Almanyadaki gurbetçiler "Bu ülkede insan hakları yok" demiş...
      Neden mi? Çünkü düğünlerde silah atılmasına izin verilmiyormuş...
      Tabii ki Alman faşizmi bu kadarla bitmiyor...
      Geçenlerde bizzat yerinde saptadık...
      Alaman, gurbetçimin yeşil alanları gecekondu ile süslemesine de izin vermiyor.
      Kaldırımlarda onca boş yer varken...
      Seyyar satıcıların tezgah kurmasına engel oluyor...
      Evet, döner büfesine izin veriyorlar...
      Ancak yurdumda olduğu gibi tezgahı dışarı kurup gelen geçene pala sallayarak döner traşlayamıyor ustam...
      Döner tezgahı her zaman dükkanın içinde olacak...
      Ve kat'iyen koku dışarı çıkmayacak...
      Kaldırımdan gelip geçen vatandaşımın kızgın yağ koklama özgürlüğü yok.
      Ayrıca kaset satan mağazalar da faşizmin cenderesi altında.
      Kesinlikle yüksek sesle müzik çaldırmıyorlar.
      Gurbetçim yoldan geçerken arabesk dinleme özgürlüğünden mahrum yaşıyor.
      Delikanlım haklı olarak uyuşamıyor Alman toplumuyla..
     Â
Helga ile tanışıyor.. Avrat ertesi gün toz...
      Bizim oğlan teşhisi hemen koyuyor:
     Â
- Bunların topu o biçim...      Kıza sorarsanız yalan hazır:
     Â
"Kültürlerimiz uyuşmuyor".      Hepsi bu kadar mı? Elbette hayır...
      Saygısız Alman, lokantada gurbetçimin gözünün içine baka baka domuz pirzola yiyor. Ramazan ayında inadına içiyor.
      Bizim gurbetçiler bütün bunların doğal sonucu olarak Almanya'dan soğumuş...
      Ne var ki kimse dönmek de istemiyor...
      Gurbetçim nüfus olarak hızla artıyor. Günün birinde çoğunluğu ele geçirecek.
      Sabırla o günü bekliyor.
Geyikler
      Evlilik, boşanmanın en büyük sebebidir. İstatiksel olarak bütün boşanmalar evlilikle başlar!
      ***
      Karımla 18 ay konuşmadım. sözünü kesmek istemiyordum.
      ***
      Son kavgamız benim hatamdı. Bana, "Televizyonda ne var?" dedi, ben de, "Toz" dedim.
      ***
      Adamın biri gazeteye ilan vermiş: "Benimle evlenecek kadın aranıyor."
      Ertesi gün birbirine benzeyen yüzlerce mektup gelmiş: "Benimkini alabilirsin."
      ***
      Karınızın doğumgününü anımsamanız için başvurabileceğiniz en etkili yol: Bir kere unutun.
      ***
      Evlilik olmasaydı, erkekler yaşamları boyunca, hiç hata yapmadıklarını düşüneceklerdi.
Anti diyet manzume
      Dostlar atışır da yiğitler susar mı
      Elma, armut püftek yerin tutar mı
      Adem olan light mamul yutar mı
      Er kişi hazzetmez kepekten liften
      ***
      Doymuş ile doymamış yağ bir olur mu
      Sıratta galoriden sual olur mu
      Hiç nutrasweet baklava olur mu
      Er kişi hazzetmez kepekten liften
      ***
      Coşar şu deli gönül börek, mantı, pizzayla
      Ürkütme gözünü hiç hacimle, boyla
      Elastik bir heyvandır mide, olur yayla
      Er kişi hazzetmez kepekten liften
      ***
      Çiçek dalda güzeldir, kuzu şişte
      Beyaz, kırmızı tartışmak boş bu işte
      Fikirler değişir her yiyişte
      Er kişi hazzetmez kepekten liften
     Â
Ä°lkbaharı bilmesek sonbaharda ne kadar mutsuz olurduk...     Â
Edwin WayYılın karikatüristi
Bu sütunda her sabah zarif çizgileri ve ince esprileriyle karşınızda bulduğunuz
Ercan Akyol, Karikatürcüler Derneği tarafından
"Yılın siyasi karikatüristi" seçildi.
Ercan'a önceki akşam yapılan törende ödülünü veren Dernek Başkanı
Bedri Koraman, onu bakınız ne güzel anlattı:
      - Sevgili
Ercan Akyol, Milliyet'te Açık Pencere sütununda yılın her günü, ulusal sorunlar, sosyal dertler üzerine birbirinden güzel karikatürler yapmaktadır. Bu ince yapılı, nazik, hassas adam çizgilerinde de ince, duyarlı ve zariftir. Fakat karikatürlerinde kavgacı ve serttir. Haklı olduğunca da acımasızdır.
      Ama karikatürü kat'iyen kaba bir sövme aracı olarak kullanmaz!
      Gerektiğinde en vurucu, kırıcı esprileri bile belli bir zarafetle çizer.
      Araştırıcıdır.. Espri uğruna yanlışa düşmek istemez.
      Evrensel doğrulardan taviz vermez.
      Ona kimse demokratik olmayan çıkışlar yapan belli güç odaklarına yaltaklanma anlamı taşıyan şeyler çizdiremez!
      Ercan Akyol, iyi, insani vasıfları olan, herkese ve herşeye insanca yaklaşan yüreği sevgi dolu bir insandır.
      Güç odaklarına yaltaklanan, köprüden geçinceye kadar herkese dayı diyen, dün şöyle, bugün böyle olan, rüzgara göre yelken açan, yarar kaygılarıyla rakkas gibi bir o yana bir bu yana savrulan, hele de başkalarının başına basarak seviye kazanmak isteyenlerden değildir!
      Mesleğine saygılı, en mükemmeli bulabilmek, anlatmak istediklerini en iyi ifade edebilmek için birçok yönden defaatle çizmekten bıkmayan bir yapıdadır.
      Karikatür dışında bütün sanat dalları ile ilgilenen, okuyan, düşünen, düşüncelerini paylaşan, insani ilişkilerinde hoşgörülü, saygılı, dürüst bir sanatçı kişiliktir.
     Â
En büyük mutluluk, mutsuzluÄŸun kaynağını bilmektir.     Â
DostoyevskiYazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr