Karadeniz Teknik šniversitesi ™ğretim üyesi Y. Doç. Mustafa Reşat Sümerkan tarafından çıkartılan derginin ders b"lümünden kimi satırları aşağıya alalım: Ders Konusu: Diyaframlar Düğün güni gelende / G"ğe mermi saçulur/ Diyafram g"ze benzer/ Kisilur da açilurVermez ise bubasi / Anlaşur da kaçaruk/ Az ışıkli yerlerde/ Diyaframi açaruk Ders Konusu: Filtreler Karadağ ormanında/ Kovaladim ayiyi/ Hava sislenduğunde/ Kullaniruk sariyi/Baktum karşıda Rize/ Taktum bi polarize/ Net ettum beşyüzlugu/ Geldik yarlan g"z g"zeMavi renkli filitre/ Tenleri koyi eder/Süt beyazi Fadimem/ Birdanbire oldi esmer Ders Konusu: Objektifler Gelinler ellerine/ Kina yakarlar kina/ Teleylan bakilinca/ Ayşem gelur yakinaBi evde iki baci/ Allahum bana aci/ Yarim sigmaz viz"re/ Yok mi bi geniş açiHaçan girdi horona/ Titrer idi omizi/ B"cük çekilaceksa/ Takaruz makromizi Ders Konusu: Fotograf çekimi Dik tutup makinayi/ Viz"ründen bakaruk/ Alan derinlugunu/ Diyaframlan saglaruk Yüksek enstantaneylan/ Çekilur uçan arı/ Güneş battiktan sonra/ Kullanun B ayari Ders Konusu: Filmler Filimum yüksek ASA / Gren yapacak gren / Yitirdum Fadimemi / Yokmidur oni g"renFilimin üst tarafi / Gümüş kaplidir gümüş / Gel karanlik odama / Edelum senle cümbüş Trabzon'da 10 yıldır aralıksız yayınlanan "Foto Forum" Dergisi abonelere manilerle fotoğraf dersi veriyor. Ne başarırsanız başarın, size yardım eden biri mutlaka vardır. Athea Gibson Keman dersleri ™yle aileler var ki, çocuklarının ille de "rneğin keman ya da piyano "ğrenmesi için kararlıdır. Eziyet komşulara oluyor. Yaşadım, bilirim.Acemi kemanı, bana g"re piyanosundan da beter. O gaçırtıların her notası, kafayı kesen testereler kadar saldırgan. Çıldırtır insanı... Bir dostumun başına aynı talihsizlik gelmiş, telefon açıp keman çalan çocuğun babasına yalvarmış:- Tanrı aşkına durdur şu oğlunun keman çalmasını... Delireceğim... Vallahi delireceğim...Komşu: - Beyefendi geç kaldık galiba... Oğlum iki gündür keman çalmıyor. *** Şu not da anlayana... Bir "küz baktığı şeyin ne olduğunu, bakmaya başladıktan 16 saniye sonra anlar. ™te yandan "yle politikacı vardır ki, baktığı olayın ne olduğunu, "mrü boyunca anlayamaz.Bunların birincisi "zoolojik "küz", ikincisi ise "politik "küz" dür. Aydın Boysan' ın son kitabı "Zaman Geçerken" dün elimize ulaştı. Kitapta yer alan birbirinden hoş düşünce ve mizah damlalarından birini aktaralım... Tüymek isteği - Bir an "nce bu ülkeden tüymek, yanıtını veriyor ve bu durum herkesi çok üzüyor. Ne var ki üzülmek için biraz gecikmiş durumdayız. Çünkü onları biz bu şekilde yetiştirdik. Türk gençliği her zaman ve "zellikle 1960'lı yıllarda (doğrusuyla yanlışıyla) çok sorumlu bir tavır sergiledi. İç ve dış egemenler korktu. Bu gençliğin hırsızlığa, yolsuzluğa, yozluğa geçit vermeyeceği endişesiyle onları birbirine düşürdü. Vuruşturdu. Sonra 12 Mart ve 12 Eylül darbeleriyle ezdi. 12 Eylül y"netimi onlarca genci astırmakla kalmadı, tümünü sıkı bir "depolotizasyon" programının içine aldı. Ve ardından Turgut ™zal geldi; "Kendisine ve ülkesine yabancı gençlik" modelini başlattı. Tabii sonrakiler de modeli aynen sürdürdü. ™zal gençliğinin kültürel gıdasını Amerikan filmleri, vücut gıdasını "hamburger - kola", giyim kültürünü "yabanca marka" lar oluşturuyordu. Genç adamın ülkesini tanımak (dolaysıyla sevmek), tarihini coğrafyasını bilmek gibi bir mecburiyeti yoktu. Liberal ağabeyleriyle ikinci cumhuriyetçi d"nmeler onun gerçek "ğretmenleriydi artık. "Atatürk" demode, "bağımsızlık, yurtseverlik" gibi kavramlar çağdışı, "toplumsal sorumluluk" gibi kavramlar geyikti. Yabancılaştırma "yenilik", yozlaştırma "değişim" diye yutturuldu genç adama... Bütün bu namüsait koşullara rağmen başkaldıranlar sokaklarda coplandı, ısrar edenlere F tipi muamele uygulandı. Sonunda k"ksüz, dirençsiz, inançsız, şaşkın, yanıltılmış, yabancılaştırılmış bir insan modeli yaratıldı. Kiminin halkı ve ülkesi için birşeyler yapmaya gücü yok.. Kiminin inancı yok... Kimi "bu halka değmez" diyor. Ve çoğu artık "gitmek" istiyor... Şaşıracak ne var? Gençlere hayattaki amacı sorulduğunda yarıdan çoğu: Azimli ol yeter McDonalds mağazalarında bir zamanlar görünür yerlerde şu tabela asılıymış: "Devam et, Dünyada hiçbir şey azmin yerini tutamaz. Yetenek tutamaz; çünkü dünyada başarısız olmuş yetenekli insanlardan daha bol birşey yoktur. Zeka tutamaz; çünkü dünya eğitimli yoksullarla doludur..." m.asik@milliyet.com.tr