Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Hükümet ve ona bağlı bürokratlar bu yıl enflasyonunu yüzde 25 düzeyinde gerçekleşeceğini tahmin ettiler... Memura, emekliye vs. bu oranda zam öngördüler. Acaba hükümet enflasyonun yüzde 25'te kalacağına inanıyor mu? Sorunun yanıtından önce İnşaat Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Fikri Kaya'nın anlattıklarına kulak verelim:
     Â- BilindiÄŸi gibi hükümet, 2000 yılı enflasyon tahminini yüzde 25 olarak yaptı ve memurlar ile emeklilerinin maaÅŸlarına yıl içinde bu oranda zam yapacağını açıkladı. Ama aynı hükümet, kendisine iÅŸ yapan müteahhitlerin geçmiÅŸ yıllarda baÅŸlayıp 2000 yılına sarkan iÅŸleri için olası enflasyonu yüzde 65 olarak kabul etti ve bu oran uygulanmaya baÅŸlandı. Ãœstelik de bu oran içinde demire, çimentoya ve akaryakıta gelecek zamlar yok. Yani 2000 yılı içinde bu girdilere zam gelirse - ki geliyor - o zamlar ayrıca dikkate alınacak...
       Hükümet enflasyonun yüzde 25 olarak gerçekleşeceğine inanıyorsa neden müteahhitlere bu kıyakçılığı yapıyor. İnanmıyorsa neden memurlara yalan söylüyor?

Uygar tavır önemli

       Türk asıllı Mustafa İzzet'i önceki gün Leicester maçında Everton taraftarları sürekli ıslıkladılar. Akılları sıra İstanbul'daki olayın intikamını alıyorlardı. Ne var ki Everton Kulübü sözcüsü maçtan sonra hiç vakit geçirmeden ve gayet net biçimde bu hareketi kınadı. Muzzy'den özür diledi. Dünkü İngiliz gazeteleri de Everton'lu holiganlara ateş püskürdü. Ne Everton Sözcüsü, ne İngiliz basını "E canım tahrik var, İstanbul'da olanlar malum, çocuklar tepkili" gibi mazeretlerle kabalığa ve ırkçılığa ortak olmadı.. Önemli olan da bu zaten: "Tavır"...
     Â
Eğer Taksim olayından sonra GS yönetimi, medya ve yetkililer doğru tavır alsaydı bugün İngilizlere söyleyecek az söz bırakırdık. Leeds United Başkanı Peter Ridsdale de, ortamı istismar ederek GS'ın motivasyonunu bozma taktiklerini bu kadar kolay geliştiremezdi. Karşı tarafa saldırı imkanı verdik.

Kötümser Türkler!

       Büyük gazetelerimizin birinde yönetici semineri veren uzman Türklerin dünyada en kötümser milletlerden biri olduğunu iddia etmiş. Peşinden küçük bir test yapmış. Bitişik sözcüklerden oluşan aşağıdaki cümleyi birkaç saniyeliğine gösterip yöneticilerden okumalarını istemiş:
       "THEGODISNOWHERE
       Katılımcıların hepsi bu cümleyi:
       "THE GOD İS NO WHERE" diye okumuş.
       Yani "Tanrı hiçbir yerde değildir" şeklinde.
       Uzman acı acı gülümsemiş... "Tam beklediğim gibi" diye mırıldanmış.
       Batı ülkelerindeki seminerlerde katılımcılar bu cümleyi şöyle okurlarmış:
       "THE GOD İS NOW HERE"
       Yani: "Tanrı şimdi burada"...
       Bu test sağlıklı mıdır? Kuşkuluyuz.. Ama espri olarak güzel...

Alkollü uyarı!

       Sigara paketlerinin üzerine konması zorunlu "Sağlığa Zararlıdır" ibaresini andırır biçimde... İçki şişelerinin üzerine de birtakım uyarı etiketleri yapıştırılması gündemdeymiş Avrupa'da...
       Düşünülen uyarıcı minik notlardan biri de şu:
     Â"Alkol, eski sevgililerinizin sabahın 4'ünde sizden dört gözle telefon beklediÄŸini düşünmenize yol açabilir..."

Nükleer mama...

       Nükleer santral ihalesi neden durmadan erteleniyor? Neden bir türlü karar verilemiyor?.. Diye daha önce iki kez sorduğumuzda konuyu yakından izleyen Botaş eski genel müdürü Hayrettin Uzun şu yanıtı vermişti:
     Â- Çünkü ortada ihaleyi size kazandıracağız diye yedirilen büyük rüşvetler var. Ä°hale sonuçlanırsa kaybeden taraf kıyameti koparır, Türkiye tarihinin en büyük rüşvet skandalıyla çalkalanır...
       Bu konuya "Zor Dostum Zor" başlığı altında, biri geçen Aralık, diğeri Şubat ayı olmak üzere iki kez köşemizde yer vermiştik.
       Söz konusu ihale geçen hafta sonu "5. kez" ertelendi...
       Bu defaki gerekçe: "Hazine garanti vermiyor!"
       Bu durumda bize yeniden Hayrettin Uzun'u bulup sormak düşüyor:
     Â- Bu son gerekçeye ne diyorsunuz?
       - Yerseniz afiyet olsun (!) diyorum. Bir bahane bulunacaktı, bula bula bunu buldular. İhaleyi düzenleyenlerin "Devlet garantisi" gibi canalıcı bir konuyu Hazine'den bugüne kadar sorup öğrenmediklerini düşünmek mümkün mü?
       -Sizce asıl sebep?
       - Daha önce de söylediğim gibi... 3 - 4 milyar dolarlık büyük bir ihale söz konusu... Eh, ihale bu kadar büyük olunca yenen rüşvetler de büyük oldu tabii... Siyasetçisiyle, bürokratıyla... Şimdi kalkıp ihaleyi konsorsiyumlardan birine verirlerse, kaybedenler kıyameti koparacak... İhaleyi size kazandıracağız diye kimlerin kendilerini nasıl söğüşlediklerini bir bir açıklayacaklar... Asıl korku bu...
       -Bu santralların yapımına hemen başlanmazsa memleket karanlıkta kalır, iddiası vardı...
       - Memleketin karanlığı elektrikte değil, memleketi yönetenlerde!
     Â- Yenen rüşvetler sizce ne oldu?
       - Ooo, onlar çoktan yatırıma (!) dönüştü bile... Villa oldu, yat oldu, kat oldu, İsviçre bankalarında hesap oldu.

UyuÅŸturucu deÄŸeri

       Gazete ve televizyonlarda sık duyduğumuz haberdir:
     Â- Piyasa deÄŸeri ÅŸu kadar TL olan ÅŸu kadar kilo uyuÅŸturucu yakalandı...
       Öğretim üyesi okurumuz Ayhan Çalışkan öneride bulunuyor:
     Â- Bu tür haberlerde yakalanan uyuÅŸturucunun TL deÄŸeri yerine "Kaç kiÅŸiyi ne kadar süre zehirleyeceÄŸi" belirtilirse daha anlamlı olmaz mı?



Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr