Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Erkekler için değişik konular içeren bir kurs açılıyormuş... Son katılma tarihi 15 Eylül... Kursta uygulanacak konular ise şöyle:
1. Buz kalıbına nasıl su doldurulur? Adım adım slaytla açıklama.
2. Tuvalet kâğıdı rulosu takıldığı yerde kendini yeniler mi? Yuvarlak masa tartışması.
3. Klozet kapağını kaldırıp duvara ve su borusuna sıçratmadan yapmak mümkün mü? Grup çalışması.
4. Kirli sepetiyle yerdeki halı/döşeme arasındaki temel farklar. Resimler ve grafiklerle açıklama.
5. Tabak - çanak yemekten sonra kendi kendine lavaboya veya bulaşık makinesine uçarak gidebilir mi? Videoyla açıklama.
6. Aranan şeyleri bulmayı öğrenmek, höykürerek evin altını üstüne getirmek yerine doğru yere bakarak başlamayı öğrenmek. Açık forum.
8. Hanıma çiçek getirmek sağlığınıza zararlı değildir. Grafikler ve ses kaydıyla açıklama.
9. Hatun park etmeye çalışırken sessizce oturmak genetik açıdan imkânsız mı?
10. Hayat dersleri: Anne ve eş arasındaki temel farklar. Sınıfta canlandırma.
11. Bunamayla nasıl savaşılır: Doğum günleri, yıldönümleri, diğer önemli günler, unutulunca nasıl özür dilenir? Beyin şoku ve gerekirse operasyon.

Uzaklara gözlerini kapayan yanı başında hüznü bulacaktır.



Partilerin seçim şarkısı arayışına katkıda bulunmak isteyen okurumuz Belgüzar Gün, uygun bir slogan - türkü öneriyor:
"Aslı yok yaylasında 1500 koyunum var benim"
Türkünün sözlerini biraz açalım:
"Buyurun arkadaşlar davetim var benim,
Herkes kendi kesesinden yesin içsin saltanatım var benim,
Aslı yok yaylasında 1500 koyunum var benim..."
Seçim şarkısı olarak bundan iyisi can sağlığı...

Arif Keskiner’in Afrika gezisinden dönen bir dostu yukarıdaki fotoğrafı getirmiş... Demiş ki:
- Zenzibar’da kaldığım otelin lobisinde bir Afrikalı senin "Çiçek Gibi"yi okumaya çalışıyordu, görür görmez bastım deklanşöre..
- Nasıl olur yahu? demiş Arif.. Arkadaşı izah etmiş:
- Aslında kitabı ben okuyordum. Bir ara masanın üzerine bırakıp tuvalete gittim. Döndüğümde fellah kitabı almış inceliyordu. Bastım deklanşöre..

Çağdaş Mert yazıyor...
"İsmail Cem bence en doğru olanını yaptı, sağ bir parti kurdu ve şimdi sağ bir parti ile ittifaka gidiyor, sol adı altında sağ politikalar izlemek ve sağ ideolojiyi savunmak yerine bu yaptığı siyasi etiğe daha uygun, onu Baykal, Karayalçın ve diğerleri de izlemeli, onlar sağda birleşirlerse belki sol rahat bir nefes alır ve ülke siyasetinde hak ettiği noktaya gelir.
***
Savaşa girmek istemiyorsanız bize oy verin diyen bir parti lideri bizde de var: ÖDP lideri Ufuk Uras...


Erken seçime giden Meclis’in yeni dönemde durumu ne olur? Eskisinden biraz açık renk olur. Şöyle ki MHP yerine AKP, DSP yerine CHP, ANAP yerine DYP... Nihat Genç’in hep söylediği gibi, "Zavallı ülkem hep iki yumurtanın tokuşturulması gibi ömrünü tüketiyor, yumurta mı tavuktan... tavuk mu yumurtadan çıkar?"... Değişen bi şey yok.


Anadolu deyişidir... Köyün delisi 6 ay şehirde kalınca köylü onu akıllandı sanırmış... Bizim siyaset aynı ilke üzerine kurulu... Bir parti birkaç yıl muhalefette kaldı mı, halk o partiyi akıllandı sanıyor. İşte CHP, DYP, AKP... Oysa onlarda değişen bi şey yok. Kafalar aynı. İktidara gelip ne mi yapacaklar? Daha önce ne yaptılarsa onu...


***
"Kandilli’de uyuklarken Marmara sarsıldı, kendini medyanın önünde buldu. Bu işi çok sevdi. Sayın Işıkara, bilgin olarak olmasa da, çizgi film karakteri olarak oldukça başarılıydı. Şimdi tam yerini buldu. Ha ANAP’tan aday olmuşsun, ha fay hattına rasathane kurmuşsun. Kendileri ne de olsa "deprem uzmanı" ve seçimde en büyük depremin yaşanacağı yerde olmak istiyor doğal olarak...



Yolları ayrı olan insanlar, birlikte plan yapamazlar.