Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sinema - TV Bölümü öğrencileri mantıklı öneriler içeren bir mektup göndermişler:
1) TRT’nin haber program bölümlerine yalnızca Radyo - Televizyon - Gazetecilik bölümlerinden öğrenci alınsın.
2) İletişim liselerinde öğretmen olarak yukardaki okulların mezunları görevlendirilsin. Bunun için kendilerine gerekli formasyon verilsin.
Türkiye’de 28 iletişim fakültesi mevcut... Bu fakültelerde binlerce öğrenci okuyor, her yıl yüzlercesi mezun oluyor. Ne var ki mezunların yüzde 98’ine medya alanında iş yok... İletişim Fakültesi dekanlarıyla, medya yöneticileri, meslek kuruluşları ve TBMM’deki gazeteci kökenli milletvekilleri ortak bir çalışmaya girerse eminiz geleceğin gazeteci ve televizyoncularının önündeki pekçok engeli kaldırmak mümkün olacak... Haydi çocuklar... Siz zorlayın, büyükler kımıldasın biraz...
Fırlatıp uzağa atsanız da parçanız olan birşeyden kurtulamazsınız.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal önemli olaylar konusunda fikir belirtmeksizin iktidar iddiasını sürdürüyor. Kritik konularda "söz gümüşse sükût altındır" ilkesiyle hareket ediyor. Sebebini bir yakını anlattı:
"Deniz Bey MHP lideri Devlet Bahçeli’yi örnek alıyor. Yeni sloganımız şu:
- Sus, sustukça iktidar sırası sana gelecek!"
Adam kızına Barbie marka bebek almak için oyuncakçıya girer... Bebeklerin fiyatını sorar... Tezgâhtar sıralar: Barbie alışverişte 19.95 dolar, Barbie diskoda 19.95 dolar, Barbie dans ediyor 19.95 dolar, Barbie boşandı 265 dolar... Adam şaşırır:
- Neden hepsi 19.95 de, boşanmış olan 265 dolar...
Satıcı cevaplar :
- Çok basit, boşanmış Barbie ile birlikte; Ken’in evini, arabasını, donuna kadar her şeyini alıyorsunuz.
Kamuoyu anketleri medyada, hangi kuruluş yaparsa yapsın, yüzde yüz sağlıklı ve doğru havasında yayınlanıyor. Oysa kamuoyu anketinin de bir raconu var.
Le Monde gazetesi anket yayınlanırken şu noktaların kesinlikle belirtilmesini kendi yazıişlerine şart koşuyor:
1)Anketi gerçekleştiren enstitünün adı 2) Anketi sipariş ve finanse eden şirket ya da kurumun adı 3) Anketin gerçekleştirildiği tarih 4) Sorgulanan kişilerin sayısı... Medyamızın ilgisine...
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in villası iki ayda bir sorgu suale sebep oluyor. Bankaların çuvallarla götürüldüğü, ihalelerin imarethane cömertliğiyle dağıtıldığı memleketimizde, düzgün bir devlet adamı bir villa ile bombalanmak isteniyor.
Sezer, villayı nasıl aldığını kuruşuna kadar açıkladı. Ama önerge sahibi Saadet Parti milletvekili Lütfi Yalman "tatmin olmadım" demiş.
Sezer gerçekten de bunları "tatmin" edemez.
Çünkü Sezer, kendinden önce o koltuğu işgal eden zat gibi aile fotoğrafında hortumcular bulundurmuyor.
Ondan bir önceki de "dürüstlük" abidesiydi:
Rahmetli, mal beyanı sorulduğunda hesap verememiş, Mesut Yılmaz onun yerine Meclis’te kürsüye çıkıp "mal beyanını açıklayamıyoruz" açıklaması yapmıştı... Kimse üzerinde durmadı.
Banka hortumlamaktan sanık 20’ye yakın işadamı halen trilyonluk villalarında oturmaya devam ediyor, kimse onlara villanın kaynağını sormuyor.
Hortumcunun villada oturması suç değil, namuslu adamın oturması suçtur...
Aslında söylenmek istenen bir küçücük cümlede gizlidir:
- Sayın Cumhurbaşkanım niçin çalmıyorsunuz?
Yolsuzluklar artık gazete haberi olmaktan çıktı. Mesut Yılmaz’ın Aydınlık dergisinde yayımlanan Erol Aksoy’a 2 katrilyonluk kıyak geçtiği haberi, gazetelere tek sütunluk haber bile olmuyor. Kendileri de bir küçük açıklamaya tenezzül buyurmuyor.
Artık gözler nesli azalan namuslu adamlarda... Ya çalacaklar ya çalmadan hırsızlıkla suçlanacaklar. Çalanın kazandığı bu kutsal ülkede çalmadan yaşamak giderek zorlaşıyor.
Nâzım, 100’üncü doğum yıldönümünde neredeyse şiirlerinden çok aşklarıyla anılırken... Pablo Neruda ve Louis Aragon gibi ünlü şairlerin de başına da aynı şey gelmiş geçmişte... Ve bakınız Abidin Dino, "Yazılar" adlı kitabında ne demiş şairlerin sırlarını aşklarında arayanlar hakkında:
"Şairlerin gizlerini sofra başında, sokakta ya da yatak odalarında aramak boş, onların sırları şiirlerinde..."