Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ekonomi Bülteninde her sayıda ekonomik krizin sorumlusu olarak IMF gösterildi, Ecevit Hükümeti IMFye teslimiyetle suçlandı. Tabii bu suçlamalardan Kemal Derviş de nasibini aldı.. Örneğin 12 Aralık 2001 tarihli bültende Kemal Dervişin:"2002de enflasyonun yüzde 35e çekilmesini hedefledik; ancak, bunu yapabileceğimiz kuşkulu. Hiç değilse yüzde 50de kalmamız gerekli" sözleri zikrediliyor, kendisi "haftanın şaşkını" ilan ediliyor, ve şu yorum yapılıyordu:- Hedeflere, programı yapan inanmazsa, Türkiyenin sonu bugünkü gibi olur kendisinin de çekilip gitmesi gerekir... Çekilip gitmesi önerilen Derviş bugün artık CHPnin ikinci adamı..CHPnin ekonomik politikalarını bundan böyle Kemal Derviş biçimleyecek... CHP onun yönetiminde felaketin sebebi olarak gösterdiği IMF programını uygulayacak...Peki Ekonomi Masasının saygın uzmanları bu durumda ne yapacak? Bilemeyiz... Ama şimdiye kadar hiçbirinden en ufak ses çıkmadı... CHP iki yıl önce bir "Ekonomi Masası" kurdu... Bu masada saygın ve seçkin iktisatçılar toplandı... Algan Hacaloğlu, Yakup Kepenek, Prof. Osman Coşkunoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu, Prof. Oğuz Oyan, Aziz Konukman, Enis Tütüncü, Ali Kemal Kumkumoğlu, Zuhal Şamlı, Prof. Mehmet Tomanbay vb... Kuvvetine güvenerek zayıfları hor görenin kuvveti başına bela olur. Merkez siyaseti... "Ne sağcıyız ne solcu, futbolcuyuz futbolcu"Argo tanım da şu:"Tavşan boku gibi ne kokar ne bulaşır" Siyasi tartışmalarda pek sık geçen "merkez sağ, merkez sol, merkez" gibi kavramlar ne anlama geliyor?... Aydın Engin dostumuz sütununda bu kavramların net tanımlarını yapıyor.. Merkez sol: "Marksist olmayan sol"... Merkez Sağ: "Irkçı ya da köktendinci olmayan sağ"... Peki bu bağlamda "Merkez"i nasıl tanımlayacağız... Aydın Engin en açık tanımı halkın ürettiğini söylüyor: Erdoğanın sırrı... "Kasımpaşada bir daire, Maltepede bir kooperatif dairesi, Bollucada 346 metrekare arsa, Burak Gıda ve Ticaret Lmd. Şirketinin yüzde 10 hissesi..."Sayın Erdoğan 8 yılda bugünkü maddi durumuna nasıl ulaştı? Bu sırrı açıklamalıdır... Tayyip Erdoğan ABDde öğrenim gören çocuklarını yolcu etmiş... Dünkü Milliyetin haberine göre, çocukların yıllık eğitim masrafı 100 bin dolarmış... Bir başka haberde (aileler 4 - 5 bin dolar yıllık ücreti ödeyemediğinden) Türkiyedeki kolej kontenjanlarının boş kaldığı kaydedilmişti. Tayyip Erdoğanın belediye başkanı olduğu 1994 yılında verdiği mal beyanı şöyleydi: F - 15 denemesi! "...Yer artı 1500 metrede ve bulut üzerinde uçarken çok tehlikeli bir olay yaşadık. İki adet ABD F - 15 jet uçağının helikopterimizi yalayarak geçtiklerini gördük. (Oysaki uçuşumuzu Hava Kontrol Merkezine bildirmiştik.) Jetlerin egzoz gazının, Skorsky helikopterinin motorlarını doldurduğu ve motorların bu yüzden oksijensiz kaldığı için güç kaybettiği ve durma noktasına geldiği kaptan pilot J. Yb. Öner YAKTUĞ tarafından bildirildi. Bunun üzerine trafik kontrolü görevi yapan Amerikan AWACS uçağına durum bildirildi. Biz helikopterin motorunun durmasını önlemek maksadıyla Büyük Zap Çayı vadisinde yalama uçuşu ile 25 dakika uçtuk. Selahattine yaklaştığımızda iki F - 15in tekrar çok alçaktan altımızdan ve üstümüzden geçtiğini gördük. Barzaninin karargahına inilince ilgili birlikler sert bir şekilde uyarıldılar."Bu olayda Amerikalılardan canlarını kıl payı kurtaran her iki komutandan Eşref Bitlis, üç ay sonra kuşkulu bir uçak kazasında hayatını kaybetti. E. General Necati Özgenin anlattığı olaydan sonra gelin de Eşref Paşayı kaybettiğimiz uçak kazasının gerçekten bir kaza olduğuna inanın... Yıl 1992. Türk Ordusu, kısa bir süre önce Kuzey Iraka operasyon yapmış, bölgeyi PKKden temizlemiş, sıra bölgenin kontrol altına alınmasına gelmiştir. Bunun için yapılan planı Kürt liderler Barzani ve Talabani ye anlatmak gerekmektedir. Dönemin Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis ve Jandarma Bölge Komutanı Korg. Necati Özgen Barzani nin karargâhının bulunduğu Selahattin kentine gitmek üzere aralık ayının ilk haftasında Şırnaktan helikopterle yola koyulurlar. Yolda başlarına gelen ilginç! olayı, daha sonraları emekliye ayrılan Necati Özgen, Ulusal Strateji dergisinin son sayısında bakınız nasıl anlatıyor. Günün sözü... "Beni eleştirenler için şunu düşünüyorum; sanki kendilerine ayrılan süreyi doldurmak için konuşup duruyorlar." m.asik@milliyet.com.tr