Şeker, adı tatlı kendi acı bir hastalıktır... Eğer zamanında önlem alınmazsa ileri yaşlarda insanı süründürür. Bir süre gizli seyreder. Ama gizli seyrederken de tahribatını gerçekleştirir. O yüzden erken teşhis edilmeli... Ciddi biçimde tedavi edilmelidir.
     Â
Türk Diyabet Vakfı, içinde bulunduğumuz
Dünya Diyabet Haftası'nda İstanbul'un büyük ilçelerinde erken teşhis amacıyla
ücretsiz kan şekeri ölçümü ve diyabet muayenesi düzenliyor. Bu konuda (0 212 533 53 06) no:lu telefondan bilgi alabilirsiniz. Vakfın daha büyük sağlık hamlesi ise hafta sonunda Güneydoğu'da gerçekleşiyor. Yaşamını adeta
"diyabetle savaş"a adamış olan soylu bir hekim, Vakıf Başkanı Prof.
Temel Yılmaz diyor ki:
      - Güneydoğu Anadolu Diyabet Destek Projesi'ni bu cumartesi (18 Kasım) günü Gaziantep'de - 30'a yakın sivil toplum örgütünün de desteğiyle - başlatıyoruz. Amaç bölgede yaşayan 400 bin diyabetliye sağlık eli uzatmaktır...
      Proje Diyarbakır, Gaziantep, Malatya, Elazığ, Ş. Urfa, Mardin, Adıyaman'ı kapsıyor. Neden önce Güneydoğu? Çünkü hem bölgede diyabet oranı ülke genelinden daha fazla. Hem aileler ensülin ve diğer ilaçların temininde daha çok zorlanıyor.
      Prof.
Temel Yılmaz konu açılınca:
      - Malatya'da bir orman köylüsünün
"Birkaç şişe ensülin gönderin de çocuğum bayramı rahat geçirsin" diye yalvarmasını hiç unutamıyorum, diyor...
      GapDiab projesi çerçevesinde 7 ilin halkı diyabet konusunda bilgilendirilip eğitilecek... Muhtaç insanlara ücretsiz ensülin dağıtılacak... Prof.
Temel Yılmaz ve sağlık ordusunun diğer fedakar insanlarını zor bir görev bekliyor.
Tarih dersi
     Â
Süleyman Demirel, "Liderlik 2000" Konferansı'ndaki uzun konuşmasında tarih içinde liderlik kurumunu anlatırken bir ara sözü, 1215'te İngiliz Kralı
Yurtsuz John tarafından yayımlanan ünlü Magna Carta fermanına getirdi... Ve bakın ne dedi:
      - Magna Carta, çağdaş dünyanın
"bütçe hakkı"nı güvence altına alan ilk metinlerdendir. Magna Carta süreci, halkın hükümdara vergi vermek istememesiyle başlar. Daha doğrusu, Magna Carta fermanı, halkın hükümdara
"Sana vergi veririm ama bunu nerede kullandığını bana söyle!" demesiyle ortaya çıkmıştır. Magna Carta, vatandaşın hükümdara vergisinin hesabını sorma hakkıdır...
     Â
Demirel Magna Carta'dan 800 yıl sonra...
      Vatandaşın iktidara vergisinin hesabını soramadığı, o yüzden bankaların ve Hazine'nin tam gaz yağmalandığı bir ülkede konuşmaktaydı... Rahattı...
Dersimiz mat...
      Telsim'in "Cep to Cep" reklamında yüzde 25'lik indirim iki ayrı cümleyle ifade ediliyor...Birincisi:
      "Telsim aboneleri yüzde 25'e varan indirimden yararlanırlar."
      İkincisi:
     Â
"Siz neden yüzde 25 daha fazla ödeyesiniz"      İki cümle aynı şeyi ifade ediyormuş gibi. Oysa değil.
      Telsim aboneleri 100 lira yerine 75 lira ödüyorsa... Bu yüzde 25 indirim. Doğru. Ama 75 lira yerine 100 lira ödeyen yüzde 25 değil yüzde 33 fazla ödüyor. (Niğde Atütürk Lisesi Öğretmeni
Adnan Turhan'a teşekkürle...)
Öpücük...
      Görünüşü ihtiyar ama kalbi kıpır kıpır olan ihtiyar manifaturacılık yapıyor... Geçinip gidiyormuş...
      Günlerden bir gün içeri bir afet girmiş. Ve sormuş...
      - Kumaşın metresi kaça?
      İhtiyar yaradana sığınmış:
     Â
- Metresi bir öpücüktür, dudaktan.      Kız kararsız:
     Â
- On metre alayım bari,      İhtiyarın gözler fıldır fıldır.
      On metreyi saniyede keser, kıza uzatır; hesabı ister.
      Kız kapıya doğru seslenir:
     Â
- Büyükanne hesabı öder misin?Merkez neresi?..
      Son günlerde siyasi partilerimiz arasında başlayan
"merkez" tartışmasında hemen herkes merkezde olduğunu iddia ediyor...
      Önce MHP'nin değiştiği ve merkeze kaydığı söylendi, ardından Fazilet Partisi asıl merkezin kendileri olduğunu belirtti. Bunun üzerine (zaten uzun yıllardır merkezde olduklarını vurgulayan) ANAP ve DYP'nin de fena halde sinirleri bozuldu...
      İyi de, neresidir bu merkez?..
      Mafyaların, çetelerin, ihale ve yolsuzluk uzmanlarının dostça toplandıkları nokta mı?...
      Gayrimenkullerin ve talimatların alındığı ABD'mi?.
      Cami avlusu mu?
      Gösteri hakkını kullananların ifade verdiği yer mi?..
      Yoksa, hiçbir siyasi görüşü olmayan, okumayan, araştırmayan,
"Ne sağcıyım ne solcu, futbolcuyum futbolcu" diyen; arabeskçi, televoleci kitle mi?
      Nasrettin Hoca'ya sormuşlar:
      - Dünyanın merkezi neresidir?
      Yanıtlamış hoca:
     Â
- Eşşeğimin durduğu yerdir...      Yoksa orası mı?
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr