Matematik öğretmeni okurumuz
Selahattin Akgül, yazı dili ve günlük konuşmada pek yaygın bir yanlışa dikkat çekiyor:
      -
"Sayı" ve
"rakam" arasında farkı çoğu kere unutarak saçma cümleler kurabiliyoruz. Mesela...
"Yaralılar hakkında değişik rakam
lar söyleniyor", "Köyden kente göçü incelersek ilginç rakam
lar görürüz", "Yılın ikinci yarısında yapılacak maaş zammı konusunda bir rakam
verilmiyor..." Kulağımız yanlışa öyle alışmış ki, garipsemiyoruz bile... Halbuki...
"Sayı" ve
"rakam" birbirinden çok farklı şeyler... Varlıkların ölçülebilen, sayılabilen (nicelik) özelliklerini
"sayı"larla ifade ederiz.
"Rakam" ise sayıları yazma gereğini hissettiğimiz anda kullandığımız işaretlerin adıdır. Hiçbir değeri olmayan
"rakam" sadece sayıları yazılı göstermeye yarar. Konuşma içindeki
"harf"in konumu gibi...
     Â
- İşin üzücü tarafı, diyor
Akgül, bu yanlışı bilim adamları, yazarlar, politikacılar, hatta matematik öğrenimi görmüş kişilerin de yapması...
Primler çılgın
      SSK'nın çalışanlara sağladığı bir olanak var:
"İsteğe bağlı sigorta..." Bu sistemde kişiler ceplerinden prim ödeyerek emeklilik hakkından yararlanıyor. Bu prim geçen yıl bu vakitler 18,6 milyon lira idi. Temmuz'dan sonra 22,7 milyon liraya yükseldi. 2000 Ocak ayında prim tabanı 24 milyon lira oldu. Ve dört ay geçmeden... Mayıs'ta primlerin yine yükseleceği ve 38.5 milyon lirayı bulacağı bildirildi.
      Bu zamla birlikte son bir yıl içinde primlerdeki artış yüzde 100'ü geçiyor. İşçiye verirken enflasyonu yüzde 25 hesap eden hükümet, işçiden alırken hesabını yüzde 100'ün üzerine çıkarıyor. Vatandaşın tepkisi mi? Kimsenin umurunda değil..
Tembellik nedir?
Beyaz Nokta Vakfı Başkanı Tınaz Titiz, bir soru üzerine tembelliğin nedenlerine değinmiş. Ve bakınız ne demiş:
- Tembellik aslında bir görüntü (phantom) sorundur ve çok sayıda kök (root) nedenin bir bileşkesidir. Enerji yetmezliği bunlardan birisidir. İkinci ve çok önemli bir neden ise, çocuklarımızın "kendi başlarına bir şey yapamayacakları" konusunda koşullandırılmasıdır.
Anne ve babalar, yüzlerce korkunun esiri olarak çocuklarını bu korkuları aşılayarak yetiştirirler. İşte, tembellik gibi görünen olgunun altındaki nedenlerden birisi de bu korkulardır ve kişi ancak bir şey yapmayarak, az şey yaparak riskleri minimize etmeye çalışır.
***Ülkenin reisini boş verin, biz daha “evin reisi" konusunda karar veremiyoruz.
***
Öğrenmenin yaşı
      "...Pek çok insanın sorunu, bir şeyler öğrenmeleri gereken yaşı geçtikten sonra, eğer öğrenmeleri gereken şeyi öğrenmemişler ise bundan utanç duymaları ve bu nedenle de o konuyla ilgili her şeyden uzak durmalarıdır. Bu tür insanlar çok geri kaldıklarını ve öğrenme sürecini yeniden yakalamaya çalışmalarının çok zor bir şey olduğunu düşünürler.
      Sizin de sözü edilen pek çok insan gibi uzak durmaya çalıştığınız bir kaç konu vardır mutlaka. Ama bu konuların görmezden gelme çabası, kimi zaman öğrenmekten daha zor olsa gerek. Böylesi durumlarda "hiçbir şey için geç olmadığını" söylemek, yerinde olacaktır herhalde.
      ("Beyin Geliştirme" adlı kitaptan)
Akıntıya kürek
      Türk - İş'e bağlı sendikaların 9 ayrı bölgeden başlattığı yürüyüş bugün saat 10'da Ankara'da bitiyor... İşçiler ne için yürüyor? Özetlersek:
      - Özelleştirmenin durdurulması,
      - İş güvencesinin sağlanması,
      - Kamu kesimi sorunlarının çalışanlarla konuşularak çözülmesi.. vs..
      Bunlar Meclis'te görüşülerek çözülecek sorunlar. Ancak bugün işçiden yana tavır koyacak ne siyasi parti, ne de siyasetçi var.
      O yüzden işçiler sık sık yürüyor.
      Konuyu işçi hakları uzmanı Dr. Engin Ünsal ile konuşuyoruz. Diyor ki:
      - Yürümekle yollar aşınır ama işçi sorunları çözümlenmez. İşçiler siyaset yapmadıkça, bir siyasi partinin üyesi olup o partinin kademelerinde etkili olmadıkça... İşçiler ve onlardan yana aydınlar yerel meclislere ve TBMM'ye seçilmedikçe daha çok yürürler ama hiçbir sorunu çözemezler.
Ä°ngiliz dersi...
      Futbol dersi verdiğimiz İngilizlerden "kamu yönetimi" dersi... Daily Telegraph'ın önceki günkü haberini okuyoruz:
      "Çalışan nüfusun dörtte birinden fazlasını istihdam eden ve "Avrupa'nın en büyük patronu" sayılan İngiliz kamu kesimi, boş kadrolarını tümüyle internet üzerinden duyuracak. Bu yaz sonu tamamlanacak olan Web sayfası, genel ve yerel yönetimlerdeki tüm boş kadroların listesini "tek merkezde" topluyor. Eleman alım duyuruları ve iş başvurularının bu yolla yapılması, zamandan ve ilanlara giden paradan büyük tasarruf sağlayacak..."
      İki yıl kadar önce "İnternet'te vergi dairesi" başlıklı bir haber okumuştuk... Maliye Bakanlığı, o tarihte, kendisine ait internet sayfasına giren vatandaşların ödenmiş ve ödenmemiş vergi yükümlülüklerini buradan takip edebileceğini duyuruyordu...
      İki yıldır aklımıza geldikçe girip bakarız. Dün de baktık...
     Â"BU SÄ°TE YAPIM AÅžAMASINDADIR" deniyor hala... Ehh, maÅŸallah!...
     Â"HARÇ BÄ°TTÄ°, YAPI PAYDOS!" dense.. Hiç olmazsa mazeret sayılırdı!..
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr