye Araştırmalar Merkezi Türkiye temsilcisi
Orhan Karul dün bir basın toplantısıyla açıkladı. Bakın neymiş vaziyet:
      - Bugün Almanya üniversitelerinde 144 Türk profesör görev yapıyor. Bunların çoğu Almanya'da doğup büyümüş, bir kısmı da küçük yaşta gidip orada eğitim almış kişiler... Şu an AB sınırları içinde 3,4 milyon yurttaşımız yaşıyor. Bunun 2,4 milyonu Almanya'da.. AB sınırları içinde kendi işyerini kurmuş 73 bin 200 Türk girişimci var.. 55 bin 300'ü Almanya'da.. Bu girişimcilerin pek çoğu, oraya işçi olarak gidip sonradan
"patron" olan kişilerdir. Girişimcilerimizin AB içinde toplam yatırımları 15,4 milyar markı bulmuştur. AB içinde 366 bin kişi Türk girişimcilerin firmalarından ücret alıyor. Türklerin sadece Almanya'da GSMH'ya katkısı 78,6 milyar mark olup bu miktar Lüksemburg'un GSMH'sının yaklaşık 1,6 katı, Yunanistan'ın GSMH'sının ise yüzde 37'sidir.
     Â
Orhan Karul Türklerin
"girişimci" olarak Portekizli, İtalyan, İspanyol ve Yunanlılara fark attığını anımsattıktan sonra gurbetçilerimizin siyasal davranışını şöyle özetledi:
     Â
- Almanya'da yaşayan Türkler Türkiye'ye geldiklerinde sağ partilere oy veriyor. Ama Almanya'da ortanın solunu destekliyorlar. Bu da onların pragmatik yaklaşımından kaynaklanıyor.       ***
      Şu yalan dünyanın sonu hiç imiş
      Akşam gelip konan sabah göç imiş.
     Â
Pir Sultan Abdal      ***
Ya kısmet dedi
     Â
Rahmi Turan birkaç gün önce piyasaya çıkan
"Baba'dan Fıkralar" adlı kitabında hoş ve ilginç fıkralar aktarıyor... Bazıları da fıkradan öte, güncel espri... Örneğin bu yılın başında
Bülent Ecevit, Süleyman Demirel'i tekrar seçtirmek üzere hareketlenmiş. Herkes
"Bu iş tamam, Demirel 5 yıl daha Çankaya'da" diye düşünüyor. Gazeteciler
Baba'ya lisanı münasiple soruyor:
      - Bu iş tamam mı?
     Â
Demirel:      - Hayır, tamam değil, diyor...
      - Neden?
     Â
- Gelini ata bindirmişler... "Ya kısmet!"
demiÅŸ...
      - Neden?
     Â- Çünkü oÄŸlan evine varana kadar iÅŸ bitmiÅŸ sayılmaz...
      Baba başına geleceği biraz sezinlemiş galiba...
Moralman sorunu
      FB Eski Başkanı
Ali Şen'in dün Sabah gazetesinde yayınlanan:
     Â
"Leeds'in İstanbul'da kazanacağını düşünüyorum. Leeds yarınki maçta kesin favori" sözleri bir GS'lı okurumuzu üzmüş. Telefonda dedi ki:
     Â
- Genelde G.Saray'ı moralsizleÅŸtirmek isteyenlerin sesleri takımın baÅŸarısını destekleyenlerden fazla çıkıyor. Bu baÅŸarı galiba Türkiye'ye fazla geldi. Futbolcular da bunu hissediyor ve bence son haftalarda biraz da bu yüzden gevÅŸemiÅŸ bulunuyor...     ÂOkurumuza hak verdik. Ancak
Ali Şen'in GS'ın moralini bozmak değil kamçılamak için böyle konuşmuş olabileceğini ekledik.
Ali Bey üç yıl FB başkanlığı yaptı bunun ikisinde Galatasaray şampiyon oldu. Bir bildiği vardır.
      ***
      Kim çeresine korku salarsa biliniz ki, o da korkuyordur.
     Â
EPÄ°KUROSÂ Â Â Â Â Â ***
Tatsız final...
     Â
Ecevit - Demirel ikilisi için tatsız bir final oldu... Siyasi hayatlarının son demlerinde böyle bir yenilgi yaşamamalıydılar. Ne var ki bencillik önlerini görmelerini bir kez daha engelledi.
      Geçmişte zıtlaşarak ülkeyi krizlere sokan ikili bu defa uzlaşarak kriz yarattılar.
      Anayasa zorlandı, milletvekilleri afyonlandı, FP efsunlandı... Sökmedi... Baba'nın yaklaşık 40 yıl önce başlayan siyasi maratonu dün önemli bir yenilgiyle virgüllendi. Kısa süre sonra bir biçimde noktalanacak.
     Â
Ecevit Baba'yı kurtarayım derken Hükümet'i zora soktu. O arada demokrasiye ne kadar saygısı olduğunu
(daha doğrusu olmadığını) bir kez daha gösterme fırsatı buldu. Sonuçta o da yenildi. Türkiye
Demirel'den iyisini bulabilir mi? Bulur veya bulamaz... Ama en azından
"daha iyiyi arama hakkını" kullanır. İstikrar adı altında statükoya esir olmaz. Çankaya'yı hırsızlıklara göz yuman bir zihniyetin elinde bırakmaz.
     Â
İyi için savaşmak kötüye katlanmaktan onurludur.       Türkiye bu hakkını kullanacak.
      ***
      Baba'nın "Demokrasilerde çare tükenmez" sözünde kastettiği çare hep kendisiymiş meğer..!
     Â
Cihan Demirci      ***
Gizli gözleme
      Yıllar önce yazdığımız bir öyküdür... Doğu'da bir köyde bütün oylar silme aynı partiye (AP'ye) çıkıyordu. Tek bir muhalif oy çıkmıyordu. Bunun nasıl olduğunu köyden biri ağzından kaçırınca öğrenmiştik...
      Meğerse... Köyün ağası oy kulübesinin üzerine bir delik açtırmış. Birisi kulübeye girenlerin hangi partiye oy verdiğini gözlüyor. Eğer muhalif partiye verdiyse dışarı işaret çakıyor. Oy kulübesinin karşısına bağdaş kurup oturmuş olan Ağa, o seçmen dışarı çıkarken laf atıyor:
     Â
- Oyunu CHP'ye verdin, he mi?      - Yoo vallah AP'ye vermişem!..
     Â
- Yalan söyleme gözünden belli...      Köylü bakmış Ağa insanın gözüne bakınca hangi partiye oy verdiğini anlıyor. AP'den başka partiye oy vermez olmuş... Gizli oyu etkilemenin bir de bu yolu var. Meraklılarına iletelim.
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr