Bugün 14 Mart Tıp Bayramı.. Doktorların bayram günü. Ama onlar hüzünlü... Sıkkın, bıkkın, mutsuz ve umutsuz... Sıkkınlık daha mesleğe adım atmadan, okul sıralarında başlıyor... Tıp fakültesi son sınıf öğrencisi Aslı, bakınız gönderdiği notta neler söylüyor:
"...27 Mart’ta yürürlüğe girecek bir mecburi hizmet yasası var gündemde.. Sanki Doğu hizmetinden kaçıyormuş gibi gösterilen doktorlar bir tarafta, Sağlık Bakanlığı bir tarafta... Bu konuda Tabip Odaları birçok açıklama yaptı, mecburi hizmetin insan haklarına aykırı bir durum olduğundan, gerekli şartlar sağlanmadan oralara gidecek doktorların hiçbir anlamı olmayacağına kadar... Son yılı ücretsiz "intern doktor" olarak üstelik harç ödeyerek çalışma... 2 sene pratisyen 2 sene uzman olarak 4 sene mecburi hizmet, erkekler için 18 ay askerliği de sayarsak sanırım vakit kalırsa "istediğimiz tarzda" yaşayabileceğiz biz de yıllar sonra... Çoğu arkadaşım şu anda ne yapacağız çaresizliği içersindeler, hiç abartmıyorum, ÖSS’ye yeniden hazırlanmayı düşünenler bile var...
Doğu’yu kalkındırmak ulusal bir politika ile olmalı; doktorlar o çerçevede yararlı olabilir. Bugünkü durumda olamazlar. Üstelik uzmanlığımızı yapmadan çok da yeterli olmayacağımız gerçeği var ki, oralardaki halka da yazık..."
*Özgürlük, başkalarına vermeden sahip olamayacağınız tek şeydir.
William Allen White
Aydın Boysan, perşembe günü (bugün) Cannes’a gidiyorum, deyince sebebi ziyaretini sorduk. Anlattı... Efendim Cannes’da "Dünya Gayrimenkul Kongresi" adlı dev bir toplantı yapılıyormuş. Kongre’ye dünyanın dört bir yanından konut mahallesi projesi sunulmuş, üçü finale kalmış. Finale kalan projelerden biri de "Yapı Kredi Koray" ın "İstanbul İstanbul" projesi. Bu Kemerburgaz’da inşa edilmiş, içinden su kanalının geçtiği, çok hoş bir mahalle imiş Aydın Ağabey’in anlattığına göre. Birinci proje bugün açıklanacakmış. Aydın Boysan bu final için gidiyor Cannes’a. İyi şanslar.
Yargı kararlarına saygı göstermeleri beklenen üç isim; E. Org. Doğan Güreş, E. Org. Necati Özgen ve E. Korg. Hasan Kundakçı ortak demeçlerinde yargının "Çete kurmak" suçundan mahkum ettiği emekli yarbay Korkut Eken’i savunuyor, "Her şeyi bilgimiz dahilinde yapmıştır, o masumdur ve gerçek bir kahramandır" diyorlar... İzmir Baro Başkanı Noyan Özkan ‘a göre, Korkut Eken’e af çıkartmaya yönelik bu sözler suç olup "Cürmü alenen övmek - Md.312öye giriyor... Hukuk - Susurluk tartışması kızışıyor.
Gümrük Birliği anlaşmasına imza atarak Avrupa’nın pazarı haline geldiğimizi, AB’nin bizi üyeliğe alarak sebepsiz yere külfet sırtlanmasına gerek kalmadığını yazmıştık. AB kendi çıkarına ekonomik ve ticari kararlar alıp bize de aynen uygulatıyor. Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün dün gönderdiği mektupta diyor ki:
" AB için Türkiye bir "ithalat cenneti" haline getirildi. 59 milyar dolar zarara uğradık. Şimdi üç beş milyar dolar için IMF’ye el açıyoruz."
Sayın Aygün devam ediyor:
" 11 Mart Pazartesi günü AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Karen Fogg ile yaptığım iki buçuk saat süren görüşmede, PKK, Ermeni soykırımı gibi Türkiye için çok önemli sorunların yanı sıra Gümrük Birliği konusunu da gündeme getirdim. Karen Fogg, GB konusunda ilginç bir yorum yaptı. GB’nin 1960’lı yıllarda tercih edilen bir anlaşma olduğunu, bugün ise her iki taraf için de yararlı olmadığını söyledi. Her iki taraf için de yararlı olmadığı görüşüne katılmıyorum. En azından AB için "ballı" bir anlaşma olduğu ortada. Karen Fogg, Türkiye’nin Gümrük Birliği Anlaşması nedeniyle üçüncü ülkelerle yaptığı ticarette uğradığı zararın giderilmesi için başvuruda bulunabileceğini de söyledi.
Gümrük Birliği’ne ilişkin 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi kararının 63. ve 64. maddeleri, taraflar arasında korunma önlemlerine olanak verirken, bundan yararlanmak için de hiçbir şey yapmıyoruz..."
Acaba neden? ABD ve IMF’ye avuç açmak kolayımıza geldiği, böyle bir politika Washington’dan desteklendiği için mi?
Memur emeklisi okurumuz haber veriyor:
- Eski bir emekliyim. Bizlere yeni kimlik (tanıtma) kartları gönderdiler. Öğrenci pasosu gibi bir şey. Karşılığında 7,5 milyon lira kestiler. Bu kadar eder mi? On binlerce emekliden aynı paranın kesildiğini düşünün.
Havadan para.