Eski bir denizci dostumuz korona hastalarına sahra hastaneleri kurulması için hazırlık yapıldığı haberlerini okumuş, telefonda dedi ki:
- Bizim halen işler vaziyette olan üç feribotumuz var. Her biri 400 yataklı. Bu feribotlar pekâlâ hastane-otel olarak kullanılabilir. Halen Ankara feribotu Piri Reis Üniversitesi tarafından okul gemisi olarak kullanılıyor. Samsun feribotu TÜDEV adlı vakfa kiralanmış. İskenderun feribotu ise bildiğim kadarıyla ordunun emrinde bulunuyor. Bu feribotlardan bir veya ikisi halen kullanımda olmayan Haydarpaşa Limanı’na çekilebilir. İçlerinde bir otelde bulunması gereken tüm malzeme hatta su arıtma cihazı bile vardır. Giriş katı vasıtalara ayrıldığı için giriş çıkış kolay olur. Kullanıma sahra hastanelerinden daha uygundur.
Virüs dolu gemi
Elefterios Venizelos feribotu Pire Limanı’na yanaşmış bekliyor.
Gemide mürettebat ve yolcu olarak 36’sı Yunan, 383 kişinin bulunduğu...
Bunlardan 20’sinde korona tespit edildiği, iki kişinin hastaneye kaldırıldığı Yunanistan Sağlık Bakanlığı’nca açıklandı.
Gemi İspanya’nın Cadiz şehrindeki gemi tezgâhlarında çalışacak olan işçi ve teknisyenleri taşıyormuş.
Haberlerde geminin “Türkiye’den geldiği” belirtiliyor.
Yolcuların çoğunluğu Türk olabilir.
Sakın Yunanistan gemiyi gerisin geri Türkiye’ye yollamasın?
Bu günlerde akla her şey geliyor.
Çin’le didişme
Sosyal medyada dönüp duran bir videoda Çin’deki pazarlarda canlı hayvanların satılmakta olduğu ve tekrar mutfaklara girdiği anlatılıyor: “Uyarılara rağmen Çin’deki alışkanlıklar son bulmuyor” deniyordu. Görüntülerde bizim hiç bilmediğimiz kimi hayvanlardan söz ediliyor:
“Özellikle pangolin Çin’de lezzetli olduğu gerekçesiyle çok tercih edilen bir hayvan” ifadesi kullanılıyordu. Çin İstanbul Başkonsolosluğu Sözcüsü dün bu haberi sert ifadelerle yalanladı ve TRT’yi Cumhurbaşkanlığı’na şikâyet etti. Sözcü, haberde kullanılan görüntülerin Endonezya’ya ait olduğunu da paylaştı.
Başta İtalya ve Yunanistan olmak üzere bölgedeki ülkelere hayli yoğun maske, özel elbise vs. yardımı yapan Çin’le iyi ilişkilere her zamankinden fazla ihtiyacımız var, onu da belirtelim.
İSKİ
Koronavirüsü yok etmek için insanlar normalin iki üç katı el ve saç yıkıyor, su tüketimi hızla artıyor. Ancak su tasarrufu konusunda yeterince uyarı duyulmuyor. Acaba suyumuz ihtiyacımızdan daha mı fazla diye düşünürken... İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu dün durumu açıkladı:
- Barajlarda doluluk oranı yüzde 60 dolayında. Normalde yüzde 85 düzeyinde olması lazım.
Geçen yıl bu vakitler doluluk oranı yüzde 95 görünüyor.
O zaman süratle halkı uyarmak ve su tasarruf planları hazırlamak gerekir.
İSKİ neyi bekliyor?
TOYOTA
ALJ Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Toyota Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt açıklama yaptı:
- Şu anda satış ve kâr etmek gibi hedefleri tamamen geri plana attık.
- Yıl sonuna kadar satışlar tamamen dursa bile çalışanlarımıza her ay maaş ödeyeceğiz.
- Yaklaşık bin kişilik kadromuzdan kimseyi işten çıkartmayacağımız gibi, kimseyi zorunlu izne göndermeyeceğiz.
- Dünya genelinde ertelenen bir talep var. Bu kriz ortadan kalktığı anda satış ve servislerde patlama olacağından o gün tecrübeli elemanlara ihtiyacımız olacaktır.
- Ayrıca, yıllardır birlikte çalıştığınız bu arkadaşlara karşı sorumluluklarımızın bilincindeyiz.
Bir alkış da Toyota’ya...
BOTAŞ
Son yıllarda vergi rekortmenleri listesinde sürekli olarak ilk 10’a giren BOTAŞ, ‘Milli Dayanışma Kampanyası’ için çalışanlarına bir mesaj gönderdi ve maaşlarından 200-400 TL arasında kesinti yapılacağını duyurdu.
Mesajda “2020 Nisan ayı maaşlarımızdan; kapsam dışı personelimizden 400 TL, kapsam içi personelimizden 200 TL olmak üzere kesinti yapılacaktır” denildi.
Kısaca...
BOTAŞ Milli Dayanışma Kampanyası çerçevesinde vatandaşa yapacağı yardımı vatandaştan topluyor. Üstelik devlet bankalarına yapacağı bağışı vergiden düşebilecek.
ÇİÇEKÇİ
Dışarıda kimseler yok. Ama çiçekçi komşumuz her gün dükkânını açıyor, çiçekleri eskiden olduğu gibi tek tek dışarı bir süre onlarla ilgileniyor, birkaç saat sonra onları yine tek tek içeri taşıyor, dükkânı kilitleyip gidiyor.
Merakla sordum:
- Caddeden gelen geçen yok, satış yok, neden her gün bu zahmete giriyorsunuz?
Dedi ki:
- Çiçeklerin yaşaması için her gün havalandırmaya mecburum. Temizlik ve bakımlarının da her gün yapılması lazım. O yüzden mecburen açıyorum.
Özeti.. Çiçekçiler zorda.Desteğe ihtiyaçları var.